Marsili'den Draghi'ye tepki: 'Diktatörlük' olarak tanýmlanacak bir ülke göremiyorum
ABONE OL

2004-2010 döneminde Ankara'da görev yapan ve Türkiye'yi yakýndan tanýyan Marsili, Ýtalya Baþbakaný Mario Draghi'nin, Cumhurbaþkaný Erdoðan'a yönelik ifadeleri sonrasýnda iki ülke arasýnda çýkan diplomatik krizi, AA muhabirine deðerlendirdi.

Baþbakan Draghi'nin sarf ettiði sözler ve sonrasýnda Türkiye'nin buna gösterdiði sert tepkisi sorulan Marsili, "Açýkçasý bu beklemediðim bir durumdu. Benim için de sürpriz oldu. Çünkü Türkiye ile Ýtalya iliþkileri her zaman mükemmel olmuþtur. Hepimiz, özellikle Türkiye'nin Avrupa Birliði'ne (AB) giriþini desteklemek için siyasi ve ekonomik her alanda bu þekilde sürmesini saðlamak için çok çalýþtýk." ifadesini kullandý.

Marsili, son yýllarda iliþkilere yönelik çabalarýn yoðunlaþtýrýlmasý gerektiðini düþündüðüne iþaret ederek, "Türkiye ve Ýtalya'nýn birçok ortak noktasý var; Libya ve Doðu Akdeniz gibi. Bu nedenle böylesi bir kriz anýna kesinlikle gerek olmadýðý kanýsýndayým. Bu hususta mümkün olan her þeyi yapmalýyýz çünkü iliþkilerimiz üzerinde olumsuz etkileri olabilir." deðerlendirmesinde bulundu.

- "DÝKTATÖRLÜK' OLARAK TANIMLANACAK BÝR ÜLKE GÖREMÝYORUM"

Baþbakan Draghi'nin Cumhurbaþkaný Erdoðan'a yönelik ifadelerine iliþkin Marsili, "Türkiye'de bu konun son derece olumsuz þekilde ele alýndýðýný gayet iyi anlýyorum." dedi.

Bu krizin baþlangýcýnda AB Konseyi Baþkaný ve Avrupa Komisyonu Baþkaný'nýn 6 Nisan'daki Ankara ziyareti olduðunu hatýrlatan Eski Büyükelçi, protokolle ilgili sorunlarý taraflarýn birlikte çözebileceðini kaydetti.

Marsili, "Ben büyükelçilik yaptýðým süre boyunca Türkiye'de pek çok ziyaretin düzenlenmesinde bulundum ve Türk protokolüyle hiç sorun yaþamadým. Açýkçasý burada AB üyesi ülkelerin protokollerinde bir þeyler iþlememiþ çünkü sadece bir taraf suçlanamaz." yorumunu yaptý.

Draghi'nin 8 Nisan'daki basýn toplantýsýnda kullandýðý "diktatör" sözüne atýfta bulunan Marsili, "Yaþananlar beni þaþýrttý. Hakikati söyleyelim; Türkiye'nin 9 büyük þehri muhalefetin idaresindeyken, 'diktatörlük' olarak tanýmlanacak bir ülke göremiyorum. Hangi diktatörlük? Burada iyi anlaþýlamayan þeyler var. Þimdi mesele, ülkelerimiz arasýnda siyasi diyaloðu yeniden baþlatarak sorunu çözme meselesidir." diye konuþtu.

Marsili, Ýtalya'nýn bu kriz anýný fýrsata çevirerek, Türkiye'ye AB sahnesinde desteðini artýrmasý gerektiðini vurgulayarak, AB'nin de siyasi diyalog, demokrasi ve insan haklarýný ilgilendiren tüm konularda müzakere baþlýklarýný Türkiye'ye karþý kapalý tutarak deðil açýk tutarak daha iyi yüzleþilmesini saðlayabileceðini kaydetti.

- ÝTALYA'NIN LÝBYA POLÝTÝKASINDA DEÐÝÞÝKLÝK MÝ VAR?

Draghi'nin bu çýkýþýnýn, Ýtalya için Libya'da bir politika deðiþikliði anlamýna gelip gelemeyeceði sorusu üzerine Marsili, þu ifadeleri kullandý:

"Libya konusunda izlenen politikada gerçekten herhangi bir siyasi deðiþiklik olabileceðine inanmýyorum. Libya'da bizler ayný taraftayýz. Ýtalya ve Türkiye, her zaman Trablus'un meþru hükümetini destekledik ve görünürde herhangi bir deðiþiklik olduðunu gerçek manada düþünmüyorum. Benim fikrime göre, Libya'da Türkiye ile Ýtalya arasýndaki baðlantý daha da güçlendirilmelidir."

- "BU KRÝZLER, BAZEN OLUMLU BAÞLANGIÇLARA YOL AÇABÝLÝR"

Marsili, iliþkileri iki tarafýn iyi niyetiyle toparlayacaðýný umduðunu dile getirerek, "Hem Roma'nýn hem Ankara'nýn her zaman örnek teþkil eden bu iliþkiyi toparlamasý gerektiðinin çok iyi biçimde farkýnda olduðunu düþünüyorum." dedi.

Ýki ülke arasýndaki ticari-ekonomik alýþveriþe de dikkati çeken Marsili, þunlarý kaydetti:

"Diðer yandan bu krizler bazen olumlu baþlangýçlara da yol açabilir. Ýki ülke arasýndaki iliþkilerin yeniden baþlamasýna izin verebilir ki, bunun kesinlikle gerekli olduðuna inanýyorum. Ýtalya ile Türkiye arasýnda 18 milyar dolarlýk bir ticaret hacmi var ve 1200 Ýtalyan þirketi, Türkiye'de iþ yapýyor."

Türkiye ile Ýtalya arasýndaki iliþkileri yapýlacak iþlerle güçlendirmek gerektiðine dikkati çeken Marsili, "Gerçekten beklenmedik þekilde gelen bir sözlü ifade için iki ülke arasýnda gerçek bir kriz olabileceðini düþünemiyorum. Kýsacasý, önemli olan bunlarý icraatlarla düzeltmek." dedi.