Tarihi 17. yüzyýla kadar gittiði düþünülen ama elimizdeki kaynaklarla 1800’lü yýllarýn baþýndan itibaren kullanýldýðý kesinleþen Aynalýkavak Kasrý ve Musiki Müzesi, bugün de Haliç kýyýlarýný süslüyor. Fatih Sultan Mehmet döneminden beri baþlamýþ olan 18 adet Aynalýkavak veya Tersane Saraylar grubundan elimizde kalan son kasýr. Bugünkü haline Lale Devri’nde yapýlan tadilatlarla ulaþan kasýr, III. Selim’in bestelerine, Sultan II. Ahmet’in oðlunun sünnet düðününe, Sultan II. Abdülhamid’in özel davetlerine ev sahipliði yapmýþ. Gevheri Sultan’dan 30 küsur ve kýymetli enstrüman ile birçok sazendeden 74 olmak üzere 100’ün üstünde saz müzedeki yerini koruyor. Notalar, taþ plaklar, müzikle ilgili yayýnlar, sedirler, levhalar, laleler, buhurdanlýklar ve daha birçok eser ziyaretçilerini bekliyor. Bugünlere eþsiz bir güzellikle aktarýlan Aynalýkavak Kasrý ve Musiki Müzesi’ni Milli Saraylar Daire Baþkaný Yasin Yýldýz’dan dinledik.
- Aynalýkavak Kasrý ve Musiki Müzesi’nin tarihi nerelere dayanýyor?
Kasrýn olduðu bölge, Ýstanbul’un ilk fethedildiði yýllardan itibaren saraylar bölgesi olarak kullanýlmýþ. Levni’nin minyatürlerinde Sultan II. Ahmet’in oðlunun sünnet düðününü bu kasýrda yaptýðýný, padiþahlarýn konaklama amacýyla kullandýðýný biliyoruz. Milli Saraylar envanterindeki Topkapý Sarayý hariç elimizde kalan en eski kasýr. III. Selim’in orayý besteleri için kullandýðýný biliyoruz.
- Kasrýn uzun süre kapalý kaldýðýný biliyoruz. Yaklaþýk 10 yýllýk bu süreçte neler oldu?
Kaynaklarda Tersane Sarayý’nýn içerisinde 18’e kadar köþk ve kasrýn olduðu dile getiriliyor. Ama bugüne ulaþabilen tek yapý bu. Bulunduðu alan itibari ile Bizans’tan beri yerleþtirmelerin olduðu bir alan. Ama Tersane Sarayý ile en görkemli yýllarýný yaþýyor. 90’lý yýllarýn ortalarýnda restorasyon amacý ile kapatýlýyor. 2011’de kapýlarýný ziyarete açtý. 90’larýn baþýnda Aynalýkavak Kasrý, III. Selim’in musiki ile ilintili olmasýndan dolayý bir musiki müzesi konumlandýrýlmýþ. Özellikle Sultan Abdülaziz’in torunu Gevheri Osmanoðlu’nun saz koleksiyonu oraya baðýþlanmýþ. Kasýr restorasyon sürecinden sonra ziyaret edilemediði için musiki müzesi fonksiyonunu yitirmiþti.
- Tersane konferansý burada yapýldý...
En son 2015 yýlýnda Milli Saraylar tarafýndan hazýrlanan proje ile musiki müzesi bölümünü yeniden açtýk. Aslýnda iki müze iç içe. Aynalýkavak Kasrý ve alt katýndaki Musiki Müzesi’ni geziyorsunuz. Bahçesi, bahçesindeki sarnýçlarý, niþan taþlarý, yer altý kanallarýyla çok özgün bir topografya. Bu kasrý, Sultan II. Abdülhamid’in de kullanmýþ. Kasrýn, birkaç odasýnýn Abdülhamid döneminde buradan götürülen batý mobilyasý ile tefriþ edilmiþ olduðunu görürsünüz. Mesela çok deðerli Þam iþi bir sedefli koltuk takýmý kasýr da sergileniyor. Þu an Dolmabahçe’de bile öyle bir takým yok. Demek ki orayý hakikaten önemli aðýrlamalarda tercih edildi. 19. yüzyýlýn sonunda Ýstanbul’da toplanan Tersane Konferansý’nda da bu kasrýn kullanýldýðýný biliyoruz.
AYNALIKAVAK KASRI VE MUSÝKÝ MÜZESÝ BAHÇESÝ, BAHÇESÝNDEKÝ SARNIÇLARI, NÝÞAN TAÞLARI, YER ALTI KANALLARIYLA ÇOK ÖZGÜN BÝR TOPOGRAFYA..
III. SELÝM’ÝN BESTELERÝ BU KASIRDA HAYAT BULDU
- III. Selim’in nasýl bir müzik kültürü vardý? Müze bize bu kültürü nasýl yansýtýyor?
III. Selim çok önemli bir bestekar. Kendisinden önce kullanýlan bir kasýr olduðu için burayý yeniden elden geçiriyor. Bizatihi bestelerini yapmak üzere kullanýyor. Resmi iþlerinde Topkapý Sarayý’ný kullansa bile müzikle ilgili iþlerinde kasrý kullanýyor. Duvarlarýnda Þeyh Galip’in III. Selim’i metheden dizeleri var. Onlar da dönemin ünlü hattatlarý tarafýndan yazdýrýlmýþ. Bir odasýný beste odasý olarak kullanmýþ. Biraz da o dönemde o bölgenin asude bir mekan olmasýndan kaynaklanýyor. Çünkü neticede o tarihlerde Ýstanbul’un kýr kýsmý.
KLASÝK MÜZÝÐÝN HAFIZASINA YOLCULUK
- O dönemin musikisini bugünlerde görebiliyor muyuz?
Dede Efendi’lerden, Tatyos Efendi’lerden bugünlere geliþini düþünürsek, o dönemin musiki zevki, çok üst düzey ve çok rafine. Milli Saraylar olarak yaptýðýmýz Saray Konserleri var. Yaþatýlmaya çalýþýlýyor.
- Bugün bu müziði destekleyen ve yeni kuþaklara aktaran kurumlar var mý?
Turing’in bildiðim kadarý ile çabalarý var. Kültür Bakanlýðý’nýn Devlet Klasik Türk Müziði Topluluðu bir þeyler yapmaya çalýþýyorlar. Bir takým özel vakýflarýn gayretleri var. Resmi olarak deðil ama konservatuarlarda da Klasik Türk Müziði eðitimleri var. Bu þekilde yaþatýlmaya çalýþýlýyor ama çok yaygýn deðil. Ama sonuçta bu müzik, çok klasik bir müzik. Günümüz postmoderniteye geçmiþ toplumunda o kadar geniþ kitlelerle buluþtuðunu düþünmüyorum. Ancak yaptýðýmýz konserde de gördüðümüz kadarýyla son derece bu rafine zevke sahip dinleyici kitleleri oluyor.
ALT KATTA MÜZÝK, ÜST KATTA TARÝH VAR
Saz koleksiyoncusu Zeki Bülent Aðacabay 64 adet klasik Türk Müziði sazý baðýþladý. Necdet Yaþar, Kanuni Cüneyt Kosal’ýn, Süha Umur’un ve bazý baþka sazendelerin baðýþlarý ile þimdi elimizde 74 adet baðýþ ve 30 küsur de Gevheri Sultan’ýn sazlarý var. Notalar, taþ plaklar, müzikle ilgili yayýnlar da müzik kütüphanesindeki yerini alýyor. Sadece kendi döneminde kullanýlan sazlardan dini veya ladini sazlarý müzeye koyalým dedik. Kasýr kýsmýnýn ise teþrifini deðiþtirdik. Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayý gibi 19. Yüzyýl eþyalarýyla tefriþ edilmiþti. Hâlbuki orasý bir önceki yüzyýla ait bir kasýr. O yüzden III. Selim’in hem Mevleviliði hem de musikiþinaslýðý gibi tarihsel bilgiler ve kullanýþ amacýna uygun olarak daha çok sedirlerle, levhalarla, lalelerle, buhurdanlýklarla, kavukluklarla, lambalarla, fenerlerle, döneminde kullanýlma ihtimali olan eþyalarla yenide tefriþ ettik.