Rejim karşıtı gösterilere katıldığı gerekçesiyle 2012'de tutuklanan 42 yaşındaki Hamalı Muhlis el Drubi, 2019'a kadar tutuklu kaldığı hapishanede maruz kaldığı işkenceleri AA muhabirine anlattı.
Drubi, ''Esed güçleri, beni, dört kardeşimi ve köyün erkeklerini gözaltına alarak Hama'nın batısında yer alan Deyr Şimel köyündeki askeri üsse götürerek sorguya aldılar. Araba lastiğinin içine sıkıştırarak, plastik su borusuyla darp ettiler." dedi.
Gözaltındayken işkencelere maruz kaldığını söyleyen Drubi, "Tavandan aşağı doğru sarkan zincire bağlayarak yerden 10 santimetre yüksek olacak şekilde bileklerimizden astılar. Kaynar su döktüler. Üzerimde sigara söndürdüler." diye konuştu.
Drubi, daha sonra Hama Askeri Havaalanı'na sevk edildiğini belirterek "Kapıdan içeri girerken dayakla karşıladılar. Üzerimizi zorla çıkarttılar. Yüzümü duvara dönük durdurdular. Daha sonra türlü türlü işkencelerle sorgulandım." ifadelerini kullandı.
- "İNSANLARA İŞKENCE EDEN İNSAN OLAMAZ"
Hapishanedeki işkencecinin sürekli kendisine küfrettiğini söyleyen Drubi, kendisine yapılan kötü muameleyi şöyle anlattı:
"İşkenceci nereli olduğumu sordu. Hamalı olduğumu söyleyince anneme küfretti. Daha sonra diz çökmemi istedi. İtaat etmeyince motor (triger) kayışıyla vurdu. Vurduğu yerin derisi yüzüldü. Bence insanlara işkence eden insan olamaz. Bana eziyet edenin adı Somer el Vahit. Nereli ve kim olduğunu bilmiyorum. Sadece işkenceye maruz kalanların arasında bilinen biriydi."
Muhalif kaynaklar, halihazırda rejimin cezaevleri ve sorgu merkezlerinde en az 500 bin kişinin tutulduğunu belirtiyor. Sivillere yönelik hak ihlallerini belgeleyen Suriye İnsan Hakları Ağının (SNHR) raporlarına göre, ülkede halk ayaklanmasının başladığı Mart 2011'den bu yana 173'ü çocuk, 46'sı kadın toplam 14 bin 235 kişi Esed rejimi güçlerince işkence edilerek öldürüldü.