Şükrü Özyıldız: “Yaşananlar ya mükemmel olmalı ya da hiç olmamalı, kitabın yazarı Ilgın Olut için. Bu adam haklı mı haksız mı, hala karar veremiyorum mesela... Beni çok etkiledi.”
Birkan Uz ve Can Arca’nın yönetmenliğini yaptığı Neva’nın başrol oyuncusu Başak Parlak’ı Acı Hayat, Emret Komutanım, Gümüş, Doktorlar, Fikrimin İnce Gülü, Serçe, Papatyam, dizilerinden tanıyor, televizyon izleyicisi... Filmin ‘Ilgın’ı ise Derin Sular, Uçurum gibi dizilerdeki oyunculuğuyla dikkat çeken, yeni sezonda Benim Hala Umudum Var’da başrolü üstlenen Şükrü Özyıldız... Parlak ve Özyıldız, aşk için verilen mücadelelerden yola çıkılarak yazılan gerçek bir hikayeyi konu alan Neva’yı anlattı.
-Neva karakterini canlandırmak zor muydu, kolay mıydı sizin için?
Başak Parlak: Film, aşık olduğu kadını kendi gözünden anlatan bir adamın hikayesi. Neva dramatik bir karakter, duygusal bir kız, üniversitede tıp okuyor, keman çalıyor. Ilgın’ı seviyor ancak ilişkileri bir çıkmaza giriyor. Neva, bir roman kahramanı olmasaydı, benim yarattığım bir karakter olacaktı ama ben yaratılmış bir karakterin içine girmeye çalıştım. O yüzden özgür olamadım. Ben Neva’nın aksine pozitif ve neşeliyimdir. Bazı sahnelerde içimden bağırmak geliyordu ama Neva bağırmıyor!
ELİME İLK KEZ KEMAN ALDIM
-Hazırlık süreciniz nasıldı?
B.P: Kitap benim senaryomdu. İlk kez elime keman aldım, tutması çok zor bir enstrüman. Çalmayı öğrendim. Bu karakter için kilo verdim.
-Senaryoda en çok neden etkilendiniz?
B.P: İlk kez okuduğumda gözümden yaş geldi. Yaşanmış bir hikaye olduğu çok fazla hissediliyordu. Olayın akışı ve diyaloglar kurmaca değil, doğal. Film, birçok insana dokunacak.
-Bu sezon başka bir projede yer alacak mısınız?
B.P: Sitcom’da oynayacağım. Ekim ayında vizyona girecek bir filmim de var; Şevkat Yerimdar. Bir internet projesiydi, çok izlendiğinden sinema filmini çektik.
-Ilgın karakterini anlatır mısınız?
Şükrü Özyıldız: Uykusuz, manik bir dönem geçirmeme sebep oldu. Karakterle empati kurabilmek için biraz kendi psikolojimden feragat ettim. Filmde oynayacağım kesinleştikten bir süre sonra gerçek hikayenin ‘kahramanı’ Ilgın Olut ile İzmir’de tesadüfen karşılaştık, sabaha kadar sohbet ettik, ağladık. Ben Ilgın Olut’u oynamadım aslında, bir nevi temsil ettim. Onun gözündeki acıyı gördüm. Basit ama anlatması kolay bir karakter değildi benim için, Ilgın... Çok tutkulu, gözlem yeteneği güçlü. Yaşananlar ya mükemmel olmalı ya da hiç olmamalı, onun için. Bu adam haklı mı haksız mı, hala karar veremiyorum mesela... Beni en çok etkileyen şey.
SEVİYOR AMA PARANOYAK
-Neva ile Ilgın’ın buluşamadığı noktalar nedir?
Ş.Ö: Ilgın’ın daha önce farklı ilişkileri olmuş. Geçmişini bu ilişkiye taşıdığı zaman yeni bir başlangıç yapamıyor ve sıkıntılar oluyor. Neva’nın geçmişini sorgulamaya başlıyor, paranoyaklaşıyor ama bir yandan da kıza çok güveniyor ve seviyor.
-Sizi televizyon izleyicisi çok beğeniyor. Bundan sonraki süreçte sinemaya mı dizilere mi ağırlık vereceksiniz?
Ş.Ö: Neva’nın çekimlerinde çok şey öğrendim, oyunculuk adına farkındalık düzeyimi çok arttırdı. Bu durumu sevdim! Benim önceliğim projenin kalitesi. Bir teklif geldiğinde işi inceleyip kararımı veriyorum. Sonradan görüyorum ki öngördüğüm her şey doğru çıkıyor, o açıdan hislerime güveniyorum. Tabii ki herkes sinema ister, ben de sinema istiyorum ama daha dengeli bir kariyer profilinin bana çok şey katacağını düşünüyorum.
-Yeni bir projeniz var mı?
Ş.Ö: Bir tiyatro oyununda rol alıyorum; Zerrin Tekindor, Tardu Flordun ve Nilperi Şahinkaya ile. Edward Albee’nin 1962 tarihli eseri Kim Korkar Hain Kurttan’ı oynayacağız, Oyun Atölyesi’nde.