Türkiye çizgiyi çekti: Neden Türkler, Rumlar masayı yine devirdiğinde ikinci sınıf muamelesi görmeye devam etsin?
ABONE OL

İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen Kıbrıs konulu konferansta, adanın geleceği ve iki devletli çözüm olasılıkları ele alındı.

Başkentteki Londra Üniversitesi Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu'nda (SOAS), "Kıbrıs 2054: İki Devletli Çözüme Giden Yol" başlıklı konferans düzenlendi.

Konferansa, KKTC'nin Londra Temsilcisi Çimen Keskin, Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Osman Koray Ertaş ile KKTC Cumhurbaşkanı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal katıldı.

- "ULUSLARARASI TOPLUMDAN BEKLENTİMİZ SAHADAKİ GERÇEKLERİ KABUL ETMELERİ"

KKTC Londra Temsilcisi Keskin, burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk tarafının, adada sonuç getirecek müzakerelerin, ancak eşit iki devlet arasında olabileceğine inandığını dile getirdi.

Keskin, "Bu nedenle, Kıbrıs Türk halkı, olası yeni bir sürece başlamadan önce, egemen eşitlik ve devletimizin eşit uluslararası statüsü başta olmak üzere, doğuştan gelen haklarının tanınmasını talep etmektedir çünkü sadece eşitler arasında yapılacak müzakerelerin başarı şansı olduğuna inanıyoruz." dedi.

Aksi takdirde, yeni bir sürece başlamanın zaman ve enerji kaybından başka bir şey olmayacağını vurgulayan Keskin, "Dolayısıyla uluslararası toplumdan beklentimiz sahadaki gerçekleri kabul etmeleridir. Bu da bir ada, iki halk, iki devlettir. İlerlemenin tek yolu budur." diye konuştu.

- "İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜN ULUSLARARASI TOPLUM TARAFINDAN BENİMSENMESİ İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ"

Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ertaş da Kıbrıslı Türklerin, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü taleplerinin esasen müktesep hakları olduğunun altını çizdi.

Kıbrıs Türklerinin hem ihlal edilen temel insan haklarının sağlanması hem güvenlik kaygılarının temin edilmesine yönelik meşru talepleri olduğuna dikkati çekti.

Büyükelçi Ertaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Neden Türkler, Rumlarla eskimiş parametreler üzerinden masaya oturup beyhude çaba içine girsin ve günün sonunda Rumlar masayı yine devirdiğinde ikinci sınıf muamelesi görmeye devam etsin? Bir şey olmamış gibi niye ilk çıkış noktasına geri dönüp mevcut adaletsizliklere maruz kalmaya devam etsinler? Biz bunu reddediyoruz. Ana vatan olarak, Kıbrıs Türkünün hakkını korumak hem dış politikamızın hem ulusal güvenlik politikalarımızın öncelikli hedefidir. İki devletli çözümün uluslararası toplum tarafından benimsenmesi için her vesileyle çalışmaya devam ediyoruz."

- "TİCARET, HAREKET VE SPOR MÜSABAKALARINA KATILMA ÖZGÜRLÜĞÜ İSTİYORUZ"

Prof. Dr. Işıksal da konuşmasında, Kıbrıslı Türklerin, öncelikli olarak 1964'te haklarının çalındığının kabul edilmesini ve ikinci olarak ise korku ve zulüm olmadan yaşamak istediklerini dile getirdi.

Işıksal, "Kıbrıslı Türklerin soykırım uygulaması altında olduğunu çok açık şekilde gösteren yüzlerce rapor var." diye konuştu.

Üçüncü olarak ise temel insan haklarını talep ettiklerini ifade eden Işıksal, "Ne istiyoruz? Ticaret özgürlüğü, hareket özgürlüğü ve spor müsabakalarına katılma özgürlüğü istiyoruz. Bu haklar siyasi değildir. Hiçbiri siyasi değildir. Bunlar insanların doğal haklarıdır. Eğer insansanız, bu haklar size verilmelidir." dedi.