Kitap seni çağırıyor
ABONE OL

121 SAYFA DA NEFES KESİYOR

Arjantinli yazar Cesar Aira’nın Can Yayınları’ndan Emher İmre’nin çevirisiyle yayımlanan Flores Geceleriadlı romanı, edebiyat bilenlere hitap edenlerden. Genel kanıya göre, 200 sayfanın altındaki romanlar kısa sayıldığından, bu türün ustası olduğu biyografisinde vurgulanan Aira’nın 121 sayfalık yapıtı Flores Geceleri, iki niteliğiyle önemli. Roman, 79’uncu sayfasında hikayeye dahil olan Başsavcı Zenon Mamani’li bölüme kadar Aldo ve Rosa Peyro adlı yaşlı bir çiftin etrafında kurgulanıyor. Adıyla uygun bir roman iklimi seçen Cesar Aira, Arjantin’in Buenos Aires semtinin (özgeçmişine göre) yaşadığı ve eserlerine de mekan yaptığı Flores semtini anlatıyor. Güney Amerika sokaklarının günün her saati süren cinayet, uyuşturucu ve intihar festivalinin mekanı olduğunu bilen okurun, yazardan bu düzeni anlatmasını beklemeyeceğini bilen Aira, bu güvene dayanarak Aldo ile Rosa’nın hikayesini edebi peşreve yer bırakmadan doğrudan anlatmaya başlıyor.

Güney Amerika Edebiyatı sayesinde bu iklime hakim okurun hafızasına güvenerek kalemini konuşturan Aira, bu şekilde, ustası olduğu kısa bir metin yaratıyor. Ve bugün dünya edebiyatını giderek sarmaya başlayan, okura her şeyi anlatan değil, hikayenin çoğunu düşlemeniz ve yazarın metniyle aynı sonuca varmanızı bekleyen bir imgelem türü ortaya çıkıyor. Bu nedenle de Türkiyeli bir yazar kaleme almış olsa, büyük bir ihtimalle yayınevlerinin gelen dosyaları değerlendiren okutmanlarınca imha edilecekler sepetine atılacak bir hikayeyi anlatıyor.

BOŞLUKLARI DOLDURMUYORSUNUZ

Flores Geceleri, Aldo ve Rosa Peyro adlı iki yaşlı pizza dağıtımcısının romanda gece ilerleyen yaşamı, Güney Amerika’nın sosyolojik ve ekonomik yapısına ilişkin, sokakları esir alan motorlu çeteleri, meçhul adresler, gizemli müşteriler, tehlikeli sokaklar ikliminde derin anlamlar barındıran bir yapıttı olaya başsavcı dahil olana değin. Başsavcı Mamani’nin dahilliğiyle birlikte roman, dünya hallerine Flores semtini kişileştiren bir anlatı üzerinden yapılan göndermelerden çıkarak, bir Güney Amerika romanına dönüştü ve Aldo ile Rosa’nın gerçek yüzlerinin açığa çıkmasıyla sürpriz finalini de yaptı. Aira, romanında metni yazı yeteneğinin kuyruğuna takılıp gitmiş ve yeni roman anlayışının ‘okura bırak’ mantığıyla boşlukları doldurma görevini okura yüklemiş bir yazar değil. Bunu yapmadığı için, metnini hem elinde tuttuğu hem de metni mühendislik çalışmasından çıkarıp özgünleştirdiği için önemli yazar Roberto Bolano’nun da dediği gibi İspanyolcanın büyük yazarlarından. Galiba yakın zamanda da dünyanın büyük yazarlarından olacak...