Çocuklarýn ödev sorumluluðunu tek baþýna almasý için ne yapmalý? Ebeveynin sýk sýk bu konuyu hatýrlatmasý çocuðu nasýl etkiler? Bu konuda birkaç tavsiyemiz var.
Bugünlerde iþ dönüp dolaþýyor ödevlere geliyor yine. Ýçimde her an isyan çýkarmaya hazýr bir ‘ödev canavarý’ varmýþ gibi hissediyorum. Kerem ile geçen yýl yaptýðýmýz ‘ödev taahhütnamesi’ne uyuyorum elbette ama yine de arada -kendimce kurnaz yöntemler bularak- ödevi olup olmadýðýný soruyorum. O da külyutmaz bir ifade takýnýp “Merak etme anne her þey kontrolüm altýnda!” diyor. Sanýrsýn Sherlock Holmes, yardýmcýsý Dr. Watson’a çözdüðü karmakarýþýk polisiye bir vakayý anlatýrken “Çok basit Sevgili Watson!” diyor. Bizdeki görüntü o! Ben böyle zamanlarda derin bir nefes alýp bir adým geri çekiliyorum. Elvan’a gelince, onun ödevler konusunda daha sýk yardýma ihtiyacý oluyor. O nedenle iþlerin nasýl gittiðini daha yakýndan takip edebiliyorum. Bu arada, ödevlere karýþmýyorum demek “Amaaan yapsalar da olur, yapmasalar da” dediðim anlamýna gelmiyor elbette.
Çocuðu kendine býrakýn
Okullar açýldýðýnda “Ödevlerinizden hem okulun gönderdiði mailler hem de veli WhatsApp gruplarý sayesinde haberdar oluyorum. E yani, ona göre!” minvalinde bir konuþma yaptým. Kerem bir iki kez Almanca ödevini unuttu, Elvan götürmesi gereken ders materyallerini. Biri ödev telaþýndan doðru düzgün teneffüse çýkamamýþ, diðeri çalýþmasýný eksik yapmýþ. Benim “Ona göre!” dediðim kýsým da bu, sorumluluklarýný yapmayýnca karþýlarýna çýkan ‘tablo’. Sanýrým gereken dersi çýkardý ikisi de. Benim çýkardýðým dersler de bir arkadaþýmla yaptýðým sohbetten. Arkadaþýmýn çocuðu yok ama uyarýlarý, önerileri kendi tecrübelerinden geldiði için çok kýymetli:
“Ortaokulda metal müzik dinlerken çizdiðim bir albüm kapaðý nedeniyle öðretmen annemi okula çaðýrýp ‘Oðlunuz tuhaf resimler çiziyor. Bunlar zararlý!’ demiþ. Sonra müdür beni odasýna çaðýrdý. Bu tür resimler yapmamamý söylediler. Zararlý diye. Oysa ben resim yapmayý, ince ince çizmeyi, boyamayý seviyordum. Lisede fizik defterime ünlü fizikçilerin portre resimlerini de çiziyordum. Öðretmen bunu görünce defterimi aldý ve tüm o sayfalarý yýrtarak ‘Bu fizik defteri, resim deðil’ dedi. O güne kadar çok iyi olan fizik dersim kötüye gitti, dersten soðudum çünkü. Halbuki kimse bize ‘Defterinize resim çizmeyeceksiniz’ de dememiþti. Çok keyfi bir tutum var. Tüm eðitim hayatým boyunca annem-babam beni hep destekledi. Fakat þöyle bir durum da sözkonusu: Ben tam ders çalýþmaya giderken annem ‘Oðlum dersin yok mu? Git çalýþ!’ deyince vazgeçiyordum. Aslýnda derslerim de iyiydi. Sanýrým onlar beni ortada dolanýrken görünce ders çalýþmam gerektiðini düþünüyorlardý. Ben de onlarýn bana güvenmediðini galiba. Bu nedenle çocuðu biraz, hatta çokça kendine býrakmak gerekiyor bence.”
Arkadaþýmýn ‘içindeki çocuk’ anne babalara ne güzel uyarýlarda bulunuyor, deðil mi? Kendisi de ‘çok çekmiþ’ çünkü. Bu arada, bu arkadaþým Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde tasarým okudu hem de birincilikle mezun oldu. Hayatýný da resim yaparak ve fotoðraf çekerek kazanýyor...
ANNENÝN AJANDASI
Biri müzik mi dedi?
Çocuklarýn zihinsel ve fiziksel geliþmeleri için birbirinden farklý ürünler ortaya koyan Imaginarium’un yeni koleksiyonunun müzik kategorisinde yeni ürünler dikkati çekiyor. Küçük yaþlardan itibaren çocuklarýn hayal güçlerini ve ritim duygularýný geliþtiren bu oyuncaklar, ayný zamanda grup içinde oynama ve eðlenme alýþkanlýðý kazanmalarýna da yardýmcý oluyor. Bu oyuncaklardan biri de melodiler ve ýþýklý tuþlar eþliðinde hareket eden, çeþitli hayvan seslerinin de kayýtlý olduðu baby music piano.