'Necip Fazıl, değerlerimizi koruyan idealin adı'
ABONE OL

Edebiyatın pek çok türünde kalem oynatmış ve tarihe adını Sultanü’ş şuara yani şairler sultanı olarak yazdıran Necip Fazıl Kısakürek adına Star Gazetesi tarafından ihdas edilen ödüller bu akşam sahiplerini buluyor. Fikir adamı kimliğiyle de nesillerin ruhunu mayalayan Necip Fazıl’ın düşünce, sanat ve estetik çizgisini gelecek nesillere aktarmak, onun manevi mirasını yaşatmak amacıyla altı yıldır verilen ödüller Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek törende sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla hak sahiplerine takdim edilecek. Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun’dan oluşan jüri heyeti tarafından bu yıl 6 ayrı dalda 7 ödül belirlendi. Kültür ve sanat dünyasında büyük ilgiyle karşılanan ödüller bu yıl şu isimlere verilecek: 

Necip Fazıl Şiir Ödülü: İbrahim Tenekeci

Necip Fazıl Hikâye-Roman Ödülü: Cemal Şakar

Necip Fazıl Fikir-Araştırma Ödülü: Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın – Dr. Coşkun Yılmaz 

Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü: Meryem Kılıç 

Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü: Emin Gürdamur

Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü: Emced İslâm Emced

Necip Fazıl Saygı Ödülü: M. Uğur Derman

Star Gazetesi’nin alt yıldır büyük bir titizlikle gerçekleştirdiği Necip Fazıl Ödülleri’nin heyecanını, kültür ve düşünce dünyamızdaki yerini Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’a sorduk.

Star Gazetesi neden Necip Fazıl adına böyle bir ödül ihdas etme gereği duydu?

Necip Fazıl Kısakürek Türk milletinin yetiştirdiği nadir isimlerden birisi. Bu ismin taşıdığı değerlerle beraber yaşaması çok önemli. Hem başlangıçta amaçlanan ilkeler hem de aradan geçen altı yılda gelinen noktayı dikkate aldığımız zaman şunu çok rahat söyleyebiliyorum; bu ödüllerin hedefi sadece Necip Fazıl ismini yaşatmaktan ibaret değil. Necip Fazıl yaşadığı dönemde çok önemli bir fonksiyon yerine getirdi. Ben o yıllarda üniversite öğrencisiydim. İnananların karşı karşıya olduğu zorlukları biliyorum. Dindarların kendi yurdunda tam anlamıyla yabancı olduğu bir dönemdi. Necip Fazıl duruşuyla tek başına öz yurdunda parya olanlara destek verdi. Bugün şartlar kısmen düzelse de o dönemler geride kaldı, dindarlar güllük gülistanlık şartlarda yaşıyor diyemeyiz. Sonuçta sıkıntılar devam ediyor. Kaldı ki sözkonusu olan sadece Müslümanların sıkıntıları değil. Bugün Türk milletinin ve Türkiye’nin değerleri de dışarıdan bir kuşatma ile karşı karşıya. Necip Fazıl; ismi, değeri ve ortaya koyduğu söylemler ile dini ve milli değerlerimizi koruma anlamında adeta bir çimento görevi görüyor. Onun için her dönemde bu bakışa ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Birlik beraberlik anlamında bir noktaya gelsek bile bunu bizden sonraki nesillere aktarmak için yine bu çimentonun taşınması, yaşatılması gerektiğini düşünüyorum. O bakımdan önemli bir fonksiyonu yerine getiriyor bu ödüller. 

Bu ödüller için edebiyat alanında bir mihenk taşı olmaya başladı diyebilir miyiz?

Çok doğru. Bir kere sayın Cumhurbaşkanımızın zaman zaman bu konuda hiç çekinmeden ortaya koyduğu bir özeleştiri var; kültür sanatta ve eğitimde yeteri kadar başarılı olamadık diye. Bu durum bizim içimizde bir uhte. Çünkü bu tür değerleri hep başkaları üstelik Türkiye’nin lehine olmayan amaçlar için kullanmışlar. Ama son dönemde gerek bizim Necip Fazıl Ödülleri gerekse edebiyat, sinema alanında ortaya konulan başarıları topladığınızda artık ciddi anlamda bir ilerleme olduğunu görüyoruz. Bu ödüllerle ilgili olarak sayın Başkanımız bir ödül törenindeki konuşmasında “Bu ödüller kültür sanat alanındaki çoraklaşmayı ve tekelleşmeyi önleyecektir” şeklinde bir ifadesi olmuştu. Bu hem bizim için hem de bu ödüllere emek veren herkes için ciddi bir teveccühtür. Aynı zamanda bizim omuzlarımıza yüklenmiş çok ağır bir sorumluluktur. Onun da ötesinde belki altı sene bu tür şeyler için çok uzun bir zaman sayılmaz ama kısa bir zaman da değil o tekelleşmeyi kırma konusunda. İzafi olarak bu altı sene içinde alınan mesafeye baktığımız zaman şunu çok rahat söyleyebiliyoruz; ki ben her yıl jürimizin çalışmalarını yakından izliyorum. Jüri üyelerinin kendi aralarındaki görüşmelerde aynı zamanda çok da içinde olmadığımız kültür, sanat ve edebiyat camiasındaki gelişmeleri, bizim ödüllerin bu alana etkisini orada görüyorum. Jürinin mütalaalarından aldığım netice olarak şunu çok rahat söyleyebilirim artık edebiyat ve kültür sanat dalında Necip Fazıl ödülleri bir referans oldu. Bundan dolayı her sene daha da güçlenerek devam edecek. 

Türkiye Yazarlar Birliği’nin ödülleri, Kültür Bakanlığı’nın ve Cumhurbaşkanlığı’nın kültür sanat ödülleri de bereketlendiriyor kültür sanat ortamını. Bu çeşitlilik hakkında neler söylersiniz? 

Elbette başka ödüller de  olacaktır. Böylelikle az önce sözünü ettiğim çoraklaşma bitecek. Edebiyat dalında bilhassa bu ödülleri alan isimler veya bu ödüller bir referans oldu. İkincisi, önemli olan bir şey daha var. Sizin çabalarınız, gayretleriniz çok yapıcı olabilir ancak o çabalarınızı millete, topluma ne kadar yansıtabildiğiniz, ne kadar kabullenildiği ve sahip çıkıldığı da önemlidir. Buradan baktığımız zaman her yıl çok net olarak ölçebileceğimiz, görebileceğimiz bir teveccüh var ödüllere. Daha da önemlisi bu gerçekten kültür sanat gündeminin ilgilisi olan bir kitle. O bakımdan çok önemli. Onun için biz bu durumdan mutlu oluyoruz ve sırtımıza aldığımız bu yükün ve sorumluluğun ne kadar değerli olduğunun farkında olmakla beraber ne kadar büyük olduğunu da her yıl biraz daha fazla hissediyoruz. 

Ödüller üç yıldır edebiyat ve düşünce ağırlıklı. Uzun vadede buna sinema, tiyatro ve görsel sanatların da eklenmesi düşünülüyor mu? 

Bu soru hemen hemen her jüri toplantısında gündeme geliyor. Başlangıcından bugüne verilen ödüllere baktığınız zaman ödüllerin çok statik, çok sınırlı olmadığı da görülüyor. Şu ana kadar edebiyat odaklı devam etti. Bu çeşitlenecek. Zaman içerisinde toplumdan gelen talebe göre şekillenecek. Tabi ki edebiyat odaklı olmak kaydıyla ama çeşitlenme yönü de var. Buna biraz da gidişat yön verecek. Son üç yıldır uluslararası alanda da veriyoruz ve etkili olduğunu düşünüyorum.

ÖDÜLLER ARTIK TÜRKİYE İLE SINIRLI KALMIYOR

Uluslararası ödüllerde de ilginç bir dağılım söz konusu…

Üç yıldır veriliyor uluslararası ödüller ve her yıl başka bir kıtaya gitti. İlk yıl Avrupa’ya gitti geçen yıl Mısır’a yani Afrika’ya gitti, bu sene de Asya’dan bir isme verildi. Bir başka açıdan baktığınız zaman bir ödülü bir ülkeye ya da kişiye veriyoruz diye düşünmemek lazım. Ödül alan kişinin kendi ülkesinde, kendi bölgesinde de bir yansıması oluyor. Dolayısıyla bu vesileyle Türkiye ile sınırlı kalmıyor ve şu anda NFK Ödülleri uluslararası alanda da ciddi adımlarla yoluna devam etmiş oluyor.