Mustafayev, 6 Kasým'da Kýrgýzistan'ýn baþkenti Biþkek'te gerçekleþtirilecek Türk Devletleri Teþkilatý (TDT) 11. Devlet Baþkanlarý Zirvesi öncesi AA muhabirine yaptýðý açýklamada, bu yýl Türk Akademisi'nin kazandýðý en büyük baþarýnýn Ortak Türk Alfabesi'nin kabul edilmesi olduðunu söyledi.
"Türk halklarýnýn birbiriyle çok kolay bir þekilde iletiþim kurmasý, kültür açýsýndan bütünleþmesinin birinci koþulu Ortak Türk Alfabesi'dir." diyen Mustafayev, Ortak Türk Alfabesi ile ilgili sürecin Türk dünyasýnda yeni baþlatýlan bir süreç olmadýðýna dikkati çekerek, þöyle konuþtu:
"Türk dünyasý, 19. yüzyýlda bir çaðdaþlaþma sürecine girdikten sonra Türk halklarýnýn aydýnlarý ortak alfabe meselesi üzerine düþünmeye baþladýlar. O zaman Arap alfabesi tüm Türk halklarýnda ortak alfabe olarak kullanýlýyordu. Ancak Arap alfabesi tam olarak Türk dillerinin fonetik sistemini yansýtmýyordu. Sistematik süreç ise 1926'da baþladý. O zaman Türkiye Türkleri hariç Türk halklarýnýn büyük çoðunluðu Sovyetler Birliðinin içinde yaþýyordu. 1926'da Bakü'de Türk dünyasýnýn ünlü dil bilimcilerinin katýlýmýyla 1. Türkoloji Kurultayý yapýldý. Arap alfabesinden ortak Latin alfabesine geçiþ sürecinde bu kurultayýn büyük bir rolü ve önemi oldu."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün inisiyatifiyle 1928'de yapýlan dil reformu ile Türkiye Türklerinin Latin alfabesine geçtiðini, 1929'dan itibaren ise Sovyetler Birliði'ndeki Türk halklarýnýn da ortak Latin alfabesini kullanmaya baþladýðýný anlatan Mustafayev, "1939'da o dönem Sovyetler Birliðinin lideri (Josef) Stalin rejiminin baskýlarýyla (Latin alfabesi ile ilgili) bu süreç durduruldu. Sovyetler Birliði'ndeki Türk halklarý çoðunlukla Kiril alfabesine geçmek mecburiyetinde kaldýlar." ifadelerini kullandý.
Mustafayev, 1991'de Sovyetlerin daðýlmasýyla Kazakistan, Kýrgýzistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan'ýn yeniden baðýmsýzlýklarýný kazandýklarýný anýmsatarak, "O zamandan itibaren bu konu (Ortak Türk Alfabesi) daima gündemdeydi ve bilim adamlarý arasýnda tartýþýlýyordu." dedi.
Türk dillerinin hepsinin ayný kökten geldiðini fakat bazý dillerin arasýnda fonetik farklýlýklar olduðunu belirten Mustafayev, þöyle konuþtu:
"Bu farklýlýklarý bir araya getirip ayný alfabe çerçevesinde birleþtirmek için çok çaba sarf edildi. Dil bilimcilerimiz hep bu konu üzerinde çalýþmaya devam ettiler. Gün geldi 2022'nin eylül ayýnda Bursa'da Ortak Türk Alfabesi ile ilgili bir çalýþtay yapýldý. Bu çalýþtay Türk Devletleri Teþkilatý Aksakallar Konseyi giriþimiyle düzenlendi. Burada çok önemli kararlar alýndý. Bu kararlarýn biri de Türk Akademisi bünyesinde Ortak Türk Alfabesi Komisyonunun oluþturulmasý oldu."
Mustafayev, bu komisyonun baþlýca görevinin ortak Türk alfabesi projesi geliþtirme olduðunu belirterek, "Türk Akademisi olarak bu konuda çalýþmalarýmýza baþladýk. Bu iþi Türk Dil Kurumu ve Türk Devletlerindeki mevcut olan dil bilimi enstitülerinin iþbirliðinde gerçekleþtirdik. Komisyonun ilk toplantýsýný 2023'ün mayýs ayýnda Astana'da, ikincisini ise bu yýl mayýs ayýnda Bakü'de düzenledik. Bu ikinci toplantýda komisyondaki ülkelerin temsilcileri ile dil bilimcilerinin pozisyonlarýnýn epey birbirine yaklaþtýðýný hissettik. Eylül ayýnda da komisyonun üçüncü toplantýsýný yine Bakü'de düzenledik. Bu toplantýda 34 harften ibaret bir ortak Türk alfabesi projesi kabul edildi." þeklinde konuþtu.
Türk Dünyasý Ortak Alfabe Komisyonu'nun TDT tarafýndan oluþturulan resmi bir komisyon olduðunu ve dolayýsýyla alýnan kararlarýn da resmi sýfat taþýdýðýna iþaret eden Mustafayev, "Bu ortak alfabe projesi devletlerin ilgili kurumlarýna sunuldu. Bundan sonraki süreç devletlerimizin ve parlamentolarýmýzýn meselesi. Çünkü dil meselesi devlet meselesidir. Her devlet kendisi karar verecek." deðerlendirmesinde bulundu.
Mustafayev, söz konusu ortak alfabede mevcut tüm Türk dillerinin ses zenginliðini yansýtan bir çerçeve alfabe olduðunu kaydederek, "Latin alfabesine geçecek Türk halklarý bu çerçeve alfabeyi kullanarak kendileri için uyumlu bir alfabe düzenleyebilecekler. Ve bu alfabe diðer Türk halklarýyla uyumlu bir alfabe olacak. Türk halklarý arasýndaki iletiþim için bu çok önemli çünkü her bir Türk dilinde yazýlan metinler tüm Türk halklarý için anlaþýlýr olacak. Türk dünyasýnýn dil ve manevi birliði için çok önemli bir adým oldu." ifadelerini kullandý.
Türk Akademisi olarak buna öncülük etmenin sevincini yaþadýklarýný belirten Mustafayev, "Akademi olarak diðer kardeþ kuruluþlarýmýzla beraber bu konuda çok gururluyuz. Çoðunlukla aldýðýmýz tepkiler çok olumlu. Ýnsanlar takdir ediyor, seviniyor. Bu umut verici bir þey. Çünkü Türk dünyasýnýn kültürel, dil ve edebiyat bakýmýndan bütünleþmesinde bu çok önemli." dedi.
Mustafayev, bunun yaný sýra Türk dünyasýnýn önde gelen bilim insanlarýnýn görev yaptýðý akademi bünyesinde 30'dan fazla proje geliþtirdiklerini dile getirerek, "Türk Akademisi'nin çalýþma programý çok geniþ ve kapsamlý. Türk dillerinin meselesi bizim programda çok önemli bir yer tutuyor ama ayný zamanda bizim için Türk halklarýnýn ortak tarihi, arkeolojisi, Türk dünyasýnýn büyük þahsiyetleri, 19. ve 20. yüzyýlýn baþlarýnda Türk dünyasýnda aydýnlanma süreci gibi konular da çok önemli." diye konuþtu.
Ayrýca Türk dünyasý için güncel olan konular üzerine de çalýþmalar gerçekleþtirdiklerini vurgulayan Mustafayev, þunlarý kaydetti:
"Türk dünyasýnýn entegrasyonu sadece dil ve tarih üzerine kurulamaz. Burada ekonomi ve askeri alanlar baþta olmak üzere baþka sahalarda iþbirliði olmasý çok önemli. Bu konuda bunlarýn bilimsel altyapýsýnýn hazýrlanmasý açýsýndan Türk Akademisinin bir görevi var. Geçen sene itibarýyla sektörel yýllýk raporlar hazýrlamaya baþladýk. Türk devletlerinin ekonomisi, su sorunu ve gýda güvenliði alanýnda bilimsel raporlar hazýrladýk."