Türkiye'nin kararlı duruşu sonuç verdi! Terör örgütü PKK Suriye'deki sözde seçimi ertelemek zorunda kaldı
ABONE OL

Suriye'de işgal ettiği topraklarda sözde yerel seçim yapmayı planlayan terör örgütü PKK/YPG, Türkiye'nin bölgede bir terör devleti kurulmasına izin verilmeyeceği uyarılarının ardından, sözde seçimi ertelemek zorunda kaldı.

Örgütün sözde sivil yönetiminin Facebook hesabından yapılan paylaşımda, işgali altındaki bölgede daha önce 11 Haziran'da yapılacağı ilan edilen sözde yerel seçimin, 18 Ağustos'a ertelendiği duyuruldu.

Terör örgütü, Rakka, Deyrizor, Halep ve Haseke dahil toplam 4 ili, ayrıca El-Cezire (Haseke ve Kamışlı), Deyrizor, Rakka, El-Furat (Aynularap), Münbiç ve Afrin-El-Şehba ile Tabka bölgelerini kapsayacak sözde seçimle kendine meşruiyet kazandırma çabasına girmişti.

Örgütün arayışları, Suriye'de silah zoruyla bastırdığı Kürt siyasi grupları başta olmak üzere Suriye içerisinden de tepki görmüştü.

TÜRKİYE'NİN KARARLI DURUŞU SONUÇ VERDİ

Türkiye, ilk olarak 30 Mayıs'ta yapılması planlanan yerel seçim kararına sert tepki gösterdi. Suriye'nin kuzeyinde kurulmaya çalışılan PKK yönetiminde olacak bir devletin engellenmesi için her türlü girişim yapıldı. 2015 yılında kabul edilen BMGK'nın 2254 sayılı kararına karşı atılan "yerel seçim" adımını PYD/YPG ertelemek durumunda kaldı. Cezire, Deyr Ez Zor, Rakka, Tabka, Fırat, Münbiç ve Afrin'in Şehba bölgelerinde yapılması planlanan yerel seçim, yoğun dış baskılardan dolayı 11 Haziran 2024'e ertelendi. Türkiye itirazlarına devam etti ve gerekli diplomatik görüşmeler yapıldı. Türkiye'nin sınır güvenliği ve bölge halkının huzuru için atılması gereken her adım atıldı. Türkiye'nin son ana kadar olmaması için mücadele verdiği sözde "yerel seçim" bir kez daha ertelendi ve 11 Haziran'da yapılmama kararı alındı. Türkiye'nin kararlı tavrını gören bölgedeki aşiret, kabile ve topluluklar da PYD/YPG'nin seçim kararını protesto etti.

SÖZDE "YEREL SEÇİM" İÇİN DESTEK GÖREMEDİLER

İlk boykot açıklaması Suriye Kürt Ulusal Konseyi'nden (ENKS) geldi. Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-S) de seçimlere katılmayacağını açıkladı. Diğer siyasi yapılar da boykot kararına destek verdi. Türkiye'nin karşı çıkması ile bölgede oluşan güç birliği, uluslararası mecralarda da karşılık buldu. Sözde "seçime" karşı bölgede başlayan protestoların artması ile ABD de tavrını belli etti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, 11 Haziran'da düzenlenecek "sözde" yerel seçimlere ilişkin adil, serbest ve şeffaf bir seçim ortamının bulunmadığı değerlendirmesini yaptı. Planladıkları "yerel seçim" için ABD'nin de desteğini göremeyen PYD/YPG'de iç çatırdamalar başladı. Hiçbir destek göremeyen PYD/YPG, sonunda seçimin "ertelenmesi" kararına vardı. Yapılan açıklama ile seçim Ağustos 2024'e ertelendi.

-"TÜRKİYE, BÖLÜCÜ ÖRGÜTÜN BİR 'TERÖRİSTAN' KURMASINA ASLA İZİN VERMEYECEKTİR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mayıs'ta Efes-2024 Tatbikatı'nda konuyla ilgili yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullanmıştı:

"Bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı, bir 'teröristan' kurma hedefiyle bölge halkı üzerindeki baskısını, tehditlerini ve gayretlerini yoğunlaştırdı. Örgüte boyun eğmeyen ve haraç vermeyen insanların öz topraklarından sürülmesinden, çocuk asker kullanımına kadar her yola başvuruyorlar. Meselenin DEAŞ ile mücadele olmadığı, doğrudan ülkemizi ve bölgemizi hedef alan sinsi bir planın adım adım uygulandığı anlaşılıyor. Terör örgütünün halk oylaması bahanesiyle ülkemizin ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik mütecaviz eylemlerini yakından takip ediyoruz. Daha önce de bu konudaki politikamızı çok net ortaya koyduk. Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde bölücü örgütün bir 'teröristan' kurmasına asla izin vermeyecektir. Oldubittiler karşısında daha evvel yapılması gerekiyorsa, ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, aynı durumla karşılaşmamız halinde harekete geçmekten yine çekinmeyiz."

MSB KAYNAKLARINDAN AÇIKLAMA

MSB kaynakları, terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG tarafından Suriye'nin kuzeyinde yapılmak istenen sözde seçimlerle ilgili sorular üzerine, "Konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler gerekli uyarıları yapmıştır. Bu sözde seçimler tamamen iptal edilmelidir. Böyle bir durumun kabul edilmesi söz konusu olamaz" dedi.

- TÜRKİYE'NİN SÖZDE SEÇİM PLANINA İZİN VERİLMEMESİ KONUSUNDAKİ DİPLOMATİK ÇABALARI

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Suriye'nin kuzeydoğusundaki sözde sivil yönetimin, Aralık 2023'te kabul ettiği "Toplumsal Sözleşme" temelinde sözde seçim hazırlığına başlamasının ardından, söz konusu adımın engellenmesine yönelik, başta ABD olmak üzere ilgili aktörler ve uluslararası kuruluşlar nezdinde yoğun diplomasi trafiği başlatıldı.

Diplomatik temasların ilk gününden itibaren bu sözde seçimin gayrimeşru nitelik taşıdığı vurgulanırken aynı zamanda meşruiyet kazandırabilecek nitelikte herhangi bir adımın atılmaması ve terör örgütünün uluslararası gözlemci talebinin yerine getirilmemesi istendi.

Temaslarda, sözde seçime izin verilmesinin, Suriye sahasında şiddet ve istikrarsızlığı daha da artıracağı uyarısında bulunularak, sözde seçimle yetinmeyecek terör örgütünün sözde sivil yönetiminin, ayrılıkçı gündemini ilerletecek adımlar atacağına işaret edildi.

Görüşmelerde, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda hem Suriye'nin toprak bütünlüğünü hedef alan hem de Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehlikeye atan bir girişime izin vermeyeceği vurgulandı.

Türkiye'nin diplomatik temaslarında sözde seçimin istikrarı zedeleyici, meşruiyetten yoksun ve Suriye'deki toplumsal uzlaşı ve siyasi çözüm perspektifine zarar verici niteliği, sahadaki diğer belirleyici aktörler dahil temasta bulunulan ülkeler tarafından da teslim edildi.

Bunun sonuçlardan biri olarak ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, 30 Mayıs'ta düzenlenen basın toplantısında, Suriye'de yapılacak her seçimin 2254 sayılı BMGK Kararı'nda belirtildiği üzere adil, özgür, şeffaf ve kapsayıcı olmasının gerektiğini, Suriye'nin kuzeydoğusundaki mevcut durumun seçimlerin bu şekilde düzenlenmesine müsait olmadığını ve bu hususun bölgedeki çeşitli aktörlerle paylaşıldığını belirtti.

Diplomatik kaynaklar, gerek sözde seçim gerek diğer başlıklar altında gündeme gelebilecek, meşruiyeti bulunmayan tek taraflı girişimlerin hayata geçirilmemesi yönündeki çabaların, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da süreceğine işaret ederek, ayrıca ABD başta olmak üzere ilgili tüm aktörlere bu yönde mesaj verilmeye devam edildiğinin altını çizdi.