Guterres, "Uluslararasý Nefret Söylemiyle Mücadele Günü" dolayýsýyla yazýlý açýklama yaptý.
Nefret söyleminin ayrýmcýlýðýn, istismarýn, þiddetin, çatýþmanýn ve hatta insanlýða karþý iþlenen suçlarýn bir göstergesi olduðunu belirten Guterres, etkisinin Nazi Almanyasý, Ruanda, Bosna ve diðer yerlerde görüldüðünü kaydetti.
Guterres, "Nefret söyleminin kabul edilebilir bir düzeyi yoktur, hepimiz nefret söylemini tamamen ortadan kaldýrmak için çalýþmalýyýz." ifadelerini kullandý.
Nefret söyleminin genellikle ýrk, etnik köken, din, inanç veya siyasi görüþ temelinde çok çeþitli gruplarý hedef aldýðýný aktaran Guterres, "Son aylarda sosyal medyada ve liderlerin kamuya açýk konuþmalarýnda hem Yahudi hem de Müslüman karþýtý nefret söyleminde artýþ görüyoruz." uyarýsý yaptý.
Devletlerin uluslararasý hukuk kapsamýnda nefreti kýþkýrtmayý önleme ve bununla mücadele etme yükümlülükleri bulunduðunu anýmsatan Guterres, "BM Nefret Söylemi Stratejisi ve Eylem Planý, bu belanýn hem nedenleri hem de etkileriyle mücadele etmek için bir çerçeve sunuyor." bilgisini paylaþtý.
Guterres, gençlerin nefret söyleminden en çok etkilenen grup olduðuna dikkati çekerek, bu nedenle çözümün de parçasý olmalarý gerektiðine iþaret etti.
BM Genel Sekreteri, "Hükümetler, yerel yönetimler, dini, kurumsal ve toplumsal liderler hoþgörü, çeþitlilik ve kapsayýcýlýðý teþvik edecek tedbirlere yatýrým yapmak ve nefret söyleminin her türüne karþý çýkmakla yükümlüler." vurgusu yaptý.
BM Genel Kurulu, 18 Haziran 2021'de "nefret söylemine karþý dinler ve kültürler arasý diyaloðu ve hoþgörüyü teþvik etmek" amacýyla 18 Haziran'ý "Uluslararasý Nefret Söylemiyle Mücadele Günü" ilan etmiþti.