Bu yýl 7-17 Aralýk haftasýnda, vuslata eriþinin 744. yýl dönümü nedeniyle anýlacak Mevlana Celaleddin Rumi. Sadece Ýslam coðrafyasýnýn deðil, tüm insanlýðý hakikate çaðýran Hz. Mevlana’yý ne kadar doðru anlayabildiðimiz ise tartýþma konusu. Biz de bu vesileyle Kýrýkkale Üniversitesi Öðretim Üyesi ve Mevlânâ Araþtýrmalarý Derneði Baþkaný Prof. Dr. Adnan Karaismailoðlu, Mevlana Araþtýrmalarý Enstitüsü Baþkaný Prof. Dr. Ali Temizel ve Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araþtýrmalarý Enstitüsü, müdür yardýmcýsý Prof. Dr. Emine Yeniterzi’ye Hz.Mevlana’nýn manevi dünyamýzdaki yerini, insanlýðý asýrlardýr çaðýrdýðý kutlu yolu sorduk.
PROF. DR. ADNAN KARAÝSMAÝLOÐLU: ADININ ANILMASI SEVGÝYÝ CANLANDIRIR
Adýnýn anýlmasý dahi sevgi ve þefkat duygularýný canlandýran Mevlânâ, insanî ve dinî deðerlere on üçüncü asýrda yeni ve farklý yorumlar getirmiþtir. Bunu ayný asýrda yetiþmiþ olan Yunus Emre, Gülþehrî ve Âþýk Paþa gibi sûfî ve þair þahsiyetlerin, Osmanlý döneminin Ýbni Kemâl ve Taþköprüzade Kemaleddin Efendi gibi nice bilginlerinin ve de Sultan II. Murad, Fatih Sultan Mehmed ve Yavuz Sultan Selim gibi hemen bütün padiþahlarýn sözlerinde ve eserlerinde görmek mümkündür. Bu nedenle Anadolu kültür ve medeniyeti tarif edilirken, Hz. Mevlânâ’ya, düþüncelerine ve çevresindekilere mutlaka yer ayrýlmaktadýr. Mehmet Âkif, Nurettin Topçu, Necip Fazýl ve Sezai Karakoç gibi son asrýn istiklal, hareket, aksiyon ve diriliþ heyecanýný tazeleyen birçok deðerli düþünür ve þair, bu durumu hep dile getirdiler. Bilgin, ârif ve þair Mevlânâ, Hz. Peygamber’in yolunda merhamet, ümit, neþe ve kararlýlýk yönündeki tercihleriyle bütün insanlýða seslenir özelliktedir bugün. Bütün bu hususlarý göz ardý ederek Mevlânâ ve çevresiyle ilgili anlaþýlmaz arzularla anlamsýz bazý konular bulmaya çalýþanlar, büyük bir yanýlgýya düþmektedir. Günümüzde geleneðin izinde onun eserlerini okuma ve anlama çalýþmalarý, Türkiye’nin çeþitli þehir ve mekânlarýnda devam etmektedir. Örnek olarak Ankara’da Mevlânâ Araþtýrmalarý Derneði ve Türkiye Yazarlar Birliði Genel Merkezi bu okumalarý uzun yýllardýr sürdürmektedir.
PROF. DR. ALÝ TEMÝZEL: MEVLÂNA’YI ANLAMAK, ANLATMAK VE YAÞAMAK GEREKÝR
“Ben yaþadýkça Kur’an’ýn kölesiyim,
Ben, Hz. Muhammed Mustafa’nýn yolunun tozuyum,
Biri benden bundan baþkasýný naklederse,
Ondan da þikâyetçiyim, o sözden de þikâyetçiyim...”
diyen Mevlâna, kendisinin kim olduðunu ortaya koymaktadýr. Bu beyitlerden anlaþýldýðýna göre Mevlâna, Ýslam dininin kurallarýna uygun olarak ve Peygamberimizin ahlakýyla yaþayan Müslüman bir kiþidir. Mevlâna’yý anlatýrken Müslüman kimliði ile anlatmalýyýz ve anlattýðýmýz þeye de kendimiz inanarak Mevlâna’nýn beslendiði kaynaklarýn doðrultusunda Müslümanca yaþamalýyýz. Mevlâna’yý bir þair veya yalnýzca bir filozof olarak görmemeliyiz; Mevlâna’nýn bir din adamý, Müslüman bir arif olduðunu bilerek Mevlâna ve eserleri üzerinden Allah’a daha fazla yaklaþmanýn yollarýný aramalýyýz. Mevleviliði yalnýzca kültürel bir davranýþ sanmamalýyýz ve semayý da folklorik bir gösteri olarak seyretmemeliyiz. Tüm bunlarýn, insaný Yaradanýna daha da yaklaþtýran araçlar olduðunu kabul ederek Allah’a daha iyi bir kul olmaya çalýþmalýyýz. Kýsacasý batýlýlarýn felsefecilerin görüþleriyle anlatmaya çalýþtýklarý Mevlâna’yý bizler Kur’an ve Peygamberimizin sünneti ýþýðýnda deðerlendirerek daha iyi ve daha akýllý bir Müslüman olmalýyýz.
“Mevlânâ’nýn Mesnevî’sine günümüz insanýnýn daha çok ihtiyacý var. Kur’ân-ý Kerîm ve hadîs-i þerîflerin özünü tasavvuf düþüncesiyle birleþtiren bu eser günümüz insanýna güzel ahlâký, nefsin doymaz isteklerinden kurtulmayý öðreten, gönül dünyalarýný mamur edecek mesajlarla dolu.”
PROF. DR. EMÝNE YENÝTERZÝ: MESNEVÝ’YE GÜNÜMÜZDE DAHA ÇOK ÝHTÝYAÇ VAR
Bilgi çaðýnda yaþýyoruz. Bilim ve teknolojinin mükemmel seviyede geliþtiði, iletiþimin hayal sýnýrlarýný zorlayan biçimde kolaylaþtýðý, çevremizdeki her þeyin hýzlý bir deðiþim ve geliþim içinde olduðu bir çað. Ýnsanoðlu teknolojiye yönelik her tür mühendislikte zirveler aþtý. Ancak dýþ dünyamýz savaþ, terör ve þiddetle sarsýlýrken iç dünyalarýmýz buhranlarla kaynýyor. 21. yüzyýlda insan mühendisliðinde ilerleme kaydetmekte zorlandýðýmýz; bilginin yetersiz kalýp, bilgeliðe muhtaç olduðumuz açýk. Bu yüzden Mevlânâ’nýn Mesnevî’sine günümüz insanýnýn daha çok ihtiyacý var. Mesnevî, bilgeliðe açýlan bir kapý. Kur’ân-ý Kerîm ve hadîs-i þerîflerin özünü tasavvuf düþüncesiyle birleþtiren bu eser; hem günlük hayatýn karmaþasýndaki insan hem de tasavvufun çetin yolunda ilerlemek isteyenler için mükemmel bir rehber. Manevî kaynaklarla beslenmesi farz olan günümüz insanýna güzel ahlâký, nefsin doymaz isteklerinden kurtulmayý öðreten, gönül dünyalarýný mamur edecek mesajlarla dolu. Hem de en sevimli, sevimli olduðu kadar da etkili bir öðretim aracý olan hikâyelerle. Kendimizle ve bir parçasý olduðumuz toplumla kavgalarýmýzý bitirebilmek, mutlu ve huzurlu olmak için Mesnevî’yi bir baþ ucu kitabý gibi elimizden düþürmememiz lâzým.