7 Ekim: Acý bir yýl dönümü... BM raportörü çarpýtýlmýþ siyasi anlatýyý deþifre etti
ABONE OL

Birleþmiþ Milletler (BM) eski Filistin Özel Raportörü Richard Falk, Ýsrail'in gerçekleþtirdiði soykýrýmýn tarihi kökenlerini ve Batý'da 7 Ekim'e dair çarpýtýlmýþ siyasi anlatýyý AA Analiz için kaleme aldý.

***

Ýsrail'in Filistinlilere yönelik tavrýna iliþkin özellikle Batý ülkelerindeki kamuoyu söylemini þekillendirme becerisi uzun zamandýr biliniyor. Ýsrail'in 7 Ekim'e verdiði tepkinin Kuzey Amerika ve Avrupa medyasý tarafýndan ele alýnma biçimini yönetmesi ise þüphesiz Israil'in en büyük halkla iliþkiler zaferidir. Ýsrail'in tepkisi, "Hamas'ýn 'Filistinli teröristler' tarafýndan herhangi bir kýþkýrtma olmaksýzýn, barbarca yapýlmýþ sürpriz saldýrýsýna karþý Ýsrail'in tamamen savunma amaçlý gerçekleþtirdiði bir güvenlik meselesi" olarak lanse edildi. Olayýn kamuoyunda bu þekilde çarpýtýlmasý, Batýlý hükümetlere Gazze'de her gün soykýrým yaþanýrken Ýsrail'e verilen askeri, diplomatik ve istihbari desteðe göz yummalarý için gerekli siyasi zemini saðladý.

Ýsrail ve Filistin arasýndaki uzun mücadele sürecine bakýldýðýnda 7 Ekim'in siyasi manipülasyonunun birkaç farklý boyutu olduðu görülür. Her þeyden önce 7 Ekim mutlaklaþtýrýlarak Hamas'ýn Ýsrail köylerine ve bir dans festivali için toplanan sivillere yönelik bu acýmasýz saldýrýsýyla bozulana kadar Gazze'de barýþ ve huzurun hüküm sürdüðü gibi yanlýþ bir izlenim yaratýlýyor. Filistinlilerin bakýþ açýsýndan bakýldýðýnda ise olayýn gerçek baðlamýnýn daha farklý ve objektif bir zemine oturduðunu görüyoruz.

- HAMAS SÝYASÝ ÇÖZÜMÜ DENEDÝ

Gazze nüfusu 1967 Savaþý'ndan bu yana baskýcý bir iþgal altýnda yaþýyor. Daha da kötüsü zaten türlü zorluklar, tehlike ve istismar ortamýnda hayatýný sürdürmeye çalýþan Gazze'deki sivillerin yaþam kalitesi 2007'den itibaren uygulanan kuþatmayla sürekli ve kasýtlý bir þekilde daha da kötüye gidiyor.

Hamas'ýn Washington tarafýndan silahlý mücadeleyi býrakmasý ve terörist damgasýndan kurtulmak amacýyla hedeflerine siyasi yollardan ulaþmasý için ikna edildiðini de hatýrlamakta fayda var. Bu tavsiyeye kulak veren Hamas, Amerika Birleþik Devletleri (ABD) ve Avrupa'nýn büyük bir hezimetle kaybedeceðini düþündüðü 2006 Gazze seçimlerine katýlmayý kabul etmiþti. Hamas'ýn uluslararasý gözetim altýnda gerçekleþen seçimlerdeki baþarýsý Ýsrail'i ve ABD'yi þaþýrtýrken, sonuç Tel Aviv'de en hafif tabirle hoþ karþýlanmadý. Ýsrail'in etkisinde kalan Washington ise Hamas'ý makul gerekçesi olmayan bazý koþullarý yerine getirene kadar terörist kategorisinde tutmaya devam edeceðini açýkladý. Bunu takiben geçtiðimiz yýl gerçekleþen soykýrým saldýrýsýna yol açan bir apartheid kontrol rejimi oluþturuldu.

Ancak bu geliþme daha farklý deðerlendirilebilirdi. Hamas, bu seçim baþarýsý ile Filistin'in Bati Þeria'daki Fatah yönetimini Gazze'deki liderlik rolünden uzaklaþtýrarak diplomasiye baþvurmuþtu. Hamas, açýkça veya gizli olarak, Ýsrail ile 50 yýla varan uzun vadeli bir ateþkesle desteklenecek siyasi bir uzlaþmanýn yollarýný arýyordu. Ýsrail böyle bir barýþ giriþimini ciddiye almak bir yana, deðerlendirmeyi dahi reddetti. Bu tepki Hamas'a, baþta kendi kaderini tayin etme hakký olmak üzere siyasi haklarýndan vazgeçmek ya da elindeki mücadele araçlarýyla daha önceki direniþ pozisyonunu sürdürmekten baþka bir seçenek býrakmadý.

Dahasý, aþýrý saðcý Netanyahu koalisyonu 2023'ün baþýnda Ýsrail'in yönetimini devraldýðý ilk günden itibaren "yeni bir Orta Doðu" projesini ilan etti. Ayrýca Netanyahu, 7 Ekim'den sadece birkaç hafta önce Birleþmiþ Milletler'de (BM) Filistin'in silindiði bir harita göstermiþti. Buna raðmen Hamas'ýn Gazze'deki en agresif taktiði 2018'deki þiddet içermeyen "geri dönüþ hakký" hareketiydi. Ýsrail bu hareketi sýnýrlarýnda vahþi bir þiddetle karþýlayarak Hamas'ýn seçeneklerini teslim olmak ya da silahlý mücadeleye devam etmek þeklinde daralttý. Özellikle de Gazze'nin 2,3 milyonluk nüfusunun yüzde 75'inin mültecilerden oluþtuðu, yani Filistinliler tarafýndan Nakba veya felaket olarak bilinen 1948'deki zorunlu sürgünlerin torunlarý olduðu düþünüldüðünde, bu çok dokunaklý bir andý.

- ÇARPITILMIÞ SÝYASÝ ANLATI

Bu süreç, Batý'nýn 7 Ekim olayýna iliþkin çarpýtýlmýþ anlatýmý ile uyumludur. Ýlk olarak, Hamas'a atfedilen vahþeti aþýrý derecede abartan Ýsrail'in basýn bültenleri, siyasi liderler tarafýndan itaatkar bir þekilde dünyaya yayýldý ve iþ birlikçi medya tarafýndan herhangi bir kanýt aranmaksýzýn tekrar edildi. Ancak bunun da ötesinde, böylesine büyük bir saldýrýya imkan veren Ýsrail sýnýr güvenliðindeki bariz ihmaller göz önünde bulundurulacak olursa, Ýsrail'in kendi iç muhasebesini yapmamasý oldukça þaþýrtýcýydý. Bu suçlayýcý zihniyet, tüm hatayý saldýrganlara yükledi.

Bu durum doðal olarak Ýsrail'in saldýrýnýn gerçekleþmesine izin vermiþ olabileceðine dair þüphelere neden oluyor. Netanyahu'ya ve diðer Ýsrailli liderlere, 7 Ekim'den günler hatta aylar öncesinde Hamas'ýn yakýn zamanda bir saldýrý gerçekleþtireceðine dair güvenilir kaynaklardan uyarýlar yapýldýðýna dair yaygýn raporlar, bu þüpheyi artýrýyor. Tek baþýna bu bile, Hamas'ýn planlarýnýn Ýsrail istihbaratý tarafýndan bilinmemesinin mümkün olmadýðýný gösteriyor.

Ýsrail'in saldýrýdan büyük ihtimalle hemen önce gerçekleþtirilen eðitim ve provalarý fark etmemiþ olmasý mümkün olamayacaðýna göre, Hamas'ýn bu planlarýnýn büyük ihtimalle Ýsrail'in üstün gözetleme teknolojileri tarafýndan da göz ardý edildiði sonucuna varýlabilir.

Son olarak 7 Ekim'in arka planýnda Ýsrail'in Bati Þeria'daki yerleþimci nüfusun Filistinlilere uyguladýðý þiddetin yayýlmasýna açýkça yeþil ýþýk yaktýðý unutulmamalýdýr. Nitekim saldýrýdan sonra Ýsrailli yerleþimcilerin þiddeti daha da ön plana çýktý. Aðustos ayýnýn son günlerinde ise Ýsrail, Batý Þeria'nýn Cenin ve Tulkerim kentlerinde Gazze'dekine benzer yýkýcý bir askeri harekata giriþti ve bu harekatla ilgili en ufak bir açýklama yapýlmadý.

7 Ekim geniþ bir bakýþ açýsýyla deðerlendirildiðinde, Ýsrail'in soykýrýma varan tepkisinin arka planý daha anlaþýlýr hale geliyor. Hamas'ýn saldýrýsý Ýsrail'e soykýrýmý baþlatmak için bir bahane oldu. Bu durum, artan toprak gaspýna yol açan etnik temizliðin ve katliamýn geldiði ikinci aþamaya dair tahminleri de destekliyor.

Batý Þeria her zaman Ýsrail'in "Büyük Ýsrail" planýnýn bir parçasýydý. Bu anlamda, eðer yorumcular 7 Ekim'in önemini kavramak istiyorlarsa 9 Ekim'e yani Ýsrail'in müdahalesinin baþladýðý güne dikkatle bakmalarý gerekir. Ýsrail'in yürüttüðü etnik temizlik, Batý medyasýnýn halihazýrda takýntýlý bir þekilde Ýsrailli rehinelerin trajik kaderine odaklanmasý nedeniyle hala affedilemez bir þekilde gizleniyor. Bu þekilde Netanyahu'nun büyük planý gözden kaçmýþ oluyor.

Ne var ki, ABD ve Avrupa'nýn insani maliyete ve Batý'nýn küresel liderliðine vereceði itibar kaybýna raðmen sarsýlmaz desteði olmasaydý, Ýsrail baþýndan beri Hamas'ýn meydan okumasýný sadece terörizm olarak yansýtamazdý.

Bu desteðe karþý aktif bir karþý duruþun ise diplomatik olarak Ýran merkezde olsa da Filistin'e aktif desteklerini gizlemeyen Hizbullah ve Husilerin silahlý unsurlarýnýn da içinde bulunduðu Ýslami kaynaklardan geldiði görülüyor. Bu durum, Hamas destekçilerinin 7 Ekim'de aktif veya teyit edilmiþ bir rolleri bulunmamasýna raðmen Batý ile siyasal Ýslam arasýndaki çatýþmayý daha da körüklüyor. Filistin halký ise Holokost'tan bu yana yaþanan en kötü soykýrýmýn kurbaný olarak arada sýkýþýp kalýyor.

7 Ekim'in doðurduðu pek çok talihsiz sonuçtan biri de Birleþmiþ Milletler'in (BM) savaþ ve soykýrýmý önleme konusundaki itibarýnýn ciddi þekilde zayýflamýþ olmasýdýr. Batý, hukuken saygýn bir kurum olan Uluslararasý Adalet Divanýnýn (UAD) neredeyse oy birliðiyle aldýðý kararlarý görmezden gelerek, kendi stratejik çýkarlarýyla çatýþmasý halinde uluslararasý hukukun otoritesini küçümsediðini göstermiþtir.

Ukrayna baðlamýnda uluslararasý hukukun üstünlüðü konusunda ýsrar etmekle Gazze soykýrýmýna suç ortaklýðý etmek arasýndaki tezat, hem çifte standart hem de ahlaki ikiyüzlülüktür. Olumlu bir geliþme olarak ise Batýlý hükümetlerin uluslararasý hukuku ve insani ahlaký göz ardý etmesine meydan okuyan Filistin yanlýsý sivil toplum aktivizmini gösterebiliriz. Bu aktivizm zaman içerisinde hukuk kurallarýna tabi bir uluslararasý tavrýn ve daha etkin bir BM'nin oluþmasýný destekleyen popülist bir destek dalgasýna dönüþebilir.

Sonuç olarak önümüzdeki yýlýn Filistin halký ve tüm bölgeye barýþý ve adaleti getirmesini dileyelim.

  • BM Eski Filistin Raportörü
  • Ýsrail Saldýrýlarý
  • Gazze Krizi