Türkmenistan, Trans-Hazar projesinde işbirliğine hazır
ABONE OL

Türkmenistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Meredov, Hazar Denizi Günü dolayısıyla düzenlenen "Hazar Denizi-Barış ve Dostluk Denizi" konulu forumda konuştu.

Hazar Denizi Günü'nün büyük ölçüde Türkmenistan'ın çabaları sayesinde uluslararası etkinliklerin takviminde yer aldığını ifade eden Meredov, "Ülkemiz, Hazar gündemindeki tüm konularda ortaklarla diyaloğa her zaman hazır, çeşitli görüşlerin ve yapıcı önerilerin görüşülmesine açıktır." dedi.

Meredov, Kasım 1996'da Hazar'a kıyı devletlerin dışişleri bakanlarının ilk toplantısının Aşkabat'ta yapıldığını hatırlatarak, "Bu toplantı Hazar'ın yasal statüsünü tanımlayan beş taraflı bir belge taslağının hazırlanmasına yönelik ortak çalışmanın başlangıcı oldu." diye konuştu.

Daha sonra, 2002 yılında Türkmenistan'ın inisiyatifiyle Hazar'a kıyısı olan ülkelerin devlet başkanlarının ilk toplantısının Aşkabat'ta gerçekleştiğini ve beş taraflı işbirliğinin temelinin oluşturulduğunu belirten Meredov, uzun yıllara dayanan işbirliğinin sonucunda 2018'de ana belge olan Hazar Denizi'nin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme'nin kabul edildiğini anlattı.

Meredov, Hazar'a kıyısı olan komşu ülkeler ve bölge dışındaki devletlerle de ekonomik işbirliğini geliştirmeyi hedeflediklerini dile getirerek, "Bu tür işbirliğine bir örnek, özellikle 'Hazar Denizi - Karadeniz' olmak üzere kıtalararası ulaşım koridorlarının oluşturulmasına yönelik çalışmalardır. Bununla ilgili belge Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Romanya dışişleri bakanları tarafından Mart 2019'da Bükreş'te imzalandı." şeklinde konuştu.

Enerji sektöründe çeşitlendirme stratejisine bağlı olan Türkmenistan'ın Trans-Hazar boru hattı projesinin uygulanması konusunda Avrupalı ortaklarla işbirliğini sürdürmeye hazır olduğunu ifade eden Meredov, bunun sadece ekonomik ve ticari olarak uygulanabilir bir proje değil, aynı zamanda çıkarların ve faydaların eşit olarak dikkate alınmasına dayalı küresel enerji güvenliği ve sürdürülebilirliğin sağlanması için kilit bir koşul olarak değerlendirilebileceğinin altını çizdi.

Meredov, Hazar Denizi bölgesindeki önlem alınması gereken konuların başında çevre koruma ve ekolojik güvenlik sorunlarının geldiğini kaydederek, "Son 25 yılda su seviyesi neredeyse 2 metre kadar azalmış, bu da denizin hatırı sayılır mesafeler boyunca geri çekilmesine neden olmuştur." ifadelerini kullandı.

Nehir akışlarının düzenlenmesinin Hazar Denizi'nin seviyesini etkilediğine ve Hazar Denizi'ne akan bazı nehirler üzerinde büyük rezervuarların inşa edilmesinden sonra su akışının yıl içi dağılımının değiştiğine dikkati çeken Meredov, "Hazar Denizi'nin ekosisteminin korunması için büyük önem taşıyan su dengesinin incelenmesi ve Hazar Denizi'nin seviyesindeki dalgalanmaların nedenlerinin tahmin edilmesi için bilimsel işbirliğinin güçlendirilmesine acil ihtiyaç vardır." dedi.

Türkmenistan'ın asıl görevinin Hazar Denizi'nin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme'de yansıtılan Hazar'da yerleşik işbirliği mekanizmalarının kullanımını en üst düzeye çıkarmak olduğuna inandığını vurgulayan Meredov, şunları kaydetti:

"Bu çalışmanın koordinasyonunda kilit rol Hazar devletlerinin dışişleri bakanlıklarına verilmiştir. Açıkça söylemek gerekirse, Sözleşmenin kabul edilmesinden bu yana geçen beş yılda, burada kayda değer sonuçlardan bahsedemeyiz. Bu durumun mevcut imkanlar ve formatlar kullanılarak değiştirilmesi gerekmektedir. Devlet Başkanları tarafından varılan en önemli anlaşmalar tam olarak uygulanmalıdır."