Sanatçı Tosun Bayrak’ın ‘1960’tan 2016’ya, Fasa Fiso’ isimli sergisi ziyarete açıldı. Beyoğlu’ndaki Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşan sergiye açıklamada bulunan Bayrak, eserlerinin çoğunu 1960 sonları ve 1970’lerde yaptığını belirterek, “Yani yarım asır evvel yapılan resimler, ki o zaman kimse böyle şeyler yapmıyordu” dedi.
Tosun Bayrak Guggenheim mükafatı verilen eserlerinin yer aldığı sergide, sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği Amerikan doları görünümlü üç resmi hakkında açıklama yaptı.
Sanatçı, “Eserlerimde doları kullanırım ama sevmem. Çünkü dolar ABD’nin dünyaya hakim olmasına atom bombasından çok daha fazla yardım etmiştir. ABD’nin elindeki silahların en büyüğü, yukarıda galerinin giriş bölümünde yer alan, üstüne basarak yürüdüğümüz, duvara asıp üstünde küfür ettiğimiz dolar. Bu adamların, dünyada yüz binlerce kişiyi öldürmeleri, esir etmeleri, bin senelik medeniyetleri helak etmeleri, tüfekle, mermiyle olmadı. O kirli, yeşil aletle oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
NAMUSSUZLUK DOLARI
Tosun Bayrak, dolarda dine ve Allah’a hakaret edildiğine dikkati çekerek, Allah’a hakaret var. Üstünde, ‘We trust in God’ yazıyor namussuzlar.
Büyük yalan. Onu mahsus kırmızı yaptım. Halbuki yeşildir doların üstünde. Yani herkes görsün diye. Altınada ne kadar lisanda yazdırabilirsem, ‘yalancı’ yazdırdım” ifadelerini kullandı. 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü üyelerinin üzerinden 1 dolar çıkmasına ilişkin ise sanatçı, eserleri yaparken bu olaydan haberi olmadığını belirterek, “Sonradan ‘Böyle bir şey var.’ dediler. Dedim ki ‘Bakın yerini tutmuş. Onlar (Darbeciler) bile bunu kullanıyor.’ Yani namussuzluk olduğu zaman kullanılan alet bu” dedi.
ESER DEME BAS GEÇ!
Tosun Bayrak’ın 2016’da yaptığı “1 dolar” görünümlü eserlerden ilki, sergi salonunun girişindeki duvarda yer alıyor. Yanında, “Lütfen eserin üzerine yazı yazmaktan ve müdahalede bulunmaktan çekinmeyiniz.” şeklinde yazı bulunan eserin üzerine, ziyaretçiler dilediklerini boya ile yapabiliyor. Tabana yerleştirme yapılan ikinci eserin yanında ise ‘Lütfen eserin üzerine basmaktan ve/veya üzerinde yürümekten çekince duymayınız’ uyarısı yer alıyor. Salonda yer alan üçüncü eser ise sanatçının kendi yorumunu yansıtıyor. Sergide ayrıca sanatçının müzelerde bulunan eserlerinden hazırlanan reprodüksiyonlar ile Türkiye’deki koleksiyonlardan toplanan eserler de yer alıyor. Sanatçının, ABD’nin yanı sıra dünyada yoğun ilgi gören ‘Love Amerika or Live’ ve ‘Tosun’s Dinner&Wake’ isimli çalışmalarının da bulunduğu ‘1960’tan 2016’ya, Fasa Fiso’ sergisi, 3 Aralık’a kadar ziyaret edilebilecek.
“Dolar, ABD’nin dünyaya hakim olmasına atom bombasından daha fazla yardım etmiştir.”
RESMİ NEDEN BIRAKTI?
Heykellerinde malzeme olarak kullandığı kauçuktan da bir süre sonra sıkıldığını aktaran Bayrak, şunları kaydetti: Kauçuk, nihayetinde dayanıklı bir madde. Ben kaybolsun istedim. O zaman etten heykeller yapmaya başladım. Bu olay 1970’lerde oluyor. Etleri, hayvanları kullanan kişiler, benden sonra çıktı. Ondan da bıktım ve büyük çapta sokak tiyatroları yapmaya başladım. 100 metrelik bir sokak alıp, orada performans yaptım. O da meşhur oldu, patırtı gürültü çıktı ve dediler ki ‘Bu, şok sanatının mucidi.’ Sonra baktım ki bu sanat meselesinde, insan reisi cumhur olsa, büyük kahraman, sporcu veya sinema artisti olsa, bu kadar gururuna tesir etmez. Affedersin bir tuval yapıyorsun, ‘Aman efendim ne büyük ressam, ne büyük adam’ diyorlar. ‘Bu olacak gibi değil’ dedim ve bıraktım. 40 sene bıraktım ve birkaç sene evvel yeniden resim yapmaya başladım. O da kendi zevkim için. Onlar da burada asılı.”
TOSUN BAYRAK KİMDİR?
Bir dönem (1960’lı yıllar) Amerikan sanatında fırtınalar estirmiş, yaptığı performans gösterileriyle ‘Shock Art’a (şok sanatı) öncülük etmiş bir isim Tosun Bayrak. Sanatçı bir Cerrahi Şeyhi olarak 38 yıldır ABD’de irşad çalışmalarını sürdürüyor. Sanatçı 2014 yılında Star gazetesi kültür sanat editörü Bedir Acar’a verdiği röportajda gençlik günlerinden, öfkelerinden, protest tavrından, sanat çalışmalarından ve nihayet dini bütün bir hayata geçiş evlerinden söz etmişti; “Eskiden çok kızgındım; dünyaya, haksızlıklara karşı bir kızgınlık ve öfkeyle karşı çıkıyordum, bu sanat çalışmalarıma da yansıyordu” demişti.