Hollanda Türk Hukukçular Birliği Başkanı avukat Ejder Köse, yaptığı açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail'e yönelik ön soruşturma kararının ardından esas soruşturmanın açılıp açılmayacağının büyük oranda savcıların ön soruşturmada toplayacağı delillere bağlı olacağını söyledi.
"Ön soruşturma süresinin en az 4 en çok 24 ay sürebileceğine" işaret eden Köse, esaslı bir yargılamanın başlayacağına yönelik inancının yüksek olduğunu belirtti. UCM’nin kararının çok önemli olduğunu kaydeden Köse, şöyle devam etti:
"İsrailli üst düzey askeri ve siyasi yetkililer er veya geç mutlaka yargı önüne çıkıp hesap verecekler. 2014’teki Gazze saldırılarını herkes izledi. Bizzat BM binaları bombalandı. Eğer tüm bu deliller yetmeyecekse bilemiyorum başka ne deliler isteyecekler? Sonuç itibarıyla bence savcının hangi İsrailli yetkilileri yargılayacağı konusunun daha heyecanlı olacağını düşünüyorum."
Filistin'in, mahkemenin kuruluşuna kaynaklık eden Roma Anlaşması’nı imzalayarak BM’ye sunmasından sonra harekete geçen UCM savcısı, 13 Haziran 2014 tarihinden bu yana bölgede medyana gelen olaylara bakmakla yükümlü. Filistin, mahkemeye, UCM’nin yargılama yetkisini 13 Haziran 2014'ten itibaren kabul ettiğine dair beyanda bulunduğu için mahkemenin bu tarihten öncesinde olanlarla ilgili yetkisi bulunmuyor.
Mahkemeyle ilgili mevzuata bakıldığında savcıların ön soruşturma kapsamında herhangi bir sebeple yeterli belge toplayamamaları durumunda soruşturma açılmayabilir. Avukat Ejder Köse, mevcut durum göz önüne alındığında bu ihtimalin düşük olduğu inancında. Savcının delil toplamak için bölgeye gitme zorunluluğu bulunmadığını söyleyen Köse, şöyle konuştu:
"Deliller farklı yollardan toplanabilir. Savcı isterse bölgeye giderek halk ve yetkililerle görüşebilir ama bunu yapma zorunluluğu yok. Bana göre farklı insan hakları kuruluşları da dahil çok yerde yeterli deliller var, onları alarak ön soruşturmayı tamamlayacak. Bu belgeler dava açılmasına yeter.”
"Suç işledikleri iddia edilen kişiler önce kendi mahkemelerinde yargılanmalı"
UCM’yi oluşturan Roma Statüsü’nde belirtilen tamamlayıcılık ilkesine göre, Filistin’in yargılanmasını istediği İsrailli yetkililer, önce İsrail mahkemelerinde yargılanmalı. Çünkü UCM’nin alanına giren suçların soruşturulmasında öncelikle taraf devletlerin ulusal yargı organları yetkili. Adalet ulusal düzeyde sağlanamaz, ulusal yargı sisteminde tüm yollar tükenmiş, iç karışıklıklardan dolayı yargı sistemi çökmüş veya yargılama hiç başlatılamamışsa UCM devreye girer. Adaletin ulusal düzeyde doğru bir şekilde yürüyüp yürüyemeyeceğine UCM yönetimi karar verir.
Mahkemenin bu süreçlerden sonra ilgili kişiler hakkında dava açılması kararı vermesi durumunda UCM’ye üye olmayan İsrail’in bunu engelleme yetkisi bulunmuyor.
Mahkemenin kuruluşuna kaynaklık eden Roma Anlaşması’na göre, UCM’ye taraf olan her devlet, soruşturmanın açılıp sonuçlanmasına kadar geçen süreçte mahkemeyle işbirliği yapmak zorunda. Üye olmayan devletlerin ise böyle bir zorunluluğu yok. Dolayısıyla İsrail mahkemeye üye olmadığı için yöneticileri veya vatandaşları hakkında açılacak bir davada UCM’yle işbirliğine gitmeyebilir. Nitekim İsrailli yetkililerin yaptıkları açıklamalara bakıldığında bu yolun tercih edileceği tahmin ediliyor.
Bu durumun mahkemenin atacağı adımları etkilemeyeceğini belirten Köse, şu değerlendirmede bulundu:
“İsrailli yetkililer asla askeri yetkililerini yargılatmayacaklarını açıkladılar. Onlara çok kötü bir haberim var. Evet belki Lahey’e getirilip burada yargılanmayabilirler ama sonuç itibarıyla UCM’nin yetkisi var. Söz konusu kişiler hakkında arama ve tutuklama kararı çıkarabilir. Bunu bütün uluslararası platformlara bildirebilir. O zaman üst düzey İsrailli yetkililer artık her yere ellerini kollarını sallayarak gidemezler. Hava sahasından geçerken bile tutuklama söz konusu olabilir. Bu açıdan değerlendirdiğimizde adalet yerini bulacaktır, buna inanıyorum.”
Roma Anlaşması’na göre mahkemeye üye her devletin UCM ile işbirliği yapmak durumunda olduğunu anlatan Köse, ön soruşturma kararının Filistin’in uluslararası alanda devlet olarak tanınmasına da büyük katkı yapacağını vurguladı.
Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan UCM’deki yargılama sırasında veya sonunda kişiler hakkında tutuklama kararı alınabilir. Tutuklu yargılananlar için Lahey’de BM’ye bağlı bir hapishane mevcut. Yargılama sonunda haklarında mahkumiyet kararı verilenler ise taraf devletlerin cezaevlerinde bu cezalarını çekebilir.