Ünlü Fransýz siyaset bilimci Maurice Duverger’in Seçimle Gelen Krallar adlý eserinin giriþinde, halkýn oylarýyla seçilen siyasetçinin yetkileri üzerinde durulur. Duverger, bir numaralý kiþinin “eþitler içinde birinci” olduðu görüþündedir ve bu durumu þu þekilde ifade eder: “Amerika Birleþik Devletleri’nin, Büyük Britanya’nýn ve Fransa’nýn siyasal rejimleri görünüþte birbirinden çok farklýdýr. Washington’da bir baþkanlýk rejimi, Londra’da bir parlamento rejimi, Paris’te ise bir karma rejim vardýr. Fakat bu anayasal görünüþlerin çeþitliliði arkasýnda, ayný temel gerçek onlarý birbirlerine yaklaþtýrýr: Her üç rejimin de nabzý ‘seçimle gelmiþ bir hükümdarda’ atar ve parlamento sadece bir denge aðýrlýðý görevini taþýr”.
Görev süresinin sona ereceði tarihten itibaren 12 yýl daha baþkanlýk yapmasý için anayasa deðiþikliði yapýlan Putin için Duverger’in ne düþündüðünü öðrenme imkânýmýz yok. Bugünlerde yaþýyor olsaydý, muhtemelen Putin’in “ebedi baþkanlýðý” için de bir taným yapabilirdi. Zira Rus siyasi sistemi içinde Vladimir Putin’in durumu, yukarýda sýralanan örneklerin çok ötesinde bir fiili durumu yansýtýyor.
PUTÝN 2036’YA KADAR BAÞKANLIK GÖREVÝNÝ SÜRDÜRECEK
Anayasa deðiþikliðiyle Putin’in görev süresinin 2036’ya kadar uzatýlmasý, esas itibariyle bir “üst akýl” kurgusudur ve ülkede Avrasyacý ekolün etkisini güçlendirme amacý taþýmaktadýr
Eski bir KGB yöneticisi olan Putin, 1993 tarihli Rusya anayasasýna göre 2000 ve 2004 yýllarýnda iki kez üst üste baþkan seçildi. Anayasa ayný kiþinin üçüncü kez görev yapmasýný yasakladýðý için, 2008-2012 döneminde bu göreve Dmitriy Medvedev seçildi; Putin de baþbakanlýk görevini üstlendi. Anayasa deðiþikliði sonucunda baþkanýn görev süresinin 6 yýla çýkarýlmasý üzerine, Putin 2012 yýlýnda yeniden aday oldu ve ardýndan 2018 yýlýnda yapýlan seçimleri de kazandý. Olaðan koþullarda Putin’in görev süresinin 2024 yýlýnda sona ermesi gerekiyor. Ne var ki Ocak 2020’de Rusya anayasasýnda yapýlan deðiþikliklerle, Putin’in yeni dönemde de baþkanlýk yapmasýnýn önü açýldý. Anayasa deðiþikliði tasarýsý hem Rusya parlamentosunun üst kanadý Federal Konsey’de, hem de alt kanadý olan Duma’da onaylandý. Anayasa deðiþikliði tasarýsýnýn 22 Nisan 2020’de halk oylamasýna sunulmasý bekleniyor.
Rusya Anayasa Mahkemesi tarafýndan yapýlan yoruma göre, anayasa deðiþikliði yeni bir durum ortaya çýkarýyor. Mahkeme, Putin’in anayasa deðiþikliði sonrasý yeniden baþkan adayý olabilmesine yeþil ýþýk yaktý. Durumu daha net ifade etmek gerekirse, anayasa deðiþikliði esas itibarýyla Putin’in baþkanlýk görevini 2024 sonrasýnda sürdürmesini saðlamak için gündeme getirildi. Deðiþiklik kesinleþtikten sonra, Putin’in seçimlere katýlýmý “ilk defa baþvuru yapan aday” kategorisinde deðerlendirilecek. Mahkemeye göre, anayasa deðiþikliði yeni bir durum ortaya çýkardý. Aday olmak istediði takdirde Putin, deðiþiklik sonrasýndaki anayasa hükümlerine göre ilk kez baþvuru yapan aday gibi kabul edilecek. Mahkeme bu yorumu, Federal Konsey üyesi Valentina Tereþkova’nýn baþvurusu üzerine benimsedi. Uzaya giden ilk kadýn kozmonot olan Tereþkova, Putin’in baþkanlýk seçimlerine yeniden katýlýmýný “bir kiþinin ardý ardýna iki kez baþkan seçilemeyeceði” kuralýna aykýrýlýk teþkil etmediði þeklinde yorumlamýþtý. Tereþkova’nýn yorumuna göre, anayasa deðiþiklikleri yürürlüðe girdiði andan itibaren geçmiþ dikkate alýnmayacak. Dolayýsýyla yeniden baþvuru yaptýðý takdirde, Putin ilk kez baþvuru yapan aday statüsünde kabul edilecek. Anayasa Mahkemesi bu yorumu kabul ettiðini geçen hafta açýkladý.
Tasarý Federal Konsey ve Duma tarafýndan da geçen hafta kabul edildi. Federal Konsey Rusya’nýn federal birimlerinden gelen 170 üyeden oluþuyor. Buna karþýlýk üyeleri doðrudan seçilen Duma’nýn 450 üyesi var. Anayasa deðiþikliði tasarýsýnýn geçerli olabilmesi için ayný zamanda 22 Nisan 2020 tarihinde yapýlacak referandumda da kabul edilmesi gerekiyor. Anayasa deðiþikliði Putin’e 2036 yýlýna kadar Rusya Federasyonu baþkaný olarak görevde kalma imkâný veriyor. Deðiþikliðin ardýndan 16 yýl daha Rusya’yý yönetmesi beklenen Baþkan Putin þu anda 67 yaþýnda. Bundan sonra kendisini engelleyecek tek þey, ancak ileri yaþlarýnda karþýlaþacaðý saðlýk sorunlarý olacak.
Rusya’da anayasa deðiþikliði Putin’in “iktidar tekelinin” güçlenmesi anlamýna geliyor. Deðiþikliðe karþý Rusya’da geçen hafta cýlýz da olsa muhalefet sesleri yükseldi. Sayýlarý 350’yi bulan hukukçular, anayasa deðiþikliði önerisini “anayasa karþýtý darbe” þeklinde nitelendirdiler. Hukukçularýn savunduðu bu görüþler “Moskova’nýn Yankýsý” adlý radyoda okunan bildiriyle kamuoyu gündemine taþýndý. Hukukçular halkýn iradesinin gasp edildiðini öne sürüyorlar. Moskova’da geçen hafta anayasa deðiþikliðini protesto etmek için bir araya gelen ve sayýlarý 40’ý bulan göstericiler ise polis tarafýndan gözaltýna alýndý ve Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) tarafýndan sorgulandý.
ANAYASA DEÐÝÞÝKLÝÐÝ TASARISINDA NELER VAR?
Rusya’nýn gelecek 15 yýlý “üst aklýn” kurgusuna uygun biçimde “tek adam” idaresi altýnda geçecek. Demokratik görüntüye raðmen, Putin’in “ebedi lider” olarak her konuda karar verme tekeli devam edecek.
Rusya’da anayasa deðiþikliði önerisi 15 Ocak 2020 tarihinde Putin tarafýndan gündeme getirildi. Bu amaçla kurulan ve 75 kiþiden oluþan çalýþma grubunun hazýrladýðý taslaðýn en önemli maddesi baþkanlýk seçimlerini düzenliyor. Yeni tasarýya göre, baþkan adayý bu göreve en fazla iki kez seçilebilecek. Halen yürürlükte olan anayasada baþkan adayýnýn görev süresi, “üst üste en fazla iki kez” þeklinde ifade edilmiþti. Yeni tasarýda ayrýca, baþkan adayýnýn 25 yýldan beri Rusya Federasyonu’nda yaþýyor olmasý kuralý getiriliyor. Anayasanýn mevcut halinde bu madde “10 yýldan beri Rusya Federasyonu’nda yaþýyor olma” þeklinde yer alýyor. Anayasa Mahkemesi’nin yorumuna göre, halen baþkanlýk görevini sürdüren Putin, anayasa deðiþikliði sonrasýnda aday olmak isterse, eski durum dikkate alýnmayacak ve yeni deðiþiklik milât kabul edilecek. Bir baþka ifadeyle Putin’in anayasa deðiþikliðinden sonra adaylýðý, ilk baþvuru olarak deðerlendirilecek.
Anayasa deðiþikliði tasarýsýnda dikkati çeken bir diðer husus, parlamentonun alt kanadý olan Duma’nýn yetkilerinin artýrýlmasý. Buna göre baþkan, Duma’dan güvenoyu alan baþbakan ve bakanlarý atamak zorunda kalacak. Bu madde deðiþikliði ilk bakýþta yasama organýnýn yürütme karþýsýnda yetkilerinin artýrýldýðý izlenimi vermekteyse de baþkanýn görevden alma ve takdir yetkisinde deðiþiklik yok. Yani baþkan isterse baþbakaný veya bir bakaný görevden alabilecek. Ayrýca anayasa deðiþikliði tasarýsýyla, Rusya Federasyonu’nda görev yapan baþbakan, bakan, federal devlet organlarý baþkanlarý, vali, senatör, milletvekili ve yargýçlarýn Rusya dýþýnda bir baþka ülkenin vatandaþý olamayacaðý hükmü getiriliyor.
Rusya’da demokrasi ve hukuk devletinin varlýðýnýn sorgulanmasýna yol açabilecek bir baþka deðiþiklik maddesinde ise ulusal yasalarýn, taraf olunan beynelmilel sözleþmelerden önce geldiði ifadesine yer veriliyor. Bir örnek vermek gerekirse, Avrupa Konseyi üyesi olan Rusya Federasyonu, Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi ile ulusal yasalarý çeliþtiðinde sözleþme hükümlerine deðil, ulusal yasalarýna öncelik verecek. Bu maddenin Rusya’nýn Batý’dan uzaklaþmasýný daha da hýzlandýrmasý bekleniyor.
Anayasa deðiþikliðinde ayrýca asgari ücretin nasýl belirleneceði de kayýt altýna alýnýyor. Buna göre, Rusya’da asgari ücret, asgari geçinme seviyesinden daha aþaðý olamayacak. Emeklilerin ücretlerinin belirlenmesinde de asgari geçinme seviyesi dikkate alýnacak. Yeniden baþkanlýða aday olmaya soyunan Putin’in bu deðiþikliði gündeme getirme sebebi ise açýk: Asgari ücretle çalýþanlardan ve emeklilerden oy almak.
Tasarýda evlilikten ne anlaþýlmasý gerektiði de tanýmlanmýþ. Önerilen anayasa deðiþikliðinde evlilik, erkek cinsi ile kadýn cinsinin birlikteliðinin hukuk tarafýndan onaylanmasý þeklinde ifade ediliyor. Böylece ayný cins evliliklerinin hukuki bakýmdan geçersiz olduðu kayýt altýna alýnýyor. Bu madde, Rus Ortodoks Kilisesi’nin yorum ve deðerlendirmelerinin yönetim tarafýndan kabul edildiðini gösteren örneklerden sadece birisi.
RUSYA’NIN DEMOKRASÝ TECRÜBESÝ ÇOK SINIRLI
Rusya’da anayasa deðiþikliði referandumu, eðer son anda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi nedeniyle ertelenmezse 22 Nisan 2020’de yapýlacak. Halkýn tasarýyý “Putin’in görev süresini uzatma” olarak gördüðü ve sonucun da olumlu olacaðý tahmin ediliyor. Bunun anlamý açýk: Rusya’nýn gelecek 15 yýlý “üst aklýn” kurgusuna uygun biçimde “tek adam” idaresi altýnda geçecek. Demokratik görüntüye raðmen, Putin’in “ebedi lider” olarak her konuda karar verme tekeli devam edecek. Ortalama bir Rus vatandaþý bu durumdan rahatsýzlýk hissetmiyor. Çünkü Rusya’nýn siyasi kültüründe “çok partili demokrasi” tecrübesi son derece sýnýrlý. Ülkede 1990’larýn baþýndan bugüne kadar yaþananlarý, “demokrasinin türevi” uygulamalar olarak deðerlendirmek gerekiyor. Gerçekten de Ruslar açýsýndan koca bir 20. yüzyýl totaliter bir yönetim altýnda geçti. Çarlýðýn yýkýlmasýnýn ardýndan, 1917’den 1991’e kadar ülkeyi Komünist Parti idare etti. Totalitarizmin hâkim olduðu bu dönemde, muhalif tüm siyasi hareketler ve dini faaliyetler yasaklandý. “Komünist partinin iktidar tekeli ve öncü rolü” esas kabul edildi.
Rusya siyasi tarihinde demokrasiye en yakýn olunan dönem, hiç kuþku yok ki Boris Yeltsin’in iktidarda bulunduðu 1990’lý yýllardý. Bu dönemde, bir yandan SSCB sonrasýnda kargaþadan kurtulma ve yeniden yapýlanma faaliyetleri devam ederken, öte yandan da siyasi katýlým en yüksek seviyeye ulaþtý. Her türlü siyasi partinin örgütlenme ve propaganda yapmasýna izin verildi. Yeltsin sonrasý dönemde ise Putin’i “tek adam” olarak öne çýkaran KGB kurgusuyla, ince senaryolar uygulamaya aktarýldý. Yeltsin’in saðlýk sebepleriyle görevinden ayrýldýðý 1999 yýlýnýn sonunda Putin, bir teknokrat olarak geçici baþkan ilan edildi. Görevi ülkeyi seçimlere kadar yönetmekti. Ne var ki yoðun bir medya propagandasýyla, bu dönemde Putin halka “üstün nitelikleri olan lider” olarak empoze edildi. Kýsa bir süre sonra da Evimiz Rusya Partisi’nin adayý olarak baþkanlýk yarýþýna katýldý ve 2000 yýlý Mart ayýnda baþkan seçildi. Putin o zamandan günümüze, Rusya Federasyonu’nun tek karar vericisi konumunda. Gazeteler, radyolar, diðer kitle iletiþim araçlarý o zamandan günümüze, biteviye Putin’in baþarý ve kahramanlýklarýný anlatarak halký yönlendiriyor. Son anayasa deðiþikliði çabasýný bu çerçeveden ayrý ele almamak gerekiyor. Putin Rusya “derin devletinin” bir kurgusudur ve görevi de Avrasyacý ekolün resmi strateji belgesini uygulamaya aktarmaktýr.
AVRASYACILIK AKIMINA KÝLÝSE VE SÝYASÝ PARTÝLER DE DESTEK VERÝYOR
Rusya Federasyonu’nda 21. yüzyýlýn baþýndan bugüne kadar yaþananlarý bir baþka perspektiften Avrasyacýlarýn, “Çarlýk Rusyasý” hayaliyle yaþayanlarýn ve Rus Ortodoks Kilisesi’nin ortak faaliyeti olarak deðerlendirmek gerekiyor. Gerçekten de SSCB 1991 yýlýnda daðýldýðýnda bu ülkede iki ana siyasi akým vardý. Bunlardan ilki olan Atlantikçilik ekolü, Rusya’nýn temelde Avrupalý olduðu, Batý deðerlerini benimsediði ve Batý ile iyi iliþkiler kurmasý gerektiði görüþünü savunuyordu. Avrasyacý ekol ise bir yandan Çarlýk Rusyasý hayalini canlandýrmak isteyenlerden, öte yandan Slav milliyetçilerinden destek alýyordu. Rus Ortodoks Kilisesi ve hatta Komünist Parti de bu ekolün yanýnda saf tutmuþtu.
Atlantikçiler Yeltsin iktidarýnýn ikinci döneminde tedricen güç kaybetmeye baþladýlar. 1999 yýlýnýn son ayýnýn son gününde Putin’in geçici devlet baþkaný olarak atanmasý, Avrasyacý ekolün iktidarý ele geçirmesi anlamýna geliyordu. O zamandan günümüze Rusya, içeride ve dýþarýda Avrasyacý ekolün paradigmasýný esas alan bir dýþ politika takip ediyor. Ýþin daha da ilginç yaný, klasik ana muhalefet partisi olarak kabul edilen Rusya Komünist Partisi’nin bu ekole mensup olmasý ve örtülü biçimde Putin yönetimini desteklemesidir. Rusya parlamentosunun alt kanadý Duma’da grup kuran üçüncü parti olan Liberal Demokrat Parti de Avrasyacý ekole mensuptur. Akýcý biçimde Türkçe konuþabilen Vladimir Jirinovsky’nin liderliðini yaptýðý partinin ideolojik söylemi, bir yandan Çarlýk hayalleri, öte yandan Baðýmsýz Devletler Topluluðu (BDT) üzerinde nüfuz kurma söylemleriyle, Avrasyacý ekolün paradigmasýyla tam uyum halindedir.
SSCB sonrasý dönemde Rusya içinde ve dýþýnda etkinliði günden güne artan bir baþka kurum da Rus Ortodoks Kilisesi. SSCB döneminde faaliyetleri yasaklanan kilise, günümüzde devletin iç politikasý, eðitim sistemi, savunma ve dýþ politikasýný yönlendiren temel aktörlerden biri haline gelmiþ durumda. Orta dereceli okullar ve askeri kurumlardaki dini eðitimin müfredatýný Rus Ortodoks Kilisesi düzenliyor. Kilise ayrýca ülke dýþýnda yaþayan diaspora Ruslarýnýn ve diðer Ortodoks milletlerin koruyuculuðuna da soyunmuþ vaziyette. Nasýl ki Vatikan tüm Katoliklerin dini merkezi konumunda bulunuyorsa, Rus Ortodoks Kilisesi de kendisini Ortodoks halklarýn ana karargâhý olarak deðerlendiriyor. Bundan dolayý da Ýstanbul’da bulunan Rum Ortodoks Kilisesi ile rekabet halinde.
Rusya’nýn ülke dýþýnda yaþayan Ruslarýn hak ve çýkarlarýný korumak amacýyla yaptýðý müdahaleler, çoðu kez Rus Ortodoks Kilisesi kanalýyla yürütülüyor. Ortodokslarýn dini özgürlüklerini koruma amacýyla baþlatýlan giriþimler, zaman içinde siyasi operasyonlara dönüþebiliyor. Rus Ortodoks Kilisesi’nin devlet içindeki konumu komünizmden sonra tedricen güçlenmiþ ve günümüzde neredeyse Rus dýþ politikasýna yön veren odaklardan biri haline gelmiþtir. Anayasada her ne kadar devletin laik olduðu ve inanç mensuplarýna eþit seviyede durduðu hükmü yer almaktaysa da uygulamada Ortodoks öðretisi Rusya devletinin gayri resmî mezhebi haline gelmiþtir.
Netice olarak, Rusya’da 22 Nisan 2020 tarihinde halk oylamasýna sunulmasý beklenen anayasa deðiþikliði tasarýsý büyük ihtimalle kabul edilecek. Putin’in 2024 sonrasýnda iki dönem daha Rusya baþkaný olarak görev yapmasýnýn kapýsý aralandý. Ülkede baðýmsýz kitle iletiþim organlarýnýn faaliyetleri (giderek artan bir þekilde) baský altýnda tutuluyor. 2012 yýlýnda kabul edilen “yabancý ajan” yasasýyla, medyada ve sivil toplum kuruluþlarýnda resmi perspektifle örtüþmeyen görüþlerin ileri sürülmesi engellendi. Tüm bunlarý dikkate alarak þu görüþü ileri sürmek mümkün: Rusya’da anayasa deðiþikliðiyle Putin’in görev süresinin 2036’ya kadar uzatýlmasý, esas itibariyle bir “üst akýl” kurgusudur ve Avrasyacý ekolün etkisini güçlendirme amacý taþýmaktadýr.
[Prof. Dr. Ýrfan Kaya Ülger Kocaeli Üniversitesi Ýktisadi Ýdari Bilimler Fakültesi Uluslararasý Ýliþkiler Bölümü baþkanýdýr]