Geçmiþten bugüne Zaman Matinesi
ABONE OL

Dünyamýzýn ve ülkemizin geçirdiði deðiþimleri aktaran program Zaman Matinesi, TRT 1 ekranýnda izleyici ile buluþuyor. Her hafta cumartesi gecesi 00.15’te TRT 1’de ekranlara gelen yapýmýn merkezinde ‘TRT Arþiv’ görüntüleri yer alýyor. Geçmiþ ile bugün ve gelecek arasýnda önemli bir köprü görevi gören TRT Arþiv, dünyamýzýn ve ülkemizin geçirdiði sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik deðiþimleri ve geliþmeleri gözler önüne seriyor.  Zaman Matinesi programý da bu arþivden yararlanarak bugün sevilen ve takip edilen sanatçýlarý programýnda aðýrlayarak seyirciyi geçmiþ ile bugün arasýnda dolaþtýrarak bazen eskinin o sýcaklýðýný  bazende sýkýntýlarýný ekrana yansýtýp bugünün kýymetini bilmeye yöneltiyor. Sunuculuðunu Hasan Kaçan’ýn yaptýðý Zaman Matinesi bu hafta üçüncü bölümü ile ekrana gelecek. Kaçan, ilk bölümde Orhan Gencebay’ý geçen hafta da Muazzez Ersoy’u aðýrladý. Bu haftanýn konuðu ise yine çok sevilen oyunculardan biri olan Oktay Kaynarca. Keyifli sohbetlerin, geçmiþ videolarýn yer aldýðý programý çýkýþ öyküsünü ve içeriðini Hasan Kaçan’dan dinledik. Programda onlarca genç arkadaþýn emekleri olduðunu dile getiren Kaçan, “Böyle bir sohbet programýnýn bu kadar çok penceresinin olmasý, farklý duygular sunmasý ve bizi belli zaman dilimlerine taþýyýp yeniden bugüne getirmesi ve bunu sevdiðimiz isimler ile birlikte yapmamýz çok kýymetli. Ýþler üzerinden çok fazla konuþmak doðru deðil. Ýzleyiciler kararý verir. Ama Zaman Matinesi gerçekten haysiyetli, kaliteli bir iþ. Emeði hissettiren bir program.” þeklinde konuþtu.

Programýn hikâyesi nasýl ortaya çýktý? 

TRT’nin arþiv görüntülerinin sosyal medyada yayýnlanmasý ve oldukça ilgi görmesi bizim de dikkatimizi çekti. Kýsa süreli ve vurucu bazen hüzünlü bazen tatlý görüntüler vardý. Gençlerimize, çocuklarýmýza geçmiþ dönemi bir türlü anlatamýyoruz dediðimiz o günler aslýnda TRT’nin arþivinde mevcut. Bizde Milim Sanat olarak bu görüntüler üzerine konuklu bir program yapsak diye düþündük. Soru sormak yerine o siyah beyaz görüntüleri paylaþalým ve onlar üzerinden sohbet edelim istedik. Konuðumuzla ilgili arþiv görüntülerini toparlayýp yayýnlýyoruz ve daha sonra geçmiþi de hatýrlayarak, yâd ederek üzerine konuþuyoruz. Yani fikir TRT Arþivi’nin inanýlmaz birikiminden ve gördüðü güzel ilgiden ortaya çýktý. 

Zaman Matinesi ismine nasýl karar verdiniz?  

Program ismi ne olsun diye konuþurken fikirler ortaya çýktý. Ben aslýnda evvel zaman içinde ismini önerdim ama isim hakký satýn alýnmýþtý. Sonra arkadaþlar Zaman Matinesi ismini önerdiler. Eskiden halk arasýnda sinemalarda 8,9,12 matinesi olurdu. Kimse gösterim demezdi. Ýsim koyarken o geçmiþ görüntüleri de hatýrlatan bir isim olsun istedik. Bizde 45-50 dakikalýk bir matine yapalým istedik. Ve program içinde geriye doðru bir yolculuða çýktýk. Bu yolculuklar içinde unuttuðumuz komþuluk, arkadaþlýk, dostluk, eski mahalle yaþantýsý, yapýlar... Eskiye dair olumlu olumsuz her þey var. Yani aslýnda acýsý ile tatlýsý ile hatýrlamak istedik. Genelde þöyle derler hep ‘Nerede o eski günler?’ O eski günlerin samimiyeti vardý ama bir o kadar da yokluklarý ve acýlarý da oldu. Samimiyet elbette þimdi de var. Ama her geçen zaman dilimi bize bir önceki zamaný özlemle hatýrlatýyor. Günümüzde sosyal medya var. Özel günlerde; bayramlar, kandiller, doðum günleri gibi birbirimize mesaj atýyoruz. Bir paylaþým oluyor. Fakat mesaj vasýtasý ile yüz yüze deðil. Sosyal ama ne kadar sosyal tartýþýlýr. Ancak belki de bundan 50 sene sonra ‘Nerede o eski Ýnstagram’lar Whatsapp’lar. Þimdi o günleri mumla arar olduk’ deyip bugünleri de özlemle ananlar olabilir. Bu yüzden kavramlar zamanlarýyla birlikte deðerlendirildiðinde kýymet oluþturur. Biz de o insani ve sosyal iliþkileri günümüzden deðerlendiriyoruz. Ve ister istemez geriye bakýp o komþuluklarý, arkadaþlýklar diyoruz. Bizim 30, 40 sene öncesine nerede o günler dediðimiz zaman dilimini beðenmeyen bir önceki kuþak da vardý. O kuþaðýn da þikâyetleri vardý, bir öncekinin de. Bu hep böyle gider… 

Konuklarýnýzý neye göre seçiyorsunuz? 

Bu zamana kadar Orhan Gencebay ile Muazzez Ersoy programa konuk oldu. Bu akþamda herkesin çok sevdiði bir oyuncu programda olacak. Oktay Kaynarca ile sohbetimiz yayýnlanacak. Daha sonra Ýpek Tuzcuoðlu, yeni nesillere hitap eden sanatçýlardan Gökhan Türkmen, Yeþilçam’ýn efsane isimlerinden Hülya Koçyiðit’i de programýmýzda aðýrlayacaðýz. Hem yeni hem eski kuþaklarý harmanlayalým istedik. Gençlerin sevdiði ve hatýralarý olan isimleri seçiyoruz. 

Geri dönüþler nasýl peki, program nasýl karþýlandý?   

Herkesin evinde albümler vardýr. Eve gelen misafirlere bu albümler gösterilir. Aslýnda biz de bu program ile ayný þeyleri yapýyoruz. Özel hayatýmýzý herkese açýyoruz. Herkesin bildiði ama unuttuðu, gelen konuðumuzun hayatýnýn bir döneminde rastladýðý ama unuttuðu hatýralarý canlandýrmaya çalýyoruz. Bu hatýralar konusunda en büyük yardýmcý TRT Arþiv. Hatta ilk programýmýzda TRT’nin ilk TV anonsu ile yayýna baþladýk. O günlerden bugüne aslýnda nasýl gelindiðini görmüþ olduk. Burada konuklarýmýzýn da unutmuþ olduðu bir geçmiþi sürprizlere paylaþmaya gayret ediyoruz. 

Bilinmeyen þeyler de ortaya çýkýyor. Mesela Orhan Gencebay bir dönem yasaklý sanatçý olduðunu bilmiyorduk... 

Evet… Doðru söylüyorsunuz. Bu bizim de dikkat ettiðimiz bir husus. Kanala ve Ýbrahim Eren’e çok teþekkür ederiz. O arþivi bize açmalarý güzel bir þey. TV yayýncýlýðýnda ilk defa bizimle paylaþtýlar. Türkiye’nin hatta dünyanýn geçirdiði belli bir döneme o siyah beyaz görüntülerle izleyerek þahitlik ediyoruz. Herhangi bir yorumda bulunmuyoruz. Sadece günümüz ile geçmiþ dönemleri mukayese etme fýrsatý yakalýyoruz. Bir de sizin de dediðiniz gibi bir kuþaðýn bilmediði þeyleri onlara aktarýyoruz. Orhan Gencebay’ýn yasaklý sanatçý olmasý, Muazzez Ersoy’un Hasan Kaçan’ýn çocukluk arkadaþý olmasý gibi… Biz Muazzez Ersoy ile ayný mahallede büyüdük. Diðer konuklar ve iþleyeceðimiz görüntüler ile yeni kuþaðýn hatýrlamadýðý ya da bilmediði tarihi gerçekleri paylaþmýþ oluyoruz. 

Hoþ bir aný býrakýyoruz... 

Programýn hedef kitlesi hangi yaþ grubu? 

Bugünün ve dünün gençleri programý izliyor. Herkesin sevdiði isimleri konuk etmeye çalýþýyoruz. Tanýnmýþ isimlerin geçmiþine bakmak hem misafirimiz hem de izleyenler için hoþ bir aný oluyor.  

Programý sunan sizinle birlikte iki genç isim daha var…  

Evet. Merve Erdoðan ve Batuhan Aydar. Onlar çok iyi oyuncular. Bana programda eþlik ediyorlar. Batuhan eline mikrofonu alýp sokaklarý arþýnlýyor ve konuðumuzla ilgili röportajlar yapýyor. Merve de kendi kuþaðýný temsilen benimle birlikte misafirimizi aðýrlýyor. Ben onlara abilik yapýyorum. Program bu yaný ile de geçmiþ ile bugünü buluþturan bir içeriðe sahip. Biz gençlerle birlikte ilerliyoruz. Ekranda gözükmeyen ama bu iþte emeði olan bir sürü arkadaþýmýz var. 

Programýn dekoru, havasý da bizi geçmiþe götürüyor? 

Milim Sanat diye adlandýrdýðýmýz bir organizasyonumuz var. Zaman Matinesi programýný da burada birlikte çalýþtýðýmýz genç, yetenekli arkadaþlarýmýz hazýrladý. Dekoru Hatice Fener, dekorun görsellerini, çizimlerini ise Samet Fener yaptý. Milim Sanat olarak bizim bir misyonumuz var. Ýleriki programlarda daha çok genci görmeyi arzu ediyoruz. Büyüklerin bir sözü vardýr ‘Marifet iltifata tabidir. Müþterisiz mal zayidir’. Dolayýsýyla ne kadar iyi sanatçý olursanýz olun o sanatý icra edeceðiniz bir alan olmalý. Biz de bu gençlere sanat alaný açmaya çalýþýyoruz. Herkes star olarak doðmuyor. Geleceðe yeni starlar hazýrlamak içinde buradayýz. Zaman Matinesi bunun küçük bir numunesi. Biz bu vesileyle gençleri bu iþin içine kattýk. O retro görünümlü hem geçmiþi hatýrlatan hem de günümüzden izler taþýyan güzel dekor gençlerin marifeti. Hepsinin eline saðlýk. Kanalda bize bu imkâný saðlayan yöneticilerimize de teþekkür ederiz. Gençlere bu imkâný tanýmak çok önemli.   

Karikatürist olarak tanýdýk sizi. Sonra oyuncu kimliðiniz öne çýkmaya baþladý. Peki sunuculuk yapmaya nasýl karar verdiniz?  

TV ile ilk tanýþmam oyunculuk anlamýnda Ekmek Teknesi dizisi ile oldu. Ama daha önce Kanal 7’de Hasan Kaçan Folk Show programý yapýyordum. Sohbet programý idi. 

Format þimdikinden farklý idi. Orada acemi idik. Þimdi kameraya, ýþýða alýþýðýz. Tabi ki ilk programýn heyecaný oluyor. Projeyi ilk konuþtuðumuzda etrafýmýzdaki insanlar sunuculuðu benim yapmamý istediler. Genelde bir Hasan Abi algýsý var. Yaþý küçükte büyükte olsa beni takip edenler genelde Hasan Abi diyorlar. Abi kavramý içinde bir güven, samimiyet, yakýnlýk var. Onlar da bendeki bu yakýnlýðý hissediyorlar. Bizim rol modellerimiz böyleydi çünkü. Ben Kasýmpaþa’da büyüdüm. Orada abilik kavramý vardý. 

Yeni projeleriniz var mý? 

Bu saatten sonra alaný gençlere hazýrlamak görevi üstlendik. Burada sinema, edebiyat, musiki, resim alanýnda üretimler oluyor, eðitimler de olacak.Bunlar için bir alan açma durumumuz söz konusu. Burayý sanatçý ve sanat üretim merkezi haline getirmek istiyoruz. Sanat eðitimi ile uðraþan çok sanatçý ve STK’lar var. Biz de tecrübemizi genç yetenekli arkadaþlarla paylaþmak zorundayýz.