Emperyalistlerin sömürü hırsı yüz milyonları yerinden etti
ABONE OL

1980'li yıllarla beraber hız kazanan küreselleşme ile birlikte sınır kolaylıkları, teknolojik gelişmeler ve bilgi alışverişinin ortaya çıkardığı sömürü hırsı sonucunda dünya genelinde yaşanmakta olan emperyalist savaşlar, iç karışıklıklar, çatışmalar, kıtlık ve doğal afet gibi sebeplerden sonra insan hareketlilikleri artış gösterdi.

Sadece 2000'li yıllarda yaşanan emperyalist müdahaleler bile milyonlarca sivili yerinden etti.

7 Ekim 2001 tarihinde ABD'nin 11 Eylül saldırılarını gerekçe göstererek Afganistan'a girmesiyle başlayan süreç, 20 Mart 2003'te ABD ve Birleşik Krallık önderliğinde oluşturulmuş Çokuluslu Koalisyon Kuvvetleri'nin Irak'a askeri harekat düzenlemesiyle devam etti.

2011 yılında yine emperyalist güçlerin 'demokrasi' vaadiyle girdikleri Suriye, Libya ve Yemen gibi ülkelerden kaçmak zorunda kalan siviller, göç sorununun sebeplerini bir kez daha tartışmaya açtı.

Son olarak ABD ve NATO'nun kışkırtmasıyla ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in talimatıyla Ukrayna'ya başlatılan askeri harekat, günümüzde mülteci sorununun kaynağı olarak emperyalist kapitalizmi işaret etmeye devam ediyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve Birleşmiş Milletler Göç Kuruluşu (IOM) tarafından yayımlanan raporlar göre, 30 yıl önce 150 milyon civarında olan göçmen nüfusu neredeyse yüzde yüzlük bir artış göstererek 281 milyona ulaştı.

EMPERYALİST MÜDAHALELER 82,4 MİLYON İNSANI YERİNDEN ETTİ

BMMYK ve IOM tarafından yayımlanan raporlar doğrultusunda 281 milyonluk göçmen nüfusunun 82,4 milyonu işkence, çatışma, şiddet, insan hakları ihlali ve ciddi zulüm tehdidi gibi sebeplerle zorla yerinden edilen insanlardan oluşuyor. Bu insanların büyük kısmını çatışma ve doğal afetler nedeniyle ülke içerisinde yerinden edilen kişiler oluşturmakla birlikte 34 milyonu aşkın insan, bugün çeşitli ülkelerde sığınmacı ya da mülteci olarak yaşamlarını sürdürüyor.

Her ne kadar son 10 yılda gündem, Suriye'de yaşanan iç savaş neticesinde dünyanın çeşitli yerlerine gitmek zorunda kalan Suriyelilere yönelse de söz konusu 30 milyonun içerisinde 6 milyona yakın Filistinli, 5 milyona yakını Venezüellalı ve 1 milyonu aşkın Myanmarlı bulunuyor.

13 MİLYON SURİYELİ MÜLTECİ KONUMUNDA

2011 yılında Suriye'nin Dera ilinde bir grup gencin rejim karşıtı barışçıl gösterisi rejimin sert müdahalesiyle karşılaşmış ve söz konusu gösteri bir müddet sonra iç karışıklığa dönüşmüştü. Rejim, süreç boyunca kendi vatandaşlarına karşı yaşama hakkını hiçe sayan insanlık dışı saldırılar düzenlemişti. Ayrıca, Suriye'de yaşanan insanlık dramı karşısında 10 binlerce sivil, rejim tarafından işkence edilerek öldürülmüştü.

Rejimin tutumu sonucunda, Suriye nüfusunun yarısından fazlasına denk gelen 13 milyon insan, yardıma muhtaç hale geldi ve yerinden edildi. Bu rakamın 6,8 milyonu ise Suriye'yi terk etmek zorunda kaldı ve dünyanın çeşitli yerlerine dağıldı.

Tarih boyunca ihtiyaç sahiplerine bir saniye düşünmeksizin elini uzatan Türkiye ise, Suriye'de yaşananlar karşısında da sessiz kalmayarak, 3,7 milyon Suriyeliyi koruması altına aldı.

İç savaştan kaçan Suriyeli mülteciler, Türkiye dışında birçok sınır komşusuna ve Avrupa'ya da sığınmak zorunda kaldı. 6 kıtada 127 ülkeye dağılan Suriyeliler'in yüzde 85'i halen Ortadoğu bölgesinde.

BMMYK verilerine göre bugün Suriyelilerin 3,7 milyonu Türkiye'de, 800 bini Lübnan'da, 650 bini Ürdün'de, 250 bini Irak'ta, 140 bini Mısır'da ve 1 Milyona yakın kısmı ise Avrupa'da bulunuyor.

BATI, UKRAYNALI MÜLTECİLERE AYRICALIK TANIYOR

BMMYK, Rusya'nın saldırılarından kaçan Ukraynalıların sayısının 3,8 milyonu geçtiğini, Ukraynalı mültecilerin 2 milyondan fazlasının da komşu Polonya'ya sığındığını açıkladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, son yaptığı açıklamada Türkiye'ye gelenlerin sayısının ise 58 bini bulduğunu söyledi.

Yetkililer, Bayraktar TB2'nin Ukrayna'da elde ettiği başarı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın savaşı bitirmeye yönelik yaklaşımı sonrasında artan Türkiye sempatisi sebebiyle, daha çok Ukraynalının rotasını Türkiye'ye çevirmesini bekliyor.

Öte yandan, Ukrayna'yı terk eden sivillere kapısını açan Avrupa ülkeleri, Ukraynalılara ekonomik ve sosyal yardım sağlamada diğer ülkelerden gelen mültecilere kıyasla daha büyük seferberlikle hareket ediyor.

Ukrayna'ya komşu Avrupa ülkeleri şimdiye kadar hiç görülmemiş misafirperverlikle mültecileri ağırlarken diğer kıta ülkeleri de Ukraynalıların kendi sınırlarından rahatlıkla giriş yapabilmesi için özel yasal düzenlemelerde bulunuyor.

Bazı Avrupa ülkelerinde Ukrayna'dan gelen mültecilere kalacak yer bulunması için devletin yanı sıra halk da gönüllü oluyor, kimi ülkeler de barınmanın dışında mültecilerin sosyal ve ekonomik refahını sağlamak için uğraşıyor.

Ukraynalı mülteciler için seferber olunması ayrımcılık tartışmalarına neden oluyor

Şimdiye kadar başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinden mültecileri içeri almamak için çeşitli önlemlere başvuran birçok Avrupa ülkesinin, Ukraynalı mülteciler için gösterdiği seferberlik, ayrımcılık tartışmalarına yol açtı.

Sınır bölgesinde çok sayıda göçmenin içeri alınmadığı Polonya ve Ortadoğu'dan gelen mültecilerin geçişinin önlenmesi için duvarların örüldüğü Macaristan'ın hükümetleri, son gelişmelerin ardından Ukraynalı mültecilere pozitif ayrımcılık yapmakla itham edildi.

Alman basınında çıkan bazı haberlerde hükümetin, savaştan kaçan herkese eşit muamele göstermediği yorumu yapılırken Almanya'nın, Ukraynalı mültecilere yönelik yardımları 2015'te Suriye'den ülkeye geçmeye çalışan mültecilere yapmadığı hatırlatıldı.

Star Gazetesi

  • mülteci
  • suriye iç savaşı
  • ukrayna savaşı
  • emperyalist kapitalizm