Filistin'in 72 yýldýr süren dramý: Nekbe
ABONE OL

Her yýl hayallerine ulaþmaktan biraz daha uzaklaþan Filistinlilerin geri dönüþ ve baðýmsýzlýk gibi ulusal hedefleri, son yýllarda amansýz bir saldýrýyla karþý karþýya bulunuyor.

Arap dünyasýnýn Ýsrail ile yakýnlaþmasý ve normalleþme süreci, Filistinlilerin iç bölünmüþlüðü, uluslararasý taraflarýn zayýf kalmasý ve ABD ile Ýsrail'in hukuk gözetmeyen yaklaþýmlarý sonucu oluþan þartlar Filistin davasýnýn son yýllarda karþý karþýya kaldýðý en aðýr durum olarak nitelendiriliyor.

Ýsrail'in kuruluþuyla vatanlarýnýn büyük kýsmýný kaybeden Filistinliler, Nekbe’nin 72. yýlýna ABD Baþkaný Donald Trump’ýn Ýsrail Baþbakaný Binyamin Netanyahu’yla birlikte Beyaz Saray’da Ýsrail-Filistin sorununun çözümü amacýyla açýkladýðý sözde Orta Doðu Barýþ Planý’nýn gölgesinde girdi.

ABD’nin sözde barýþ planý, Ýsrail'e Akdeniz’den Ürdün Nehri arasýndaki coðrafyada tam egemenlik verirken, Filistinlilere ise Tel Aviv’e tanýnan bu imtiyazý "sözde devlet" ve "ekonomik refah" karþýlýðýnda kabul etmeyi dayatýyor.

Filistinlilerin geri dönüþ hakký, Doðu Kudüs, yerleþim birimlerinin kaldýrýlmasý gibi taleplerini görmezden gelen sözde barýþ planý, tarihi Filistin topraklarýnda "iki devletli çözüm" imkanýný tamamen ortadan kaldýrýyor.

Ayrýca iþgal altýndaki Doðu Kudüs’ün Eski Þehir bölgesinde bulunan ve Müslümanlarýn ilk kýblesi olan Mescid-i Aksa’daki mevcut durumun (statüko) korunmasýný öngören sözde barýþ planý, Harem-i Þerif’i Ýsrail’in tezleri doðrultusunda Yahudilerin de ibadetine açarak aslýnda statükoyu Yahudilerin lehine deðiþtirmiþ oluyor.

Trump’ýn planýný Filistinlilere ve uluslararasý topluma raðmen Filistin topraklarýnda ilmek ilmek dokuyarak uygulayan Ýsrail, Filistinlilerin hayalini kurduðu 1967 sýnýrlarý üzerinde baþkenti Doðu Kudüs olan tam baðýmsýz, egemen bir Filistin Devleti ideasýný da tamamen ortadan kaldýrýyor.

- 72 YILDIR DÝNMEYEN ACI

Filistinliler için zorunlu göç, yaðma ve katliamlarýn simgesi olan "Nekbe" tam 72 yýldýr dinmeyen bir acýyý ifade ediyor. Filistinliler bugüne "Büyük Felaket" anlamýna gelen Nekbe ismini veriyor.

Ýsrail'in 14 Mayýs 1948'de tarihi Filistin topraklarýnda baðýmsýzlýðýný ilan etmesi, Filistinliler için onlarca yýldýr devam eden felaketler silsilesinin baþlangýcý oldu. Bu nedenle Ýsrail'in baðýmsýzlýðýný ilan ettiði tarih olan 14 Mayýs'ý takip eden gün, yani 15 Mayýs "Nekbe" günü olarak sembolleþti.

Günümüze kadar uzanan bu süreçte Filistin topraklarýnýn büyük bölümü iþgal edildi, sistematik katliamlarla binlerce Filistinli öldürüldü, 1 milyona yakýn kiþi vatanýndan sürüldü, 675 köy yok edildi ve bazý kentler Yahudileþtirildi.

Nekbe'den bu yana iþgali geniþleten Ýsrail, þu an 27 bin kilometrekarelik tarihi Filistin topraklarýnýn yüzde 85'ine el koymuþ durumda. Filistinliler ise bu alanýn sadece yüzde 15'ini kullanabiliyor.

Ýsrail ayrýca 1967'de iþgal ettiði Doðu Kudüs ve Batý Þeria'da da yasa dýþý Yahudi yerleþim birimi inþaatlarýna devam ediyor.

Yüz binlerce Filistinlinin vatanýndan sürülerek bir günde "mülteci" konumuna düþtüðü günü "Nekbe" olarak adlandýran ilk kiþi ise Arap ulusalcýlýðýnýn en önemli teorisyenlerinden Suriyeli tarihçi Konstantin Zurayk olarak biliniyor.

Zurayk'ýn "Nekbe Ne Anlama Gelir?" adlý kitabýnýn yayýmlanmasýnýn ardýndan bu isim 15 Mayýs'la özdeþleþti. Dünyanýn dört bir yanýnda her 15 Mayýs'ta Nekbe protestolarý düzenleniyor.

- 1 milyona yakýn Filistinli sürüldü

Filistinlilerin "Nekbe" ismini verdiði 15 Mayýs, Filistin ve Ýsrail toplumlarýnýn zihninde taban tabana zýt þekilde algýlanýyor.

Ýsrailliler için "bir devletin kuruluþ" günü olan 14 Mayýs, Filistinliler için ise nüfuslarýnýn yüzde 67'sine tekabül eden 957 bin kiþinin vatanlarýndan zorla çýkarýlmasý ve kültürel, sosyal dokunun yok edilmesiyle baþlayan ve günümüze kadar devam eden felaketler silsilesinin baþlangýcý anlamýna geliyor.

O tarihten bu yana nüfus artýþýyla Filistinli mültecilerin sayýsý dünya genelinde 6 milyon 20 bine ulaþtý. Bunlarýn yaklaþýk 5,3 milyonu Birleþmiþ Milletler Filistinli Mültecilere Yardým Ajansýna (UNRWA) kayýtlý durumda.

- 675 KÖY VE KASABA YOK EDÝLDÝ

Ýsrail güçleri Nekbe'de Filistinlilere ait 675 köy ve kasabayý yok etti ve binlerce Filistinliyi öldürdü. Birçok tarihi Filistin þehri de Yahudileþtirildi.

Bu süreçte Negev bölgesinde yaþayan Bedevi kabileler yerlerinden edildi. Ayrýca yerleþim bölgelerinin isimleri deðiþtirilerek kültürel kimlik de hedef alýndý.

- 5 MÝLYONU AÞKIN FÝLÝSTÝNLÝ, MÜLTECÝ KAMPLARINDA YAÞIYOR

Nekbe'de sürgün edilen yüz binlerce Filistinli, ülke içinde ve dýþýnda oluþturulan 61 mülteci kampýnda zor þartlar altýnda hayatlarýný sürdürüyor.

Ülke topraklarý içinde yer deðiþtiren Filistinlilerin yoðun olarak sýðýndýðý yerlerden olan Gazze'de 8 mülteci kampý bulunuyor. Ýsrail ablukasý altýndaki Gazze Þeridi'nin kuzeyinde yer alan Cibaliya Mülteci Kampý 108 bin Filistinliye ev sahipliði yapýyor. Bölgenin en büyük kampý olan Cibaliya 1987'de Filistin Ýntifadasý'nýn patlak verdiði yer olarak biliniyor.

Ýsrail'in kuruluþ sürecinde topraklarýndan ayrýlmak zorunda kalan Filistinlilerin sýðýndýðý komþu ülkelerin baþýnda gelen Lübnan'da 12, Ürdün'de 10, Suriye'de 12 mülteci kampý bulunuyor.

- NEKBE'NÝN TARÝHÝ 2 ASIR ÖNCESÝNE UZANIYOR

Nekbe'nin ilk tohumunun "Fransýz General Napolyon Bonapart'ýn fikriyle atýldýðý, Balfour Deklarasyonu ile þekillendiði ve son olarak Ýsrail'in ilk baþbakaný Ben Gurion tarafýndan somutlaþtýrýldýðý" ifade ediliyor.

Fransýz General Napolyon Bonapart 1799'da Osmanlý idaresi altýndaki Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasý fikrini gündeme getirdi. Sonraki süreçte dünyanýn her yerinden Yahudilerin gruplar halinde Filistin'e göç etmesi saðlandý. Böylelikle siyonist Yahudilerin Filistin topraklarýný ele geçirmesi için zemin hazýrlandý.

Osmanlý'nýn tüm engelleme çabalarýna raðmen Filistin'e Yahudi göçü devam etti. Ýngiliz General Edmund Allenby, Aralýk 1917'de Kudüs'ü iþgal ederek, Filistin'in Birinci Dünya Savaþý'nda yenilgiye uðrayan Osmanlý Devleti'ne baðlýlýðýný sonlandýrdý ve siyonistlere hareket alaný açtý.

Bölgenin 1917'de Ýngiliz mandasýna girmesiyle Filistin'e Yahudi göçü daha da hýzlandý. Ýngiltere Dýþiþleri Bakanlýðýnýn 1917'de yayýmladýðý ve Yahudilerin Filistin'de devlet kurmasýný öngören "Balfour Deklarasyonu" ile Ýngilizler, Ýsrail'in kurulmasýna desteklerini ilan etti.

- ÝNGÝLÝZ MANDA YÖNETÝMÝNDEN NEKBE'YE

BM Genel Kurulunda 29 Kasým 1947'de Filistin'in, Yahudi ve Filistin devleti olarak bölünmesini öngören karar onaylandý. Karara baþta Filistinliler olmak üzere Arap ülkeleri karþý çýkarken, siyonistler ise kararý memnuniyetle karþýladý.

Bölünme kararýnýn ertesi günü, siyonistler tarafýndan kurulan "Haganah" adlý silahlý çete tarzý örgütler, Yahudilerin ikamet etmesi için hazýrlanan bölgeleri ele geçirdi. Filistin'de Ýngilizlerin manda yönetimi sona erer ermez silahlý örgütler, 14 Mayýs 1948'de David Ben Gurion tarafýndan Ýsrail devletinin kurulduðunu duyurdu.

Bu tarihten sonra Yahudilerin "kendilerine ayrýlmýþ" bölgelere göçleri büyük ölçüde arttý. Mýsýr, Suriye, Irak, Birleþik Arap Emirlikleri ve Ürdün tarafýndan oluþturulan Arap ordusuyla Ýsrail arasýnda meydana gelen savaþ da söz konusu göçü önleyemedi.

Bu savaþ, 3 Mart 1949'da Ýsrail'in BM'ye tam üye olarak kabul edilmesiyle sona erdi. Ýsrail önce ABD sonrasýnda ise pek çok ülke tarafýndan tanýndý.

- SÝYONÝZMÝN ÝDDÝASI

Siyonistlerin, Filistin topraklarýný "iþgal gerekçeleri" arasýnda üç iddia öne çýkýyor.

Bu iddialarýn ilki, yazar Israel Zangwill'in "Topraksýz bir halk için, halksýz bir toprak" sözüyle ifade edilen "halksýz topraklar" fikriydi. Filistin'in iþgalini "haklý göstermeye" çalýþan en büyük propagandalardan biri olarak sunulan bu iddiayla Filistinlilerin varlýðý inkar edildi.

Siyonistlerin ikinci iddiasý, 2 bin 70 yýl önce bu topraklarda "Ýsrail devleti"nin var olduðu þeklindeydi.

Üçüncü iddia ise "Filistinlilerin topraklarýný satýp gönüllü olarak yurtlarýný terk ettikleri" yönündeydi. Siyonistlerin defaatle öne sürdüðü ve uluslararasý kamuoyunda kendisine taraftar bulan bu gerekçeyle, Filistinlilere yapýlan katliamlar ve tehcirler görmezden gelindi. Oysa bu iddianýn aksine Ýsrail devleti kurulduðunda Yahudilerin bölgede sahip olduðu topraklarýn oraný yüzde 5'i geçmiyordu.

- ÝSRAÝL DEVLETÝNÝN ÝNÞASI

Modern siyonizm fikrinin kurucusu Theodor Herzl'in baþkanlýðýnda 1897'de Ýsviçre'de düzenlenen Pal Konferansý'nda, kurulacak yeni devletin esaslarý belirlendi.

Bu andan itibaren "siyonizmin dini deðil, milliyetçi fikirleri benimseyen, emperyalist ve ýrkçý yerleþime hizmet eden, sömürgeci bir siyasi hareket olduðu" ifade ediliyor.

Herzl, Yahudi devleti kurulmasý projesine uluslararasý onay almaya çalýþtý. Dönemin Osmanlý Padiþahý Sultan 2.Abdülhamit'i "Filistin'de Yahudiler için toprak elde etme" konusunda ikna edemeyen Herzl, aradýðý desteði Ýngiltere'den almayý baþardý.

Herzl, 1902'de, "Bu devletin, barbarlýðýn karþýna dikilen uygarlýðýn ileri karakolu olacaðýný" ileri sürdü.

Ancak Herzl'in bu söylemi gerçekte karþýlýðýný bulmadý. Aksine 1950'deki "Dönüþ Yasasý" ile göçmen olarak Ýsrail'e gelen her Yahudi'ye vatandaþlýk hakký verildi ve Filistin topraklarý, dünyanýn dört bir yanýndaki Yahudiler için "vatan" ilan edildi.

- FÝLÝSTÝNLÝLERÝN GERÝ DÖNÜÞ HAKKI

Batý Þeria ve Gazze Þeridi'ndeki mülteci kamplarýnýn yaný sýra baþta Suriye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere dünyanýn farklý bölgelerinde vatanlarýndan uzakta hayat süren Filistinliler, yüzlerinin hâlâ "çalýnan cennet" olarak tanýmladýklarý Filistin'e dönük olduðunu her fýrsatta dile getiriyor.

BM'nin "evlerine geri dönmeyi ve komþularýyla huzur içinde yaþamayý arzulayan mültecilerin, mümkün olan en yakýn zamanda bu arzularýný gerçekleþtirmelerine izin verilmeli ve geri dönmemeye karar verenlerin arazileri için tazminat ödenmeli" þeklindeki 194 sayýlý kararýný ise Ýsrail uygulamayý reddediyor.

Onlarca yýldýr sürgün hayatý yaþayan milyonlarca Filistinli için "Nekbe" (Büyük Felaket) zorunlu göç, yaðma ve katliamlarýn simgesi olmaya devam ediyor.