Ýsrail'de 2009'dan bu yana devam eden Netanyahu iktidarýna son veren Gelecek Var Partisi lideri Yair Lapid ve Yamina lideri Naftali Bennett öncülüðündeki yeni koalisyon hükümetinin, komþu ve diðer ülkelerle iliþkilerde birtakým deðiþikliðe gidebileceði yorumlarý yapýlýyor.
Mescid-i Aksa'nýn Ýsrail ile Ürdün arasýnda 26 Ekim 1994'te imzalanan barýþ antlaþmasýna göre Ürdün Vakýflar, Ýslami Ýþler ve Mukaddesat Bakanlýðýna baðlý Kudüs Ýslami Vakýflar Ýdaresinin himayesinde bulunduðu göz önüne alýndýðýnda, Ýsrail'deki yeni hükümetin iliþkilerin seyrinde deðiþikliðe gidebileceði ülkelerin baþýnda Ürdün'ün yer almasý muhtemel görünüyor.
AA muhabirine Ýsrail-Ürdün iliþkilerini deðerlendiren uzmanlar, iliþkilerin kötüleþmesine Ýsrail'in Mescid-i Aksa ve Filistin topraklarýna yönelik devam eden ihlallerinin neden olduðunu ve Netanyahu döneminde iki ülke arasýnda ciddi anlamda yabancýlaþma yaþandýðýný belirtti.
Ürdün Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünden Prof. Muhammed el-Hariþe, Baþbakan Bennett liderliðindeki yeni Ýsrail hükümetinin öncelikli olarak iç meselelere odaklanacaðýný ve bölgeyle daha az ilgileneceðini ifade etti.
Netanyahu iktidarý süresince Tel Aviv-Amman iliþkilerinde en kötü dönemin yaþandýðýný vurgulayan Hariþe, bunun ilk ve en önemli nedeninin eski Ýsrail Baþbakaný'nýn olaylara ve ortaklara müspet þekilde yaklaþamayan sorunlu kiþiliði olduðunu söyledi.
Hariþe, ikinci neden olarak da Netanyahu liderliðindeki saðcý koalisyonun, bölgedeki barýþýn ortaklarýndan biri olarak Ürdün'ün oynayacaðý rolün önemi ve Kudüs ile Yahudi yerleþim birimleri gibi temel konulardaki tutumunu gösterdi.
Hariþe, Ýsrail-Ürdün iliþkilerinin kötüleþmesine yol açan diðer nedenleri de Netanyahu, eski ABD Baþkaný Donald Trump ve damadý Jared Kushner'ýn yer aldýðý "üçlü ittifakla" Filistin ve Ürdün'ün en düþük taleplerini dahi karþýlamayan "Yüzyýlýn Anlaþmasý" adý verilen bir sözde barýþ planýnýn açýklanmasý; Ýsrail'in bölgedeki ihlallerini artýrmasý; adil bir barýþ ve kalýcý istikrar gibi bölgenin önceliklerini göz önüne almadan Ýsrail'in bazý Arap ülkeleriyle "normalleþme" adýmlarý atarak iliþki aðýný geniþletmesi þeklinde sýraladý.
Hariþe ayrýca, ABD'de Trump iktidarýnýn sona ererek Arap ülkelerinin taleplerini daha iyi anlayan demokratik bir yönetimin iþ baþýna geldiði ve yeni yönetimin Ýsrail-Filistin meselesinde iki devletli çözümü destekleyen açýklamalar yaptýðý dikkate alýndýðýnda Ürdün'ün Bennett hükümeti döneminde nispeten daha rahat olabileceðini dile getirdi.
Bennett hükümetinin bileþenlerinden saðcý kesimin direktiflerine daha fazla meyledebileceði ihtimaline de iþaret eden Hariþe, "Þüphesiz, Ürdün-Ýsrail iliþkileri nispeten bir rahatlýða tanýk olacak. Ancak bu konudaki geliþmeler, Bennett hükümetinin Filistin sürecinde barýþýn saðlanmasý için ne kadar ödün verebileceðine baðlý." dedi.
Akademisyen ve siyasi analist Halid Þenikat, iki ülke arasýndaki iliþkilerin 1994'te imzalanan Ürdün-Ýsrail Barýþ Anlaþmasý temelinde düzenlendiðini belirtti.
Anlaþma uyarýnca Ürdün'ün Ýsrail'le iliþkilerinde kutsal mekanlar ve Krallýðýn onlar üzerindeki korumasý baþta olmak üzere bazý temel çýkarlarý olduðunu ve bunlara Tel Aviv'in saygý göstermesi gerektiðini vurgulayan Þenikat, þunlarý kaydetti:
"Ýsrail'in statükoyu deðiþtirmeyi amaçlayan her türlü eylemi, Ürdün'le iliþkiler üzerinde olumsuz bir etkiye yol açar. Yahudi yerleþimciler ile Ýsrail hükümetinin kutsal topraklardaki tehcir, yeni yerleþim birimleri inþa etme ve ibadet edenlerin engellenmesi gibi devam eden provokasyonlarýný içeren bu eylemler, Ürdün Haþimi Krallýðýnýn himayesini etkiliyor."
Þenikat, iki devletli çözüm konusunda Ýsrail kaynaklý herhangi bir duraksamanýn da Ürdün'le iliþkileri etkileyeceðini vurguladý.
"Ýsrail'in aþýrý saða yönelmesi, uyguladýðý yerleþim birimi politikalarý ve egemenliðini dayatmasý Ürdün'ün çýkarlarýný tehdit ediyor." diyen Þenikat, söz konusu politikalarýn bölgenin tamamýný istikrarsýzlaþtýrdýðýný söyledi.
Ürdün'deki Al el-Beyt Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünden Prof. Sayýl es-Serhan, "Netanyahu döneminde özellikle de son 3 yýlda Ýsrail-Ürdün iliþkileri gerilimle gölgelendi. Ýliþkilerdeki bu yabancýlaþma ve ayrýlýk, Ürdün'ün, dýþ politikadaki temel deðiþmezleri arasýnda saydýðý çok önemli meselelerin ortaya çýkmasýndan sonra daha da arttý." dedi.
Serhan, Ürdün Kralý 2. Abdullah'ýn, "Yüzyýlýn Anlaþmasý" adý verilen sözde barýþ planý karþýsýnda izlediði tutumun hem Ürdün-Ýsrail hem de Ürdün-ABD iliþkilerinde bir yabancýlaþma yarattýðýný dile getirdi.
Serhan ayrýca Netanyahu tarafýndan benimsenen aþýrýlýk dikkate alýndýðýnda Tel Aviv ve Washington'daki iktidar deðiþimlerinin Ürdün-Ýsrail iliþkilerinde bir atýlým meydana getirmesinin beklendiðini söyledi.
Özellikle Ürdün Kralý 2. Abdullah'ýn bu ay Washington'a yapacaðý ziyaretin ardýndan, ABD Baþkaný Joe Biden'ýn Ýsrail üzerinde baský oluþturmasýný ve iþgal altýndaki topraklar ile Gazze'deki son olaylarýn ciddiyetinin farkýna varmasýný beklediðini aktaran Serhan, "Tel Aviv ve Washington'daki iktidar deðiþiklikleri, Ürdün-Ýsrail iliþkisinin, Bennett döneminde selefine göre nispeten daha iyi olacaðýný söylememize sebep oluyor." ifadelerini kullandý.
Serhan, Filistin meselesinin Ürdün'ün dýþ politikasýnda önemli bir eksen olduðu göz önüne alýndýðýnda Tel Aviv-Amman iliþkilerinin daha iyi olmasý halinde herhangi bir uzlaþý projesinde Ürdün'e daha fazla rol verilebileceðini sözlerine ekledi.