UCM'deki 'Mavi Marmara Davası' 1 Mayıs'ta
ABONE OL

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfından yapılan yazılı açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının İsrail'i yargılamama konusundaki kararlarına karşı mağdur avukatlarının verdiği mücadele neticesinde bir ilkin yaşanacağı belirtilerek, tarafların tüm tezlerini, 1 Mayıs Çarşamba günü saat 09.30'da başlayacak duruşmada mahkeme önünde dile getireceği belirtildi.

İsrail'in, Mavi Marmara ve Gazze Özgürlük Filosu'na 31 Mayıs 2010'da yaptığı ölümcül ve vahşi saldırı sonrasında 37 farklı ülkeden mağdurların tüm hukuk mecralarında adalet arayışını devam ettirdiği vurgulanan açıklamada, Mavi Marmara bayrak devleti olan Komor devleti adına da 14 Mayıs 2013'te UCM'ye başvuru yapıldığı ve bu başvuru sonrasında İsrailli siyasi ve askeri suçlular hakkında Komor, Kamboçya ve Yunanistan devletleri adına sürecin başlatıldığı kaydedildi.

Açıklamada, UCM Savcısının 6 Kasım 2014'te açıkladığı kararında, "İsrail askerleri, 31 Mayıs 2010'da Mavi Marmara ve diğer gemilerdeki eylemleri ile 'kasten öldürme, kasten yaralama ve insan onuruna aykırı davranış' suçlarıyla 'savaş suçu' işlemiştir. İsrail'in Gazze üzerindeki etkin kontrolü devam ettiği için İsrail Gazze'de işgalci statüsündedir. Gazze Özgürlük Filosu'nda yer alan tüm katılımcılar, uluslararası hukukta korunan siviller statüsünde olup İsrail askerleri, yolcuların sivil olduğunu bildiği halde, saldırıyı gerçekleştirmiştir." diyerek tespitlerini sıraladığı vurgulandı.

UCM Savcılığının bu tespitleri sıralarken İsrail'in meşru müdafaa tezlerini tartışmaya değer bulmadığı ve "hayatını kaybedenlerin otopsi raporları değerlendirildiğinde, baştan, ayaklardan, boyundan defalarca vurulduklarını ve en az 5 kişinin bitişik atış mesafesinden vurularak öldürüldüğünü" belirttiği ifade edilen açıklamada, UCM savcısının, İsrail'in savaş suçu işlediğini kabul ettiğini ancak aynı kararında, "Gravity (yoğunluk)" gerekçesiyle bu yargılamayı yapamayacağına karar verdiği anlatıldı.

"UCM SAVCISI, İSRAİL HAKKINDA SORUŞTURMA AÇMAKTAN İMTİNA ETMEKTEDİR"

Açıklamada, Mavi Marmara avukatlarının buna itiraz etmeleri ve tüm itiraz prosedürlerinin sonunda ön inceleme bürosunun da 15 Kasım 2018'de verdiği hükümle savcının kararının yanlış olduğuna ve tekrar gözden geçirilmesine hükmettiği belirtilerek, 15 Mayıs 2019'a kadar konunun kesin şekilde sonuca bağlanmasının kararlaştırıldığı vurgulandı.

Savcının bu karara itiraz ettiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Mavi Marmara gemisine ve diğer gemilere eş zamanlı olarak yapılan saldırıda İsrail'in, 700'ün üzerinde insanın tamamının katledilmesine yönelik orantıda bir saldırı yaptığı açıkça ortadayken yedek canlı yayın frekansından gemide olan her şeyin dünya kamuoyuna canlı olarak yayınlandığı ortaya çıkınca diğer insanları öldürmeyi durdurduğu ortadayken tüm yardım gönüllülerinin hapsedildiği, işkence onur kırıcı muamele dahil birçok suçun açıkça işlendiğine yönelik apaçık deliller ortadayken UCM savcısı İsrail hakkında soruşturma açmaktan hukuka aykırı olarak imtina etmektedir."

MAĞDUR VE AVUKATLARI DA DİNLENİLECEK

Açıklamada, bu gelişmelerin ardından UCM itiraz Mahkemesi'nin 1 Mayıs 2019'da duruşma yapılmasına ve yapılacak duruşmada UCM savcısını ve mağdur avukatlarını dinlemeye karar verdiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Duruşmaya avukatların yanı sıra bazı şehit aileleri, filo organizasyonu temsilcileri ve bazı mağdurlar katılacaktır. Duruşma UCM web sitesinden canlı yayınlanacaktır. Bilindiği üzere geçtiğimiz ay İsrail tarafından mahkeme, ABD tehditlerine de vurgu yapılarak maniple edilmeye çalışılmıştır. Mağdurlar, UCM'nin kuruluş ve işleyiş yasası olan Roma Statüsüne uygun olarak İsrail hakkında soruşturmanın başlatılmasını ve yargılanmasını beklemektedir. UCM'nin İsraili yargılamaması için başta İsrail müttefiki ABD'nin tehditlerinin yanı sıra 2010 yılından bu yana tüm yargı mekanizmalarından kaçmak için her türlü tehdit ve şantajların boşa çıkarılması insanlığa karşı işlenen suçlar için kurulmuş olan bu mahkemenin görevidir.

Sayın savcıya ve Uluslararası Ceza Mahkemesine çağrımız, özgürce ve adaletin gereği olarak bu soruşturmayı başlatmasıdır. Unutulmamalıdır ki UCM, gücün hukuku boğma ve sadece kendi tarafına çalıştırma çabası karşısında insanlığın ve mağdurların en kıymetli umududur."