Katar resmi televizyonunda bir programda konuþmalarýna yer verilen Muhammed, "BAE, Körfez krizi baþlamadan iki ay önce Doha'da bulunan BAE'den bir muhalifin eþinin teslim edilmesi karþýlýðýnda Katar'a yönelik medya saldýrýsýný durdurma pazarlýðý yaptý." dedi.
Muhammed, BAE'nin Katar ablukasýna katýlmasýnýn en bariz faktörlerinden birinin, söz konusu muhalifin eþinin Doha'da bulunmasý ve Katar'ýn bu kiþiyi teslim etmeyi kabul etmemesi olduðunu dile getirdi.
Bakan Muhammed, açýklamalarýný þöyle sürdürdü: "Körfez krizinden önce küçük anlaþmazlýklar ikili iliþkiler çerçevesinde zamanýnda çözülüyordu ancak krizin baþlamasýndan iki ay öncesinde BAE'den medya saldýrýlarý baþladý. Sorunun ikili çerçevede çözülmesi için onlarla iletiþime geçtik. Abu Dabi yönetimi, Doha'da bulunan bir BAE'li muhalifin eþinin teslim edilmesini istedi. Söz konusu muhalif, 2013 yýlýnda muhaliflere yönelik siyasi gözaltý kampanyalarý sýrasýnda Abu Dabi'den resmi yollarla ayrýlarak Doha'ya geldi. Daha sonra Ýngiltere'ye gitti ama eþi ailevi sebeplerden ötürü Doha'da kaldý. Eþi, BAE'den pasaportunun yenilenmesini istediðinde ülkesinin büyükelçiliði pasaportunu iptal etti." Abu Dabi Veliaht Prensi Þeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ýn 2015 yýlýnda Katar Emiri Þeyh Temim bin Hamed Al Sani'ye iki elçi gönderdiðini aktaran Muhammed, Prens'in kadýnýn teslim edilmesini istediðini belirtti.
Muhammed, "Emir Temim onlara kadýnýn herhangi bir suçtan aranmadýðýný, teslim edilmesinin Katar anayasasýna ve uluslararasý kanunlara aykýrý olduðunu iletti. Anayasanýn 58'inci maddesine göre siyasi sebeplerle Katar'a sýðýnan kimse teslim edilemez. Ayrýca bizim Arap olarak ahlakýmýz ve Körfezliler olarak geleneðimiz bir kadýnýn teslim edilmesini uygun görmez." ifadelerini kullandý. Þeyh Temim'in ayrýca elçilere, kimsenin Doha'yý BAE'ye ya da herhangi bir Körfez ülkesine saldýrý için hareket noktasý olarak kullanmasýna izin vermeyeceðini söylediðine deðinen Muhammed, "Körfez krizi öncesinde medya saldýrýsýný masaya yatýrdýðýmýzda muhalifin eþinin teslim edilmesini tekrar gündeme getirdiler ve kadýnýn teslim edilmesi halinde saldýrýlarýn duracaðýný söylediler." açýklamasýný yaptý.
Katar Dýþiþleri Bakaný, Emir'in yanýtýnýn ise net olduðunu ifade etti. Þeyh Temim'in cevabýný geçen sene nisan ayýnda bizzat kendisinin ilettiði bilgisini paylaþan Muhammed, "Emir, söz konusu kadýnýn teslim edilmeyeceðini çünkü Katar'da ikamet þartlarýný ihlal etmediðini, bu nedenle ahlakýmýza ve geleneðimize aykýrý hareket etmeyeceðimizi ayrýca Katar devletinin tarihine böyle bir þey kaydedilmeyeceðini aktardý. Bunun üzerine BAE'nin cevabý 'Madem siz kadýný teslim etmiyorsunuz o zaman ikili koordinasyon tamamen durur' þeklinde geldi." diye konuþtu.
Suudi Arabistan'dan krizin parçasý olmama isteði Muhammed, BAE ile yaþanan bu olaylarýn ardýndan Suudi Arabistan'a ziyaretler düzenlendiði ve Abu Dabi ile aralarýndaki anlaþmazlýk aktarýlarak Suudi Arabistan'dan bu krizin bir parçasý olmamasýnýn istendiði bilgisini verdi. Ayrýca Katar Emiri'nin mayýs ayýnda o dönem Suudi Arabistan Veliaht Prensi olan Muhammed bin Nayif ve Ýkinci Veliaht Prens Muhammed bin Selman'la bir toplantý yaptýðýný aktaran Bakan, þu bilgileri paylaþtý: "Emir, onlara durumu anlattý. Bin Nayif, anlaþmazlýðýn bir parçasý olmayacaklarýný, eðer bu kadýn Suudi Arabistan'da olsa onlarýn da teslim etmeyeceðini söyledi. Ayrýca ülkesinin Katar ile iliþkilerinin çok iyi seviyede olduðunu vurguladý. Bin Selman da Katar'ýn daima Suudi Arabistan'ýn yanýnda olduðunu, iki ülke arasýnda herhangi bir anlaþmazlýk bulunmadýðýný belirterek, BAE ile krizin çözümü için çalýþacaklarýný, arabuluculuk yapacaklarýný söyledi ancak bir sonuç çýkmadý."
Körfez krizi Katar'a abluka uygulayan ülkelerin yaptýklarýný eleþtiren Muhammed, "Bu ülkelerdeki Katar halkýna barbarca davranýldý. Öðrenciler ve umreciler kovuldu." dedi. Abluka ülkelerinin, Katar'ýn "teröre destek verdiði" iddialarýný yalanlayan Muhammed, bunun Katar'a yönelik uygulamalarýný gerekçelendirmek hedefiyle ortaya atýldýðýný dile getirdi. Muhammed tüm bunlara raðmen krizin çözülmesini temenni ettiklerini ancak abluka uygulayan ülkelerin kanunlara ve ülke otoritesine saygý duymasý gerektiðini ifade etti.
Mýsýr'la iliþkiler Öte yandan Katar Dýþiþleri Bakaný Muhammed, ülkesinin Mýsýr ile anlaþmazlýklarý görüþmeye hazýr olduðunu ancak iki ülke arasýndaki çatlaklarý iyileþtirme giriþimlerini sekteye uðratanlar olduðunu kaydetti. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ýn ikinci veliaht prens olduðu dönemde Katar-Mýsýr anlaþmazlýðýný çözmek için giriþimde bulunduðunu ancak bu giriþimin neticelenmediðini bildiren Muhammed, konuyla ilgili ayrýntýlý bilgi vermedi. Mýsýr hakkýnda konuþan Muhammed, "25 Ocak 2011 devriminden bu yana Mýsýr, hassas bir dönemden geçiyor. Biz Mýsýr'a, merkezi bir Arap devleti olarak saygý duyuyoruz. Arap ülkeleri arasýnda lider rolü var. Mýsýr halkýnýn seçimlerine de saygý duyuyoruz. Bizim bu konuda herhangi bir müdahalemiz yok ancak 2013 yýlýnda Muhammed Mursi'nin görevinden uzaklaþtýrýlmasýnýn ardýndan bazý anlaþmazlýklar yaþandý. Söz konusu anlaþmazlýklarýn çözülmesi için giriþimlerde bulunuldu ancak baþarýya ulaþmadý. Ýliþkilerde bir soðukluk vardý." deðerlendirmesinde bulundu. Katar Dýþiþleri Bakaný, iki ülke arasýndaki giriþimlere dair þu ifadeleri kullandý: "Mart 2016'da Suudi Arabistan'da yapýlan 'Kuzeyin Gök Gürültüsü Tatbikatý' sýrasýnda da bazý giriþimler oldu. Emir Temim bin Hamed, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ýn katýlýmýyla Mýsýr Cumhurbaþkaný Abdulfettah es-Sisi ile bir araya geldi. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ýn Mýsýr ve Katar arasýnda yakýnlaþma olmasýný istediðini söyledi. Anlaþmazlýklarýn masaya yatýrýlmasý ve çözülmesi için Suudi Arabistan, Mýsýr ve Katar arasýnda dýþiþleri bakanlarý düzeyinde üçlü toplantý yapýlmasý konusunda anlaþma saðlandý ancak Suudi Arabistan hala bir toplantý davetinde bulunmadý. Bu süreçte Mýsýr'daki yetkililerle iletiþime geçildi. Bize 'Suudi Arabistan'dan davet bekliyoruz' dediler. Biz de eðer anlaþmazlýklarý görüþme konusunda bir adým atýlýrsa buna hazýr olduðumuz mesajýný ilettik." Her defasýnda iki ülke arasýndaki çatlaklarýn kapanmasýný engelleyen giriþimler olduðunu belirten Muhammed, "Sorunun çözümüne yardýmcý olacak çabalar görmüyoruz. Aksine bu çabalarýn sekteye uðratýlmasýný görüyoruz." yorumunu yaptý.