Uluslararası sistem yeniden yapılanmalı
ABONE OL
Başbakan Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın 12'inci Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, üye ülkelere işbirliğini geliştirme çağrısında bulundu.

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği'ne seçilen Şamil Askerov'a başarı dileyerek konuşmasına başlayan Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (ECO)temsil ettiği yaklaşık 400 milyon nüfus ve 8 milyon kilometrekare alanla Doğu ile Batı arasında stratejik bir konumda bulunduğunu vurguladı. Bu bölgenin, çok değerli doğal ve beşeri kaynaklara sahip olmanın yanından dünyanın önemli enerji ve ulaşım güzergahlarının merkezinde yer aldığını dile getiren Erdoğan, '20. yıla ulaşan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, her açıdan olgunlaşarak bölge için her açıdan önemli işbirliği potansiyelleri sunan bir örgüt haline geldi. Önümüzdeki dönemde teşkilatının gücünün ve öneminin daha da artacağına inanıyorum' dedi.



-'Uluslararası sistemin yeniden yapılanması gerekiyor'-

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın kapsadığı coğrafyada, son 20 yılda çok önemli siyasi ve ekonomik dönüşümlerin gerçekleştiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti :

'Bu dönüşüm ve değişim sürecinin bitmediğini, halen bitmediğini görüyoruz. Yakın çevremizde yaşanmakta olan bu değişim ve dönüşüm süreci sadece demokrasi arayışlarıyla sınırlı değil. Aynı zamanda eşit paylaşım taleplerini de kapsıyor. Bu talepler, bölgemiz ve yakın çevremizle birlikte, Afrika'dan Latin Amerika ve Asya'ya kadar dünyanın pek çok yerinde dile getiriliyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan uluslararası sistemin ekonomik ve siyasi ayaklarının, uluslararası toplumun bugünkü ihtiyaçlarına cevap vermediği artık bariz şekilde ortadadır. Toplumların adalet ve hakkaniyet doğrultusunda ortaya koydukları taleplerin karşılanabilmesi için uluslararası sistemin, günümüz şartlarına göre yeniden yapılanması gerekiyor. Bu yeniden yapılanma, uluslararası sistemi sadece belirli ülke veya ülke gruplarının çıkarlarını yansıtmaktan çıkartıp, beklentilere küresel düzeyde cevap verecek şekilde tasarlanmalıdır.'

-'Bölgesel bütünleşme hareketlerinin önemi her geçen gün artıyor'-

Daha geniş, daha adil ve daha etkin bir temsil niteliği kazanamayan uluslararası kuruluşların gelecekte varlıklarını ve işlevlerini sürdürebilmelerinin giderek zorlaştığına dikkati çeken Erdoğan, 'Uluslararası düzende belirleyici konumda bulunan ülkelerin ve kuruluşların, yapısal reformlarla birlikte köklü bir zihniyet değişimine de ihtiyaçları bulunuyor. Bu iki süreç, birlikte yürütülmediği takdirde daha adil bir küresel düzenin inşası mümkün olmayacaktır' dedi.

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın içinde bulunduğu coğrafyayı etkileyen küresel ekonomik ve mali krizlerin sonuçlarına vurgu yapan Erdoğan, 'Küresel kriz, bölgemizde dayanışmanın, birlikte hareket etmenin ticari ve ekonomik alanda işbirliğini geliştirmenin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bütün dünyada bölgesel bütünleşme hareketlerinin önemi her geçen gün artıyor. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkeleri olarak uygulayacağımız ortak politikalar, küresel ekonomik sorunlara karşı mücadelede işimizi önemli ölçüde kolaylaştıracaktır' diye konuştu.

Türkiye olarak, bu coğrafyanın tamamında barış, güvenlik, istikrar ve refahın yaygınlaştırılmasını her alanda işbirliğinin geliştirilmesini arzu ettiklerini ifade eden Erdoğan, bu amaçla bölgesel diyalog ve işbirliği mekanizmalarının oluşturulmasına ısrarla vurgu yaptıklarını ve ulaştırma, iletişim, tarım ve enerji gibi alanlarda bölgesel ekonomik işbirliği projelerini hayata geçirmeye gayret ettiklerini söyledi.

-'Bu rakamlar, ECO'nun potansiyelini yansıtmaktan çok uzaktır'-

'Türkiye'nin üyesi olduğu bölgesel oluşumlar arasında ortak tarihi ve kültürel mirasa sahip olduğumuz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın özel yere sahip olduğunu belirtmek isterim' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

'12'inci EİT Zirvesi, bizlere ECO 2015 Vizyon Belgesi'nde öngörülen hedeflerin bir muhasebesini yapma fırsatı da sunuyor. Aradan geçen 7 yıllık sürede, 2015 yılı hedeflerine ulaşmak için çok değerli adımlar atılmakla birlikte maalesef katettiğimiz mesafe mütevazi düzeyde kalmıştır. ECO'ya üye olan 10 ülkenin, toplam gayrisafi yurt içi hasılası 1,7 trilyon dolarla dünya toplamının sadece yüzde 2,4'ünü oluşturuyor. Kişi başına düşen gelir ise yaklaşık 4 bin dolar civarında seyrediyor. ECO ülkelerinin toplam ticaret hacmi, 768 milyar dolar ile dünya ticaretinden sadece yüzde 2 gibi küçük bir pay alıyor. Bu rakamlar, ECO'nun potansiyelini yansıtmaktan çok uzaktır. Ticaret tüm ekonomik entegrasyon süreçlerinin en önemli vasıtasıdır. Tarife indirimleri ve tarife dışı engellerin ortadan kaldırılması yoluyla, ticaretin serbestleştirilmesi ekonomik işbirliği alanında yeni fırsatları beraberinde getiriyor.'

-'ECO Ticaret ve Kalkınma Bankası'na ortak olmaya davet ediyorum'-

2003 yılında 5 üye ülke arasında imzalanan ECO ticaret anlaşmasına rağmen bölgede ticaretin serbestleşmesi için öngörülen 8 yıllık geçiş sürecinin verimli değerlendirilemediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, 'ECO Vizyon Belgesi'nde 2015 yılına kadar bölgede bir serbest ticaret alanı kurulması öngörülmüşken halihazırda bu hedefin çok uzağında bulunuyoruz. Halbuki araştırmalar, serbest ticaret anlaşmasının EKO bölgesinde tümüyle uygulanması halinde bölgede ticaretin 8 kat artabileceğini gösteriyor. Bunun için halen anlaşmayı imzalamamış olan üyelerimizi buna taraf olmaya, anlaşmaya taraf üyelerimizi ise bir an önce anlaşmanın gereklerini yerine getirmeye davet ediyorum' diye konuştu.

Konuşmasında, ECO Ticaret ve Kalkınma Bankası'nın üye ülkeler arasında ekonomik işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunacak olan önemli bir kurum olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

'2008 yılından beri İstanbul'da faaliyetlerini sürdüren bankanın, ECO projelerinin finansmanına önemli katkı sağlamasını bekliyoruz. Türkiye, İran ve Pakistan'ın kurucu üyeleri olduğu bu bankaya Afganistan'ın katılım sözleşmesi imzalaması, Azerbaycan'ın da üye olma beyanında bulunması sevindirici gelişmelerdir. Bu vesileyle tüm üye ülkeleri ECO Ticaret ve Kalkınma Bankası'na ortak olmaya davet ediyorum.'