Geçtiðimiz günlerde Vatikan’ýn resmi haber sitesi Vatican News’de yayýmlanan bir haberle yapýlan duyuru bakýþlarý Vatikan’a çevirdi: Þeytan çýkarma iþlemi için talepler üç katýna çýktý. Yeni Þeytan çýkarýcý uzmanlara ihtiyacýmýz var! Þeytan çýkarma uzmaný rahip Benigno Pallila’ya göre son yýllarda insanlar büyü, fal, tarot gibi þeylere daha çok ilgi duyduklarý için þeytan tarafýndan daha kolay ele geçirilebiliyor. Artan talep nedeniyle de yeni lisanslý uzmanlar yetiþtirmek için Vatikan tarafýndan kurs düzenlenecek. Haberi ilk gördüðümüzde önce takvime baktýk: 2018.
Aslýnda bu ‘þeytan çýkarma uzmanlýðý’ yeni bir þey deðil. Yine de bu duyuru ile gündeme gelmiþken hem þeytan çýkarmayý hem de akýlcý geçinen Batý’nýn batýl inançlarýný þöyle bir hatýrlayalým istedik.
Vatikan’ýn þeytan çýkarma iþi için uzman arayýþýna girdiðini öðrenince bu iþ nedir, neden böyle bir uzmana ihtiyaç duyuyorlar ve hala bu tarz þeylere inanýyorlar diye Politopsikoloji, Sekülerleþme, Sekülerizasyon, Katolik Teolojisi üzerine çalýþmalarý bulunan Türk Alman Üniversitesi Araþtýrma Görevlisi Muhammet Tacettin Kutay’a sorduk. Konunun tarihinden bahseden Kutay, “Bu yeni bir durum deðil. Vatikan, tarih boyunca exorsizm ayinleri düzenlemiþ ve þeytanlar tarafýndan ele geçirildiðine inanýlan insanlarý bu beladan kurtarmayý kendisine görev olarak kabul etmiþtir. Günümüzde psikiyatrik bozukluk olarak kabul edilen ve tedavisi mümkün görülen nice hastalýða müptela sayýsýz sayýda insan, kötü ruhlar tarafýndan ele geçirildikleri düþünülerek, zindanlara atýlmýþ, iþkence görmüþ, exorzism ayinlerinde can vermiþtir. Kilise bilim ile barýþtýðý ve bilimi en üst gerçeklik bildiricisi kabul ettiði 2. Vatikan Konsilin’de dahi bu tutumunu terk etmemiþ ve þeytanlarca ele geçirilen insanlara yardým etmek vazifesine sahip olduðunu yinelemiþtir. Bunun sebebi Kilise’nin kendisini Hz. Ýsa’nýn yerine getirdiði tüm görevleri vekaleten yerine getirmekle sorumlu görmesidir. Tevrat’ta açýkça yasaklanan cin çýkarma faaliyeti, Ýncil’de Hz. Ýsa tarafýndan bizzat yapýlmýþ bir þey olarak karþýmýza çýkýyor. Hz. Ýsa bu sebeple büyücülükle suçlanmýþtýr. Tevrat’ýn emri ise açýktýr: Büyücüyü öldürün! Bu emre raðmen þeytan çýkarma ayini düzenlemiþ olan Hz.Ýsa, Kilise’ye günümüzde de bir örnek teþkil etmekte ve bu vazife bu örnekten kaynaklanmaktadýr. Dolayýsýyla Kilise’nin doðasýna aykýrý bir durum ile karþý karþýya deðiliz.” þeklinde konuþuyor.
POZÝTÝVÝZM’Ý FARKLI YORUMLUYORLAR
Türkiye’de ara sýra gündeme gelen ‘Cinci Hoca’ vakalarýna benzer bir olay bu aslýnda. Ancak bir fark var; burada böyle haberler yayýldýðýnda toplum tarafýndan bunu yapan hoca da, ona inanýp giden kiþi de toplum tarafýndan yargýlanýr, gericilikten baþlanýp hurafe ve dolandýrýcýlýða kadar pek çok konuda eleþtirilir, ayýplanýr ve kýnanýr. Oysa Batý’da özellikle bazý kesimler için bu gibi bir durum son derece normal. Modernizm ve bilim konusunda dünyaya ahkam kesen bir toplumun bu tarz olaylara inanmasý son derece ironik deðil mi?
Bu soruya “Elbette ironik” diye cevap veren Kutay sözlerine þunlarý da ekliyor: Gelgelelim aradaki temel fark bizde bu gibi iþleri yapanlarýn herhangi bir kuruma, dolayýsýyla hiyerarþiye ve kontrole tabi olmamalarý; Kilise’de ise bir hiyerarþik düzen içinde bu faaliyetin yürütülmesi. Öte yandan Batý’da bu gibi haberlerin normal karþýlandýðýný sanmamýz bizi yanlýþ bir çýkarýma götürür. Batýda da Kilise’nin bu gibi faaliyetlerini þarlatanlýk olarak görenler Kilise’yi yüksek sesle eleþtiriyor. Bu noktada Batý’nýn geldiði son durumu konuþmalýyýz. 19. yüzyýl ile baþlayan radikal pozitivizm batý açýsýndan da iyi sonuçlar ortaya koymadý. II. Dünya savaþý sonrasý maneviyatçý bir geri dönüþ dalgasý yaþanmaya baþladý.
Bu ilgiyi doðuran en önemli amil elbette Doðu Bloðu’nun radikal pozitivizmine karþý ortaya konan reaksiyondur. Budizm’e, Hinduizm’e ve bir dönem Ýslam’a gösterilen ilgi bunun bir neticesidir. Þunu açýkça söyleyebiliriz: Pozitivizm Batý’nýn bilim mahfillerinde ülkemizdeki kadar kutsanmýyor. Bundan ötürü Batý’da cinlere, þeytanlara inanmak Türkiye’de olduðu oranda bilimsel bir aþaðýlayýcýlýkla karþýlanmýyor. Bu ortam her geçen gün devayý Kilise kapýsýnda arayan insanlarýn sayýsýný artýrýyor. Dolayýsýyla Kilise yeni ruh çýkarýcýlarý istihdam etmekte bir beis görmüyor.
Pozitivizm Batý’nýn bilim mahfillerinde bizdeki gibi kutsanmadýðý için cinlere, þeytanlara inanmak bilimsel bir aþaðýlayýcýlýkla karþýlanmýyor.
HURAFE’YÝ YANLIÞ TANIMLIYORUZ
Türk toplumunda da pek çok batýl inanç var. Bunlarýn Ýslam öncesi dönemden kaldýðýný görmek mümkün. Peki insan neden bu tarz þeylere inanmayý seçer? Kutay’a göre bunun nedeni pozitivist yöntemin Türk toplumu gibi manevi dinamikleri çok yoðun bir topluma dayatýlmasý. Kutay’a göre pozitif izahlar insanlarý tatmin etmekten çok uzak. Cinlere inanmanýn Ýslam öncesi bir hurafe olmadýðý ve Ýslamiyet’in bu inancýn kaynaðý olduðu çok açýk. Buna raðmen cinlere inanmanýn hurafe olarak önerilmesi insanlarý pozitif izahlardan uzaklaþmaya ve hurafelere sahip çýkmaya sevk ediyor. Dini din olarak býrakmak ve pozitivizmin sýnýrlarý içine hapsetme çabasýndan vaz geçmek bu derdin en önemli devasýdýr.”
PAGAN ÝNANIÞLARINI TERK EDEMEDÝLER
Malumunuz bizde Ýsrailiyyat diye bir kavram vardýr. Müslüman olan Yahudilerin malumatlarýnýn da Müslümanlaþtýðý ve Ýslami gibi göründüðü kabul edilir. Bu bütün dinlerin doðal süreci olarak karþýmýza çýkýyor. Batý’nýn tam olarak Hýristiyanlaþmasý 17. yüzyýlý buldu. Bu süreçte pek çok pagan geleneði Hýristiyanlýk ile iç içe geçti. Ýslamiyet bu bakýmdan Hýristiyanlýk ile mukayese edilmeyecek kadar saf bir din. Noel’den Paskalya’ya kadar bütün bayramlarý pagan kaynaklý bir dindir Hýristiyanlýk.
SÝYAH BÝR KEDÝ MÝ? KÖTÜ ÞANS!
Orta çað ve öncesinde, cadýlarýn kendilerini siyah kedilere dönüþtürebildiðine inanýlýyordu. Bu yüzden siyah bir kedi yolunuza çýkarsa, bir cadý sizi izliyor demekti.
Birbirinden ilginç yedi batýl inanýþ
Türkiye dahil dünyanýn her yerinde batýl inançlara rastlamak mümkün. Batý’daki hurafeleri odak noktamýza alarak bir araþtýrma yaptýk. Ýþte karþýmýza çýkanlar:
13. CUMA KORKUSU
Bu inancýnýn sebebi, 13 Þubat Cuma günü Fransýz Phillip IV’in, tapýnak þövalyeleri katliamýna dayanýyor.
17 DE YASAKLILAR LÝSTESÝNDE
17 rakamý, Avrupalýlar’da uðursuzluk getirdiðine inanýlan bir sembol. Akdeniz ülkelerinde ve özellikle Ýtalya’da 17 numaralý hane veya kapý numarasý bulmak zor. Uçaklarda, otobüslerde 17 numaralý koltuk bulunmuyor. 17 rakamýnýn uðursuzluðu Roma dönemine dayanýyor. Roma rakamlarýnýn yer deðiþtirmesiyle ‘VIVI’ yani “Yaþadým o halde öldüm” anlamýna gelir.
KUÞ PÝSLÝÐÝ ÞANS GETÝRÝR MÝ?
Karma felsefesine göre insanýn baþýna kötü bir þey gelirse ardýndan iyi bir þeyin olacaðýna inanýlýr. Kuþ pislediðinde uður getireceði düþüncesi ile heyecana kapýlmak da bu kabule dayanýyor.
ÞANS ÝÇÝN ÇAPRAZ PARMAK YETERLÝ
Fransa ile Ýngiltere arasýndaki 100 Yýl Savaþý sýrasýnda, okçular, þans doruðuna eriþmek için baþ yayýný çekmeden parmaklarýný çapraz yaparlardý.
BÝR KÝBRÝTTEN ÜÇÜNCÜ ATEÞ ALINMAZ
I. Dünya Savaþý sýrasýnda keskin niþancýlar geceleri operasyon yapar; birinin sigara içmek için kibrit yakmasýný beklerlerdi. Ýlk ýþýðý görünce izlemeye baþlar, ikinci ýþýkta keskin niþancý atýþýna odaklanýr, üçüncüde ise ateþ ederek kibriti yakan kiþiyi öldürürlerdi.
TUZ DÖKÜLMEZ
Tuz dökmek kötü þans getirir. Roma döneminde çok deðerliydi. Askerler paradan ziyade tuzla ödeme yapardý. Tuzu dökmek parayý yakmak demekti.
KIRIK TABAK ÇÖPE ATILMAZ
Danimarka’da kýrýk tabaklar bir yýl saklanýr. Yeni yýlda bunlar arkadaþlarýn evlerine fýrlatýlýr. Böylece eþyalarýn fýrlatýldýðý evlere yeni eþyalarýn alýnacaðý, ellerine para geçeceðine inanýlýr.