Türkiye'nin, Ukrayna-Rusya Savaþý'nda gösterdiði diplomatik çaba ve yeniden ortaya çýkan jeopolitik gücü, uluslararasý basýnda geniþ yer bulmaya devam ediyor.
Son olarak Atlantic Council'in kýdemli yazarlarýndan Arnold C. Dupuy, "ABD, Karadeniz'e yeniden girmek istiyorsa Türkiye'ye bakmalý/baþvurmalý" baþlýklý analizinde; ABD'nin çýkarlarýndan ve bölgedeki aktörlerden bahsetti.
Geçmiþten günümüze uzun bir deðerlendirme yapan ve sözü Türkiye'ye getiren Dupuy, "ABD'nin, Türkiye'nin iþ birliðine ihtiyacý var. Bu da Washington'ýn Ankara ile iliþkilerini onarmasýný gerektirecek. Ukrayna'daki savaþ Türkiye'nin jeostratejik önemini pekiþtirdi ve Ankara, Rusya'nýn bölgedeki gücüne karþý doðal bir denge unsuru olarak yeniden ortaya çýktý. Karadeniz'de yaklaþýk yirmi yýldýr uzun vadeli bir bölgesel vizyona sahip olmayan ABD, artýk bu duruma uyanmalýdýr" ifadelerini kullandý:
"...Ancak baþarýlý bir yeniden dahil olma çabasý için ABD'nin, Türkiye'nin zýmni iþ birliðine ihtiyacý olacak ve bu da Washington'ýn Ankara ile iliþkilerini onarmasýný gerektirecek. Yýllardýr süren bu gerginlikler, Türkiye'nin, ABD'nin DEAÞ'a karþý savaþan YPG militanlarýna verdiði destekten ve Rus S-400 hava savunma sisteminin satýn alýnmasýna yönelik silah ambargolarýndan duyduðu hayal kýrýklýðýndan kaynaklanýyor. Ankara'nýn bu sistemi satýn almasý F-35 savaþ uçaðý programýndan çýkarýlmasýna neden olurken, ABD'nin Türkiye'ye F-16 satma ve modernize etme konusundaki isteksizliði gerilimi daha da týrmandýrdý. Washington ise, Türkiye'nin baðnaz bir çizgiye kaymasýndan ve Suriye'de YPG'ye karþý yürüttüðü operasyonlardan endiþe duyuyor.
Ortak çýkar alanlarýna, özellikle de bölgesel istikrar ve her iki ülkenin bunu saðlamadaki rollerine odaklanmak, ABD-Türkiye yakýnlaþmasý açýsýndan merkezi önem taþýyor. Washington, Karadeniz'e daha geniþ çaplý bir þekilde yeniden dahil olmasýnýn Türkiye'nin bölgesel emellerini tamamlayacaðýný, onlara meydan okumak olarak görülmemesi gerektiðini açýkça ifade etmelidir.
Ukrayna'daki savaþ Türkiye'nin jeostratejik önemini pekiþtirdi ve Ankara, Rusya'nýn bölgedeki gücüne karþý doðal bir denge unsuru olarak yeniden ortaya çýktý. Bu dinamiðin temel taþlarýndan biri de Türkiye'nin, üyeliðinden fayda saðlayan ve kendi güvenliðini pekiþtiren NATO'ya devam eden baðlýlýðýdýr. Gerçekten de NATO'ya sýký sýkýya baðlý, ABD ile iþ birliði içinde çalýþan ve dürüst bir arabulucu olarak faaliyet gösteren bir Türkiye, uzun vadeli bölgesel istikrar için hayati önem taþýmaktadýr. Nihayetinde, her iki taraf da her istediðini elde edemeyeceðini kabul etmeli ve güvence altýna alabildikleriyle ilerlemelidir. Rusya, Çin ve Ýran'ýn baskýsý altýndaki bir Karadeniz bölgesi, Avrupa'nýn güneydoðu kanadýnda daha fazla istikrarsýzlýða yol açarak, Washington'ýn daha kapsamlý stratejik hedeflerini tehlikeye atabilir. Karadeniz'de yaklaþýk yirmi yýldýr uzun vadeli bir bölgesel vizyona sahip olmayan ABD, artýk bu duruma uyanmalýdýr."