'Anadolu’nun birikimini dünyaya aktarýyoruz'
ABONE OL

2009 yýlýnda kurulan Yunus Emre Enstitüsü, dünya çapýndan kültürden sanata, Türkçe öðretiminden medya-habercilik eðitimine kadar birçok alanda sayýsýz faaliyet yürüten bir kurum. Avrupa’nýn göbeðinden, Afrika’nýn bir ucuna uzanan dünya çapýndaki 58 merkezinde yaptýklarý bu faaliyetlerle milyonlarca insana ulaþmýþ durumdalar. 10 yýlda toplamda 500 bin yabancýya Türkçe öðretmeyi baþarmýþlar. Yunus Emre Enstitüsü Baþkaný Prof. Dr. Þeref Ateþ, tüm faaliyetlerinin temelinde Yunus Emre’nin felsefesi olduðunu dile getirirken, kültürel iliþkinin ticareti de beraberinde getirdiðine dikkat çekiyor. Yýllarca Avrupa endeksli yaþadýðýmýzý söyleyen Ateþ, ülke olarak kendimize alternatifler yaratmamýz gerektiðini vurguluyor. Bunun en güçlü yolunun da kültür, sanat ve dilden geçtiðine dikkat çekiyor.

Faaliyetlerinizi hangi bakýþla hayata geçiriyorsunuz? 

Yunus Emre Enstitüsü (YEE) olarak bizler bir faaliyet yapmadan önce bunun planlamasýný yaparýz. O plan belli bir stratejinin üzerine oturur. O stratejinin temelinde de bir felsefe vardýr. Özellikle düþünceyle ilgili bir faaliyet ise ki YEE dünyanýn her tarafýna; Anadolu’daki düþünüþ tarzýný, entelektüel birikimi, kültürü, sanatý ve dili götürürken temelde bir felsefe gerekiyor. Biz 10 yýllýk bir kurumuz. 2009 yýlýnda kurulduk. 2007’de bizimle ilgili bir kanun çýkarýlýrken iktidar ve muhalefetin mutabýk kaldýðý nokta Yunus Emre ismiydi. Dolayýsýyla temel felsefe Yunus Emre’nin þahsýnda onun felsefesi. “Gelin tanýþ olalým. Ýþi kolay kýlalým. Sevelim, sevelim dünya kimseye kalmaz.” Bu o kadar özlü bir felsefe ki. Bu söz baþlý baþýna, seni ve beni tanýmlarken, diðer taraftan tanýþmayý anlatýrken o tanýþmanýn neye hizmet edeceðini de anlatýyor. Dolayýsýyla bu temel felsefeyi biz stratejik planlamamýza giydiriyoruz. Sonra faaliyetlere baþlýyoruz. Örneðin Anadolu mutfaðýný 2019 yýlýnda dünyanýn her yerinde tanýttýk. Tanýtýrken o felsefeye hizmet etsin istiyoruz. Onun için buðdayýn hikâyesini anlatýyoruz. Buðday nedir, Anadolu’dur. Þimdi bunu Göbeklitepe ile birleþtirdik. Göbeklitepe 12 bin yýl önce Neolitik dönemde de yani insanlar daha topluluklar halinde yaþamazken bile, tarým yaptýklarý farklý da olsa buðday taneciklerinin olduðu anlaþýlýyor. Dolayýsýyla bu topraklar insanlýðýn ve medeniyetin merkezi. Dinlerin ortaya çýkýþýnda da Anadolu tapýnma ve ibadet etmenin de merkezi konumundýr. Biz 10 yýldýr bu düþünceyle yurtdýþýnda faaliyet yapýyoruz. Çünkü bir düþünceyi ihraç ediyor ya da baþka bir düþünceyle iletiþime geçiyorsanýz önemli olan sadece yaptýðýnýz etkinlik deðil. O etkinliði yapan kiþi, o organizasyonun þekli, bütün onu çevreleyen her þeyin de onunla uyumlu olmasý lâzým. Demek istediðim, bir taraftan toprak gibi olmayý öðütleyen bir kültürün, düþüncen varsa oradaki personelinde de bu yansýma olmalý. Bu nedenle dünyanýn her yerindeki personelimizi bu misyon ve vizyonla eðitiyoruz. Bu bilinçte olmalý her þey. Bütün yaptýðýmýz faaliyetler bu standartta olmalý. 

Peki bu standarda ulaþtýðýnýzý düþünüyor musunuz?  

Oldum dediðin gün öldüðün gündür. Biz bu standardý yakaladýk, bu iþi çözdük dersek o süreç biter, arayýþ da kalmaz. Bu nedenle aramaya ve sürekli kendimizi geliþtirmeye devam ediyoruz. 2019 yýlýnda þu ana kadar yurtdýþýndaki 58 merkezimizde binden fazla faaliyet yapmýþýz. Þu an Ýstanbul’da yerel personel eðitimimiz var ama ayný zamanda birkaç gün içinde Tunus’ta çok güzel bir etkinliðimiz var. Dolayýsýyla ayný anda bu faaliyetleri organize etme kabiliyetiniz olmalý. Konuþmacýsýndan kargosuna, mekânýn kirasýna kadar… Ve tabii oradaki halka ulaþmak en önemlisi. Birkaç gün önce de Malezya’da idik ve orada Okçular Vakfý ile bir sergi açtýk. Ayný zamanda 26 ülkede okçuluk kursu veriyoruz. O vesileyle de insanlar Türkiye ile bað kuruyorlar. Temel amaç Türkiye ile bað kuran insan sayýsýný artýrmak. 

500 BÝN KÝÞÝYE TÜRKÇE ÖÐRETTÝK 

En temel faaliyetiniz nedir? 

Biz temelde beþ alanda faaliyet yürütüyoruz. Bunlardan birincisi Türkçe öðretimi. Bu en keyifli alan. Çünkü Türkçe öðrenen insan otomatik olarak Türk kültürüne intibak saðlýyor. Dilinizle beraber kültürünüz de geçiyor. Bütün bu faaliyetlerimizi yaparken ayný zamanda istatistik de yapýyoruz. Bütün bunlarýn hepsi dijital ortamda tutuluyor. Son 10 yýlda 5 yüz bin kiþiye Türkçe öðrettik. Sonra bu insanlarýn en iyilerini Türkçe yaz okuluna alýyoruz ve onlarý Türkiye’ye getiriyoruz. O zaman bir level daha atlýyorlar. Böyle böyle Türkiye ile baðlarý artýyor. Sonra Türkçe ona istihdam alaný oluþturuyor. Þu anda yedi ülkede Türkçe seçmeli ders olarak okutuluyor. Tercihim Türkçe projemiz kapsamýnda oranýn önemli okullarýnda sýnýflar açýyoruz böylece okul yönetiminin yükünü de üzerlerinden almýþ oluyoruz. Dersi kabul ettirmek için altyapýsýný hazýrlýyoruz. Bu vesileyle bir sürü bað oluþuyor. Örneðin Ýstanbul Ýl Milli Eðitim ile bir anlaþma yaptýk. Ýstanbul Ýl Milli Eðitim, Bosna Hersek ile kardeþ okul projesi yürütüyor YEE üzerinden. Bu kapsamda toplamda 5 bin kiþi gelip gitmiþ. Ýstanbul’dan çocuklar Bosna’ya, Bosna’dan da buraya geliyorlar. Bu deðiþim aslýnda tetikleyici. Kalýcý irtibatýn devam etmesi bizim için önemli. Biz bunlarý hep yabancýlarda görüyorduk. Amerika’ya gidiyor, Kanada’ya gidiyor gibi. Biz þimdi bunu YEE üzerinden yapýyoruz. Mesela Malezya’da da yine böyle tetiklediðimiz aile deðiþimi var. Yani Türk aile ile Malezyalý aileyi buluþturuyoruz. Hem seyahat ediyorlar hem de birbirlerinin evlerinde kalýyorlar. Bu þekilde kalýcý bir medeniyet ve kültürel iliþki geliþiyor. 

Ali Demirtaþ, Prof. Dr. Þeref Ateþ ile birlikte

KÜLTÜREL ÝLÝÞKÝ TÝCARETÝ DE GETÝRÝYOR 

Tetiklediðiniz iliþki bir süre sonra kendi kendini döndürüyor. Bu noktada birçok destekçimiz var. Kantonlar, okullar, belediyeler, THY gibi. Tamamen imece usulü ve amatör bir heyecanla yapýlan bir iþ. Tabi o okullarý birbiriyle irtibatlandýrmak için de geziler, turnuvalar düzenliyoruz. Bunlar 10 yýllarca sürebilecek bir irtibat meydana getiriyor. Bu ilk aþama. Amacýmýz daha çok deðiþim, birlikte iþ yapma ve fýrsat verme. YEE ayný zamanda bir fýrsat oluþturuyor. 

Örneðin Tayland’da çocuklara Türkçe öðreten kiþi Türkiye’de okumuþ bir kiþi. 19 Mayýs Üniversitesi’nde okumuþ bir genç kadýn ve biz ona istihdam saðlýyoruz. Dolayýsýyla Türkçe onun için ayný zamanda bir kazanç kapýsý. Dünyada kültürün yayýlmasýnýn nihai hedefi budur. Neden Ýngiliz kültürü yayýlýyor, çünkü Ýngilizce öðretimiyle birlikte kazanç da elde ediliyor. 

Mesela biz Malezya coðrafyasýna da gidiyoruz. Örneðin Tayland’da, Malezya’dan gönderdiðimiz hocalar Tayland’da Türkçe dersleri veriyor. Üniversitelerde Türkçe öðretimi yapýlýyor. O civarda Hindistan ve Çin haricinde 700 milyon insan yaþýyor. Türkiye’de stratejik olarak yanlýþ bir algýmýz var. Bütün dünya Balkanlar ve Ortadoðu’dan ibaret sanýyoruz. Halbuki oralarla iliþkilerimizin geliþmesine de çok ihtiyacýmýz var. Kültürel iliþki ticari iliþkiyi beraberinde getiriyor.

MISIR’DA TÜRKÇE ÝÇÝN KAPIDA YATIYORLAR 

Türkçe’ye en yoðun ilgi hangi ülkelerde ve nasýl kitlelerden oluþuyor? 

Mýsýr’da Türkçe’ye olaðanüstü bir ilgi var. Orada bir tek binamýz var. Hükümet ikinci bir binaya müsaade etmiyor. Anlaþma gereði açýldýðý için kapatamýyorlar da. Mýsýr’da Türkçe öðretme kapasitemiz 500 kiþiyle sýnýrlý. Orada dil öðrenebilmek için 500 kiþi hemen dolduðundan, insanlar bir gece önce kapýnýn önünde yatýyorlar ve sabah ilk gelenleri kaydediyoruz. Ýran’da da durum böyle. Mýsýr ve Ýran’da akademisyenler, üniversite öðrencileri, entelektüeller Türkçe öðreniyor. Bu çok kýymetli. Malezya’da da öyle. Balkanlar’da ise daha çok ev hanýmlarý, gençler Türk þirketleriyle çalýþabilmek için iþ açýsýndan öðreniyorlar. Gidemediðimiz ya da merkezimizin olmadýðý yerlere ise online üzerinden eðitimler veriyoruz. Öte yandan Gambia ordusu Türkçe öðreniyor ikinci yabancý dil olarak. Gambia’da askeri tesisin içinde bize bir mekân verdiler. Orada bir hocamýz var. Subaylara eðitim veriyoruz. Onlar da Türkiye ile çalýþmak istiyorlar askeri alanda. Bu nedenle eðitim alýyorlar.

TÜRKÇE OLÝMPÝYATLARI SADECE BÝR ÞOVDU

Yurtdýþýndaki faaliyetlerinizde FETÖ ne þekilde karþýnýza çýkýyor? 

Gittiðimiz ülkelerde FETÖ’nün zamanýnda söylediði gibi binlerce Türkçe bilen insanla karþýlaþmadýk. Onlar tamamen yalandý. O okullarda Türkçe sadece seçilen bir dersti ve eðitim dili zaten Türkçe deðildi. Bütün bunlar sadece bir propaganda idi. Türkçe Olimpiyatlarý da sadece bir þovdu. Ötesi yok. Eskiden Türk halkýný kandýrmak için “Biz Türkçe’yi ve Türk kültürünü dünyaya öðretiyoruz” diyorlardý. Þimdi zaten söylemlerini deðiþtirdiler. Artýk Türk bayraklarýyla deðil, Amerikan bayraðý ile eðitim yapýyorlar. Türkiye veya Türk demiyorlar. Özlerine döndüler. Arkalarýndaki gücü artýk gizlemeden çalýþýyorlar. Dolayýsýyla bizim rakibimiz deðiller. Tamamen Türkiye aleyhine bir çalýþma üslubu seçtiler.

YILLARCA AVRUPA ENDEKSLÝ YAÞADIK 

2020 hedefleriniz neler? 

Hedefimiz 2020 yýlýnda 65, 2023’te ise 100 merkeze ulaþmak. Biz yýllarca AB endeksli yaþamýþýz. Dolayýsýyla sadece kültürel iliþkilerimiz deðil, ticari iliþkilerimiz de sadece orayla olmuþ. Bir ambargoya maruz kaldýðýnýzda sizin alternatiflerinizin olmasý lazým. Onun için kültürel iliþki ve ülkeler arasý insan trafiði çok önemli. Dünyanýn her tarafýnda Türkiye ile iþ yapacak insan sayýsýný arttýrmak bizim için en önemlisi. 2020’de Arap coðrafyasý bizim için önemli olacak. Sadece Suriyeliler deðil. Arap coðrafyasýnda Türkiye’ye karþý ‘Bunlar Osmanlýlar tekrar geliyorlar’ algýsý var. Buna önlem alabilmek için o coðrafyaya uygun bir içerik üretimi çalýþmamýz gerek. O bölgelere özgü malzemeler üreteceðiz 2020’de.