''Esad rejiminin bittiğini Rusya da kabul etti''
ABONE OL
Suriye'den atılan top mermisi ile 5 Türk vatandaşının hayatını kaybetmesi sonrası, iki ülke arasındaki ilişkilerin iyice gerilmesinin ardından yaşanan son durumu yorumlayan Rus uzmanlar, Türkiye'nin savaşa girmesi halinde bölgenin istikrarsızlığa sürükleneceğini ifade etti.

Cihan Haber Ajansı(Cihan)'nın sorularını cevaplayan St. Petersburg Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Aleksandr Sotniçenko ve St. Petersburg Orta Doğu Araştırmalar Merkezi Başkanı Gumer İsayev, sorunun silahla çözümünün mümkün olamayacağını dile getirdi.

ESED REJİMİNİN SONA ERDİĞİNİ RUSYA DA KABUL ETTİ

Son dönemde Türkiye-Suriye arasında artan tansiyonun Türkiye- Rusya ilişkilerini ne yönde etkileyeceği ile ilgili soruya karşılık Sotniçenko, krizin Türkiye-Rusya ilişkilerini gölgeleyemeyeceğini kaydetti. Rusya yönetiminin fiili olarak Esed rejiminin sona erdiğini kabul ettiğini ifade eden Sotniçenko, "Ben de Suriye rejiminin fazla bir ömrü kalmadığının farkındayım, ancak şu an durum oldukça dengesiz. Çünkü, muhalifler henüz Şam bölgesi dahil belirli bir bölgeyi tam olarak kontrollerine alamamış durumdalar. Esed ise Şam bölgesi ve diğer birçok bölgeyi kontrol altında tutuyor." şeklinde konuştu.

SAVAŞ ÇÖZÜM DEĞİL

Sorunun silah zoru ile çözüleceğine inananların fazla olmasının endişe verici olduğuna değinen Rus uzman, "Ancak sorunu savaşla çözmeye çalışmak ne Orta Doğu'da ne de Suriye'de barışı getirmeyecek. Ayrıca muhalifler tamamıyla bir araya gelmedikçe iç savaş devam edecek. Zaten Türkiye de muhaliflerin içinden belli grupları etkileyebilmekte. Geri kalan gruplarsa, tamamen Suudi Arabistan, Katar ve diğer güçlerin etkisi altında. Ayrıca, muhalif önderlerinin bir kısmı sık sık sadece Esed rejiminden değil, aynı zamanda Alevi ve Hıristiyanlardan da intikam alacaklarını ifade ediyor. Bu yüzden maalesef bu işin sonu hayırlı görünmüyor." uyarısında bulundu.

SURİYE SORUNU TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNİ ETKİLEMEZ

Neredeyse krizin başından bu yana Rusya'nın Esed rejimini, Türkiye'nin ise muhalifleri desteklemesine rağmen, bu durum Rus-Türk ilişkilerini hemen hemen hiç etkilemediğine dikkat çeken Rus uzman,"İlişkiler eskisi gibi oldukça üst düzeyde devam ediyor. Suriye gibi oldukça ciddi problemler bile Rus-Türk dostluğuna gölge düşürmeyecektir." ifadesini kullandı.

TÜRKİYE ESED'IN KENDİ İSTEĞİYLE AYRILACAĞINDAN ÜMİDİ KESTİ

Suriye ordusunun "yanlışlıkla" Türk topraklarını vurduğunun açık ve net olduğu iddia eden Sotniçenko, ancak bu durumun bir çok kişi tarafından savaşa giden bir yol olarak algılandığını dile getirdi. Sotniçenko, "Ancak burada Türkiye'yi anlayabiliyoruz. Neden Türkiye'nin karşılık vermek istediğini ya da, neden yönetimin içinde belli kesimlerin bu olayı güç yoluyla çözmek istediğini anlayabiliyoruz. Çünkü, Türkiye Esed'in kendi kendine gitmesini beklemekten yoruldu. Daha önce de söylediğim gibi şu an iki tarafta zafere yakın değil. Bana göre, şu an Türkiye'yi ne Amerika ne de AB ciddi bir şekilde desteklemiyor. Amerika'daki seçimlerden önce ve seçimlere kadar ne ABD ne de AB bu konuda herhangi ciddi bir gayret göstermeyecekler. Eğer Türkiye tek başına savaşa girerse bu büyük kayıplara yol açar ve yakın gelecekte sorunun çözülmesini zorlaştırır." şeklinde konuştu.

TÜRKİYE'NİN SURİYE'YE GİRMESİ BİR HALK CEPHESİNE NEDEN OLUR

Türkiye'nin savaşa girme ihtimali olup olmadığına ilişkin soruya ise, böyle bir ihtimalin olduğu yanıtını veren Rus uzman şu şekilde konuştu: "Eğer Türkiye savaşa girerse bu kendisi için bir başarı getirebilir. Ancak bu bölgede etkisini genişletmesine engel bir durum teşkil eder ve aynı zamanda kurtuluş savaşının açılmasına neden olur. Bence bu ABD tarafından çok iyi anlaşılan ve Türkiye tarafından da kabul edilen bir durum. Bu yüzden görünüşe göre Türk ordusu tehdit oluşturan ordu birliklerine nokta atışı yapacaktır. Ayrıca yakın zamanda Türk hükümetinin dile getirdiği gibi Türkiye, Suriye topraklarında uçuşa yasak bir bölge de oluşturmak için çalışmalarda bulunabilir."

RUSYA ORTADOĞU'DA İSTİKRARSIZLIK İSTEMİYOR

St. Petersburg Orta Doğu Araştırmalar Merkezi Başkanı Gumer İsayev ise, Rusya'nın, Suriye'nin kendi problemini kendi başına çözmesi gerektiğini savunan ülkelerden biri olduğunu ifade etti. Suriye'nin iç probleminin çözümünün dışarıdan bir güçle yapılmaması gerektiğini savunan İsayev, "Rusya'nın İran ve özellikle BM içindeki konumundan dolayı Çin'in de dahil olduğu diğer ülkelerle birlikteki pozisyonuna gelirsek, bu pozisyon sadece Rusya'nın Suriye ile olan on yıllarca süren dostluk ilişkisinden dolayı belirlenmedi. Aynı zamanda Suriye'ye olası bir müdahalenin, Libya, Irak ve Afganistan örneklerinde görülebileceği gibi neden olacağı kaosun ve istikrarsızlığın da önüne geçmek amacıyla belirlendi." dedi.

TÜRKİYE'NİN IRAK BENZERİ BİR SINIRA DAHA İHTİYACI YOK

Kısa bir süre öncesine kadar iki ülke arasındaki ilişkiler tarihin belki de en iyi seviyesine ulaştığına dikkat çeken Ortadoğu uzmanı, "İki ülke öncelikle ekonomi planında çok iyi birer partner. Fakat Arap Baharı'nın ortaya çıkması bu ilişkiye büyük bir darbe vurdu. Türkiye kendini bir anda Suriye problemin ortasında buldu. Ancak Rusya açısından, Türkiye kendisini bu duruma muhaliflere destek vererek çekti. Ben şu an gelecekte bir Suriye- Türkiye savaşını öngörmüyorum. Sadece görmek istediğim şey, Suriye ve Türk tarafının bu problemi uluslararası alanda çözmeye çalışmaları. Diğer türlü bölgede sorunun sadece daha da derinleşmesine yol açarlar. Bence Türkiye'nin Irak gibi bir sınıra daha ihtiyacı yok." ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE SÜKÛNETİ ELDEN BIRAKMAMALI

İsaev şöyle devam etti: "Şu kesinki Suriye'de bir iç savaş var. Ve Türkiye sınırındaki bazı bölgelerde ise muhalifler ve Esed güçleri arasında aktif bir mücadele devam ediyor. Kısa bir süre önce, bu taraflardan birinin silahlarından çıkan mermi büyük bir trajediye yol açtı. Ancak Türkiye'nin bu durumda sükûnetini koruması Suriye'nin de özür dilemesi gerekiyor. Kuşkusuz böyle bir durumun ardından cevap olarak savaş kararı verilmesi çok yanlış olur. Bu durum savaş için bahane olarak kullanılmamalıdır. Her iki tarafında böyle bir durumda tüm bölgenin zarar göreceğini anlamaları gerekir."