Suriye Lideri Şara'dan Türkiye'ye garanti
ABONE OL

Suriye'de devrimin lideri Eş- Şara, Dışişleri Bakanı Fidan'a "PKK/YPG ile birlikte YPG'nin varlık gerekçesi olarak sunulan DEAŞ'ın da topraklarımızda yaşamasına izin vermeyeceğiz" dedi.

TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye'nin yeni lideri Şara arasındaki görüşmeyle ilgili edindiği bilgileri yazdı.

Yiğitel'in Akşam Gazetesi'nde yayımlanan analizi şöyle:

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Şam ziyaretinde, devrimin lideri Ahmet Eş-Şara ile yaptığı görüşmenin detayları netleşti. Görüşmede en temel konulardan birini PKK/YPG terör örgütü oluşturdu. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre Fidan, PKK/YPG'nin tasfiyesinin hem Suriye'nin toprak bütünlüğü hem de Türkiye'nin güvenliği için olmazsa olmaz şart olduğunu iletti, "YPG ya kendini tasfiye edecek ya da tasfiye edilecek" dedi. Suriye Devrim lideri Ahmet Eş-Şara ise "PKK/YPG Suriye topraklarının üçte birini işgal etmiş durumda, kanunsuz bir şekilde enerji kaynaklarının başında oturarak Suriye halkının malını çalıyor. Suriye ordusu dışında tek bir silahlı grup kalmayacak. Biz bunda kararlıyız" diyerek görüş birliği içinde olduğunu iletti ve PKK/YPG konusunda Türkiye'ye garanti verdi.

DEAŞ'LA MÜCADELE

Suriye'de kesinlikle PKK/YPG'ye yer olmadığını söyleyen Hakan Fidan ve Eş-Şara, PKK/YPG'nin varlığı konusunda gerekçe gösterilen terör örgütü DEAŞ'la mücadelede kararlı olduklarını ifade etti. Eş- Şara "YPG'nin varlık gerekçesi olarak sunulan DEAŞ'ın da topraklarımızda yaşamasına izin vermeyeceğiz" dedi. Şara, uluslararası sistemin terör örgütü PKK/YPG'yi kullanmak için gerekçe gösterdiği DEAŞ tutukluları meselesinde de Suriye'nin yeni yönetiminin bu konuda inisiyatif almaya ve gerekirse bu tutukluları devralma konusunda gerekli girişimi yapabileceklerini Hakan Fidan'a iletti.

SURİYE'DE GEÇİŞ SÜRECİ

Fidan, Suriye'nin geçiş sürecine dair Türkiye'nin tezlerini de açık açık iletti. Suriye'de geçiş döneminin düzenli bir şekilde tamamlanmasının önemini anlattı. Suriye'de istikrarın temini en öncelikli konu olduğu, bunun için ülkede güvenliğin sağlanması, hukukun üstünlüğünün ve azınlıkların korunması, Suriyelilerin öncülüğünde, hiçbir dini veya etnik grubun dışlanmadığı kapsayıcı bir yönetimin tesis edilmesi gerektiği net bir şekilde dile getirildi.

ANAYASAL VATANDAŞLIK

Geçmiş dönemde BAAS rejimi ülkedeki gruplar üzerindeki baskı kurmuştu. Yeni dönemde, anayasal vatandaşlığa uygun bir yöntem olarak, bütün vatandaşların etnisitelerinden, kimliklerinden, mezheplerinden bağımsız olarak her açıdan eşit olması gerekiyor. Diplomatik kaynaklar, "Yeni yönetimde bu vizyon var" değerlendirmesi yaptı.

YAPTIRIMLAR KALDIRILMALI

Konuştuğum diplomatik kaynaklar, Uluslararası toplumun da üzerine düşeni bir an önce yapması gerektiğinin altını çiziyor. Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması, Suriye'nin normalleşmesi, ülkede güvenliğin sağlanması ve ülkenin yeniden inşası bakımından son derece önemli olduğuna vurgu yapılıyor. Diplomatik kaynaklar, "Bütün yaptırımların bir an önce kaldırılması gerekiyor ki yatırım, finansman, altyapı hizmetleri, sağlık hizmetleri, eğitim hizmetleri bir an önce hayata geçsin" değerlendirmesi yaptı.

GERİ DÖNÜŞLER

Bakan Fidan, Eş Şara'ya Suriyeli sığınmacıların geri dönüşlerinin gönüllü ve güvenli geri dönüş esasına bağlı olacağını da iletti. Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü geri dönüşleri için gereken koşulların oluşturulmasının önemine değindi. Bölge ülkeleri ve Avrupa üzerinde yük oluşturan Suriyeli göçmenlerin dönebilmesi için yeniden yapılanmanın ve alt yapının bir an önce ayağa kaldırılması gerekiyor.

FİDAN'IN İKİ ÖNEMLİ MESAJI KİME?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Suriye devrim lideri Ahmet Eş-Şara ile yaptığı ortak açıklamada özellikle iki çağrısı öne çıkmıştı. Bakan Fidan üzerine basa basa "Yeni yönetime 'imkan ve fırsat' tanınmalı" dedi. Diplomatik kaynaklara "Bakan Fidan'ın özellikle bu iki kavramı tercih etmesinin bir nedeni var mıydı?" diye sordum. Kaynaklarım bu iki kavramın bile bile seçildiğini ve mesaj içerdiğini ifade ettiler. İmkan tanınması gerektiği yönündeki mesaj ABD ve Avrupa'ya yönelikti. Yeni yönetime imkan tanınmalı yoksa radikalleşme eğilimi görülür ve dünyaya entegre olamazlar. Bu aslında ABD ve Avrupa'ya açık mesajdı. Fırsat tanınması mesajı da başta Körfez ülkeleri olmak üzere Arap dünyasına yönelikti. Arap dünyası yeni yönetime fırsat vermeli yoksa yeniden Ortadoğu'yu etkileyecek bir istikrarsızlık oluşur ve bu yükü tüm Ortadoğu çok daha ağır taşır anlamındaydı.

"Suriye bunu unutmayacak"

Suriye'de terörle mücadelede net mesaj: Müsamaha yok!

Tarihi Şam ziyareti ses getirdi