Savaşın kıyısındaki mahzun şehir Zaporojya
ABONE OL

Uçakla yolculuk ediyorsanız, önce camdan merakla bakarsınız ilk kez gittiğiniz şehre.Bu ilk kanaattir ve açık bir havada gözlemleyebiliyorsanız, şanslısınızdır. THY uçağıyla Zaporojya’ya inerken biz de peş peşe bastık deklanşöre. Şehirden geçen geniş Dinyeper ve bu nehre akan su kanalları, yemyeşil doğayla bütünleşince harika bir karşılama yaptı bize. Benim gibi Ukrayna’ya ilk kez giden biri için beklentileri hayli yükselten bir manzaraydı. Tâ ki havaalanına ininceye dek…

GEÇMİŞE YOLCULUK İZLENİMİ

Daha piste iner inmez enkaz yığınına dönüşmüş eski Rus uçakları ile karşılaşınca beklentilerimi törpülemem gerektiğini anlamıştım. 60’lardan kalma VIP minibüs(!)‘Daha da geriye git’ der gibiydi adeta. Kasaba terminallerini andıran havaalanından şehre doğru yol alırken, Türkiye’nin çok eski tarihlerine yolculuk ettiğimi anlamış bulunmaktaydım.

Türkiye’deki hızlı değişim ve dönüşümün kıymetini bilmeyenlere, eski Rus bloku ülkelerine seyahati tavsiye ederim. Elektrik tellerine uzatılan çubuklarla ilerlemeye çalışan troleybüsler bizim için çok eskilerde kaldı ama bu ülkeler zamanı orada durdurmuş sanki… Ulaşım araçları, binalar, yollar, hatta ağaçlar bile yorgun, yılgın karşılıyor sizi. Kötü olan; düzelecek umudunun da kalmaması…

Size bir örnek vereyim; Zaporojya’da DneproGES barajının da velinimeti Dinyeper Nehri üzerine, şehrin iki yakasını birleştirmek için ikinci bir köprü yapmak istemişler. 10 yılda zar-zor taşıyıcı kuleleri, birkaç viyadük ayağını tamamlayabilmişler. Ve para bitmiş, her şey öylece kalakalmış. ‘Belki torunlarımız bittiğini görür’ diyor Zaporojyalılar… Hoş, yapılanlar da çürümeye yüz tutmuş ya, neyse… Sovyetler’den kalma tarihi iki katlı Preobrazhenskiy Köprüsü'nden başka çaresi olmayan şehir halkı, ‘Hiç değilse yollarımız Türkiye’deki gibi asfalt olsa ona da razıyız’ diyor, fakat o da yok… ‘Niye böyle?’ diye sorduğumuzda ise ortak şikayet, yolsuzluk… ‘Yolsuzluğun olduğu ülkede hizmet olur mu?’ diye yakınıyorlar. Bu, ülkede o kadar kabullenilmiş ki üzerine ürettikleri esprileri anlatıyorlar: ‘Burada ‘yolsuzluk’la Porsche alıyorlar fakat ‘yolsuzluk’tan binemiyorlar.’

Komünizm sisteminde rahatlığa alışan halkın tembelliği de cabası tabii… Kimsenin hiçbir şeye acelesi yok. Koşuşturmaca, trafik sıkışıklığına hiç denk gelmedik desek yeridir. İş çıkış saatinde bile bomboş olan yolları, kaldırımları İstanbul’dan giden nasıl karşılar, siz yorumlayın artık. Bunda şehrin çok düzenli yapılanmış olmasının da önemi büyük elbette. Caddelerinin her biri bizim Vatan’ın genişliğinde. Elin adamı, ‘Buraya uçak mı indireceksiniz?’ diye itiraz etmemiş, her şeyi zamanında düzgün yapmış. Ha! Bir de Avrupa’nın en uzun caddesine sahip olmakla övünüyorlar ki, haklılar… Şehri boydan boya 25 km hiç viraj olmadan gidiyorsunuz… Gerçekten imreniyor insan. Bir de çukurlar olmasa… THY sağolsun, kaldığımız otel çöl ortasında vaha gibiydi… Altı ay öncesine kadar Sheraton’muş, şimdi Khortitsa adasının ismini almış. Gezi boyunca bize eşlik eden THY Müdürü Gürhan Sözen Bey, Zaporojya ile ilgili önemli şeyler anlattı. Rusya, 100 km kuzeydeki Donetsk’e saldırınca, Zaporojya yoğun göç almış. THY de uçuşlarını Donetsk'den Zaporojya'ya kaydırmış. Şimdi sadece THY haftada dört sefer düzenliyor. Peşinden Onur ve Atlas haftada üç seferle gelmiş. Anlayacağınız, Türkler, sanayi devi Zaporojya'nın hem ticarette, hem de turizmde umudu olmuş. Bunun ilk etkileri de görülüyor zaten... İki gün boyunca otelde karşılaştığımız kişilerin bir çoğu, özellikle maden ve inşaat alanında yatırımı bulunan Türk iş adamlarıydı. Fakat uçuşlarda yoğunluğun daha çok Zaporojya'dan İstanbul'a olduğunu öğrenince şaşırdım. Devamını özetleyerek geçeyim.

TÜRKİYE İLE TİCARET ARTIYOR

 Şehirde yaklaşık 150 Türk yaşıyor. Bunların büyük çoğunluğu iş adamı. 20 yıl önce buraya gidip, bir daha Türkiye'ye dönmeyenler var. Kimi restoran-kafe çalıştırıyor, kimi maden ve motor sanayii ile uğraşıyor. Şayet burada yatırım düşünürseniz, mutlaka Türk-Ukrayna İş Adamları Derneği Temsilcisi Meruk Erk Beyi bulun. Size istediğiniz tüm bilgileri çok kısa sürede temin ediyor. Bunu tecrübe ederek söylüyorum.

 Sovyetler döneminden kalma otomobil ve uçak fabrikası, hidroelektrik ve nükleer santral şehri ayakta tutan tesisler. Chevrolet satın aldığı Daewoo’nun bazı modellerini burada üretiyor mesela. Ancak bu ağır sanayinin şehrin zenginliğine yansıdığını görmek mümkün değil. Ülkede para birimi Grivna dışında dövizle alışveriş yasak. Bu yüzden ya gitmeden önce ya da uçaktan iner inmez bir döviz bürosuna uğrayıp Grivna temin etmeniz şart. Biz gittiğimizde 1 dolar yaklaşık 25 Grivna idi. Ülkede bir emeklinin maaşı 100 dolar civarında... Bu da faturalarını ödemeye bile yetmiyormuş. Alım gücü düşük olduğu için özellikle gıda fiyatları Türkiye'ye göre çok ucuz. Şehirde komünizm sisteminden kalma bir eser de konutların en fazla 90 metrekare büyüklüğünde ve büyük çoğunluğunun güçlükle ayakta durarcasına eski olması. Zaten Ukraynalıların bizim gibi evde vakit geçirme alışkanlığı yokmuş. Kazandıkları parayı daha çok giyimlerine, tiyatro, konser gibi eğlence ve kültür aktivitelerine harcıyorlarmış. ‘Bugün tiyatro bileti almak isteseniz en iyi ihtimal bir ay sonrasına bulursunuz’ dediler şaşırdık haliyle...

TURİZMDE DESTEĞE MUHTAÇ

 Kenti, turizm ve kültürel miras bakımından zayıf bulduğumu, bizi ilgiyle takip eden Ukrayna medyasına da aktardım. Bir Türk ailesi olarak ailece gidip keyifli vakit geçirebileceğimiz bir yer bulamadım mesela... Henüz bu noktalarda çok gerilerdeler. Rehberimizin gezi planlamasında çoğunlukla yer alan, Kazakların yaşadığı özerk Khortitsa adasıydı. Osmanlı döneminde Karadeniz kıyılarımıza yaptıkları baskınlarla tanıdığımız Kazaklar ve onların geçmişi, tarihi ve turistik tur kapsamında götürüldüğümüz tek yerdi.

 Atlı kazakların gösterisi sizi de büyüleyebilir. Ben şahsım adına en çok otomobil fabrikasındaki birbirinden muhteşem klasik otomobilleri incelemekten keyif aldığımı söyleyebilirim. Bu bilgiler sizde merak uyandırdıysa o zaman haydi Zaporojya'ya!

ANTİKA ARABA MÜZESİ HARİKA

Yerli ve yabancı eski araçların koleksiyonunun yer aldığı müzede, 20’nci yüzyılın 30’larına ve 60’larına ait 22 sergi bulunuyor. Willis, Dodge ve Ural-ZIS ZIS-5, ZIS-6 Katyusha ailesine ait tüm araçları burada görebilirsiniz. Tüm araçlar çalışır durumda. Hatta özellikle düğün arabası için bu klasikleri tercih edenlere kiralama yapılıyormuş. Yandaki sarı araç ise prototip üretilmiş, ancak maddi sebeplerle devamı gelmemiş.

Ukrayna medyası, Türkiye'den gelen gazeteci heyetine yakın ilgi gösterdi.

Tarihi mekanlara gezide en çok dikkatimizi çeken sadece Kazakların yaşadığı Kortitsa Adası’nın turlanması ve tamamen onların geçmişinin anlatılması oldu. Ukraynalı ırkına ilişkin bir ziyaretin olmaması, geçmişi savaşlarla dolu ülkenin durumunu özetleyen en çarpıcı detaydı.

PREOBRAZHENSKİY KÖPRÜSÜ

1952’de açılan köprü, o dönemde bir mimari başyapıt olarak kabul görmüş. İki katmana sahip köprü dört kemerden oluşuyor. Alt kademe yayalar ve özel kamyonlar için tasarlanmış köprünün üst düzeyinde ise bir demir hattı bulunuyor.

36 metre yüksekliğindeki Kutsal Bakire Koruma Katedrali, kentin sembollerinden biri.

KAZAKLARDAN MUHTEŞEM GÖSTERİ

Ukrayna Kazaklarının kalesi olarak bilinen Khortitsa Adası, şehrin sembolü gibi... Şayet bir turla giderseniz, Kazakların inanılmaz atlı gösterisini izleyip, silahlarını ve kalıntıları bulunan tarihi gemilerini inceleyebilirsiniz.

ZAPOROJYA / UKRAYNA

Yüzölçümü: 334 km

Nüfus: 1.774.000

Kuruluş: 1770

Rakım: 50

Büyüklük: Ukrayna'nın 6’ncı büyük şehri.

Sanayi: Uçak motoru fabrikası, otomobil fabrikası, hidroelektrik santrali, nükleer elektrik santrali, zengin maden yatakları, nehir limanı ve demiryolu merkezi.

Tarih: 2-3 bin yıl önce, en eski Türk topluluğu İskitler'in burada yaşadığına ilişkin bulgular mevcut.

Madenler: Kömür, demir, mangan.