Almanya bazý maddeleri Filistin destekçilerine karþý kullanýyor
ABONE OL

Almanya'da 10 senedir ceza avukatlýðý yapan Yalçýn Tekinoðlu, AA muhabirine verdiði mülakatta, hükümetin, Alman Ceza Kanunu'nun 130. maddesini silah olarak kullandýðý deðerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu maddenin Almanya'ya özel bir madde olduðunu belirten Tekinoðlu, "Burada Yahudi Soykýrýmý oldu bundan dolayý özellikle ülkedeki Yahudilere ve genel olarak göçmenlere ya da baþka bir topluluða hakaret eden, aþaðýlayan, kötüleyen ve soykýrýmý inkar edenlere bir ceza uygulanýyor. Bu cezanýn uygulanabilmesi için halký kin ve nefrete sürüklemen de gerekiyor." dedi.

Tekinoðlu, bu maddenin 7 Ekim'de baþlayan Ýsrail'in Gazze saldýrýlarýndan önce çok fazla iþletilmediðine dikkati çekerek, kamuoyunu da 130. maddenin bu kadar meþgul etmediðini dile getirdi.

Ýsrail'in Gazze saldýrýlarýnýn Almanya'da protesto edilmesinden sonra 130. maddenin silah olarak kullanýldýðýný ifade eden Tekinoðlu, "7 Ekim'den sonra Ýsrail'e karþý sosyal medya hesaplarýndan yapýlan paylaþýmlar bile halký kin ve düþmanlýða sevk edecek ya da Almanya'daki barýþ ortamýný bozacak bir suç olarak algýlanarak o seviyede yargýlanmaya baþlandý. Bu madde yasaya dün konulmadý uzun zamandýr var ama 7 Ekim'den beri aktif olarak iþletiliyor." diye konuþtu.

Tekinoðlu, geçen yýllarda soykýrýmý inkar ve küçümseme konusunda aðýr bir cezanýn olmadýðýný ifade ederek, en aðýr cezanýn bir miktar para cezasý ya da denetimli serbestlik verilen bir hapis cezasý olduðunu aktardý.

Müslümanlara ya da Yahudi olmayanlara karþý yapýlan aþaðýlanmanýn bu madde kapsamýna sokulmak istenmediðini bildiren Tekinoðlu, þöyle devam etti:

"Daha önce ben Müslümanlarýn ya da Türklerin aþaðýlandýðý, hakaret edildiði davalara baktýðýmda ya da suç duyusunda bulunduðumda hep bu maddeyi dile getiriyordum ama mahkeme maalesef bu maddeden bir ceza vermiyordu. Burada çifte standart var. Mahkemenin Yahudilere karþý hakaret edenlere ne ceza veriyorsa Müslüman topluma hakaret edenlere de ayný cezayý vermesi lazým. Þu an Yahudi toplumunu korumak için bu davalara normal savcýlýk deðil federal savcýlýk bakýyor. Federal savcýlýðýn bu davalara bakmasý demek daha aðýr ceza alýnmasýna ve deport etmeye kadar gidiyor."

Tekinoðlu, Almanya'nýn Filistin destekçilerini korkutmak ve sindirmek için bu maddenin önemini artýrdýðýný vurgulayarak, bu uygulamanýn "dengesiz ve adaletsiz" olduðuna iþaret etti.

Almanya'nýn Avrupa'nýn en kalabalýk Filistin kökenli insanlara ev sahipliði yapmasýnýn da bu maddenin 7 Ekim'den sonra daha sert uygulamasýnda bir etken olarak gördüðünü kaydeden Tekinoðlu, "Almanya'da sürekli Filistin'i destekleyen protestolarýn olmasý ve ülkede birkaç yüz bin Filistinli olmasý da bu maddenin uygulanma biçimini etkiliyor. Bana bir sürü Alman polisinin bu maddeyi sebepsiz yere uyguladýðý maðdur geldi." ifadelerini kullandý.

- "Hukuk önünde herkesin eþit olmasý lazým"

Almanya'daki antisemitizmi canlý tutmak için Müslüman karþýtlýðýnýn istatistikleri ile oynandýðýný ve eksik verildiðini iddia eden Tekinoðlu, þunlarý söyledi:

"Almanya'da her sene ayrýmcýlýk istatistiði açýklanýr ve Müslüman karþýtlýðý genelde bin civarý çýkar ama bu istatistik doðru deðil çünkü benim kulaðýma bir ayda toplam yýl kadar Müslüman karþýtlýðý davasý geliyor. Bunun sebebi Alman mahkemelerinin bazý Müslüman karþýtý suçlarý o kapsamda deðerlendirmemesi. Mesela mahkeme bazen cami kundaklama suçundan yakalanan adamý Müslüman karþýtlýðý suçundan saymýyor ama Filistin'i destekleyen bir protestoda tutuklandýn hemen 130. maddeden iþlem görürsün ve antisemitist olarak istatistiðe koyarlar."

Tekinoðlu, Almanya'nýn antisemitizmi kamuoyundan düþürmemek için istatistikleri kullandýðýný hatýrlatarak, Alman makamlarýnýn antisemitizmi kendi üstlerinden atmak için Müslümanlarý kurban olarak seçtiklerine deðindi.

Alman polisinin sosyal medyayý da aktif olarak taradýðýný ve sosyal medya paylaþýmlarýný da 130. madde kapsamýna aldýðýnýn altýný çizen Tekinoðlu, "Ýsrail'in Gazze'ye saldýrmasýný resmeden bir karikatürü paylaþan binlerce kiþiye tebligat gitti. Federal savcý davalarý þu an emsal karar oluþturmasýn diye mahkemeye sunmuyor ve insanlar maðdur ediliyor. Davalar görülmediði için insanlarýn oturumlarý, öðretimleri sýkýntýya giriyor." dedi.

Tekinoðlu, Almanya'daki protesto hakkýnýn ya da diðer haklarýn bir kesimin istediði þekilde deðiþtirilmesinin yanlýþ olduðunu belirterek, siyasi açýklama ve yönelimlerin hukukun önüne geçmemesi gerektiðini dile getirdi.

Almanya'nýn yanlý bir tutum sergilemesinin kendi hukuk devleti algýsýna zarar verdiðini söyleyen Tekinoðlu, sözlerini þöyle tamamladý:

"Maalesef Almanya'da çok büyük oranda ayrýmcýlýk var. Okullarda, iþ yerlerinde ve kamusal alanda Müslümanlara, yabancý kökenlilere hatta Almanya'da doðan dördüncü nesil vatandaþlara karþý bile ayrýmcýlýk uygulanýyor. Geçenlerde Filistin formasý giyerek okula giden bir öðrenci öðretmeni tarafýndan ciddi þekilde aþaðýlandý. Belki siyasetçi ideolojisine binaen ayrýmcý sözler kullanabilir ama öðretmen, hakim ya da savcý ayrýmcýlýk yapamaz. Anayasamýzda ifade özgürlüðü yazýyorsa ve bizim hoþumuza gitmese bile biz bazý insanlarýn fikirlerine saygý duyuyorsak diðer kesimlerde bu þekilde davranmasý lazým. Maalesef Filistin'i destekleyenlere karþý ciddi bir haksýzlýk yaþanýyor. Hukuk önünde herkesin eþit olmasý lazým."

Söz konusu madde, kamu huzurunu bozacak þekilde nefret ve þiddeti teþvik edenler, belirli bir gruba ve bireye karþý aþaðýlayýcý ve onur kýrýcý eylemlerde bulunanlar ve Nazi yönetiminde iþlenen suçlarý inkar edenler için 3 yýla kadar hapis ya da para cezasý istiyor.