Seçim sonuçlarýyla tansiyonun yükseldiði Myanmar'da iktidardaki Ulusal Demokrasi Birliði (NLD) Partisi Sözcüsü Myo Nyunt, Devlet Konseyi Baþkaný ve Dýþiþleri Bakaný Aung San Suu Çii ile partinin diðer yöneticilerinin gözaltýna alýnmasýndan birkaç saat sonra ordunun ülke yönetimine el koyduðunu duyurdu.
Uzmanlar, Myanmar'da gerçekleþtirilen askeri darbeyi ve ülkedeki olasý geliþmeleri AA muhabirine deðerlendirdi.
Ankara Kriz ve Siyaset Araþtýrmalarý Merkezi (ANKASAM) Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Myanmar'da yapýlan darbenin Asya-Pasifik baðlamýnda ABD-Çin arasýndaki güç mücadelesine baðlý olarak gerçekleþtiðini söyledi.
Myanmar'da gerçekleþtirilen darbenin Çin'in Myanmar ve bölgedeki gücünü ortaya koymasý açýsýndan son derece dikkat çekici olduðunu belirten Erol, "Darbe ile ABD'ye ve bazý Batýlý ülkelere bir güç gösterisi gerçekleþtirilmiþtir. Beyaz Saray'ýn yaptýðý çaðrý ve ortaya koyduðu tepki, Myanmar'daki sürece yönelik demokratik ve insan haklarý kaygýlarýndan ziyade, Çin karþýsýnda önemli bir mevziyi kaybetme durumuyla yakýndan ilgilidir." deðerlendirmesinde bulundu.
"Myanmar, ABD'nin Malakka Boðazý üzerinden Çin'i boðma stratejisine karþý Pekin'in uyguladýðý baþarýlý bir yakýn çevre projesidir. Çin, Myanmar üzerinden bu ülkede inþa ettiði limanlar ve boru hatlarý ile Malakka'yý önemli ölçüde 'transit güvenliði' baðlamýnda bypass ederken, ayný zamanda 'enerji güvenliði' baðlamýnda da bu ülkenin ve komþusu Bangladeþ'in doðal gaz kaynaklarýný ithal etmek suretiyle de bu sorununu çözmede önemli bir inisiyatif yakalamýþ görünmektedir."
Erol, "Çin, Myanmar üzerinden Hint Okyanusu'na açýlmaktadýr ve Hint-Pasifik merkezli rekabette izlediði bu yumuþak güç politikasýyla nüfuz alanýný geniþletmekte, güçlendirmekte, kýsacasý elini kuvvetlendirmektedir." þeklinde konuþtu.
Ayrýca Erol, Çin'in Myanmar üzerinden sadece ABD karþýsýnda deðil, Hindistan karþýsýnda da konumunu güçlendirdiðini kaydetti.
Myanmar'ýn, Çin'in Hindistan'ý çevreleme politikasýnda önemli bir yere sahip olduðunu belirten Erol, "Çin bir taraftan kendisine yönelik çevreleme politikasýný akamete uðratmaya çalýþýrken, diðer taraftan da bizzat kendisi bir çevreleme politikasý izlemektedir." ifadesini kullandý.
Erol, Myanmar'daki mevzunun demokrasi ve insan haklarý üzerinden yürütülen bir güç mücadelesi olduðuna dikkati çekerek, baþta Rohingya Müslümanlarý olmak üzere, bölgedeki insanlarýn yaþadýðý trajediyle Türkiye ve birkaç ülke dýþýnda kimsenin ilgilenmediðini söyledi.
Darbe sonrasý Myanmar'daki dini, etnik azýnlýklar üzerinden güç mücadelesinin daha da derinleþebileceðine iþaret eden Erol, "Baþta Rohingya Müslümanlarý olmak üzere bu ülkedeki dini-etnik azýnlýklar/sorunlar darbeci yönetime ve Çin'e karþý etkili bir araç olarak kullanýlmaya çalýþýlabilir. Bu da bu gruplar, halklar üzerindeki baskýnýn daha da artmasý ile eþdeðer olacaktýr." dedi.
Güney Asya Stratejik Araþtýrmalar Merkezinden (GASAM) Güney Asya Uzmaný Dr. Hayati Ünlü, Myanmar'ýn uzun yýllardýr askeri vesayet altýnda kaldýðýný, 2015 seçimlerinden sonra ise ülkenin demokratikleþmesi için bir umut doðduðunu söyledi.
Dýþarýdan ABD'nin müdahale etmesi içeride Çin'in orduya destek vermesiyle oluþan rekabet nedeniyle Myanmar'ýn demokratikleþmesini konsolide edemediðini belirten Ünlü, "2008 anayasasý askeri vesayeti devam ettiriyordu. 2020 Kasým ayýndaki seçimlerde güçlü bir muhalefet olmadýðý için iktidar partisi büyük bir galibiyet elde etti. Ordunun partisi ise beklenen baþarýyý gösteremedi. Bu sefer 2008 anayasasýný deðiþtirip deðiþtirmeme tartýþmasý ortaya çýktý. Çünkü 2008 anayasasý askeri vesayeti konsolide eden, askerin gücünü koruyan bir anayasa." deðerlendirmesinde bulundu.
"Ordunun 2008 anayasasýný kabul ettiðine iliþkin açýklamasý darbe olmayacaðýna dair bir izlenim ortaya çýkarmýþtý. Ýktidardaki Aung San Suu Çii ve ekibi de yeni bir anayasa ve sivil bir yönetimle askerin gücünü bir þekilde kýrmayý hedefliyordu. Fakat hafta sonu bitmeden internet eriþimi engellendi, siyasiler gözaltýna alýndý. Þu anda darbe sonrasý ne olacak sorusu konuþuluyor. Dolayýsýyla bir belirsizlik var. Çünkü darbeyi yapanlar tam bir açýklama yapmadý henüz."
Darbe sonrasý geliþmelerle ilgili iki ihtimalin göz önünde bulundurulduðuna dikkati çeken Ünlü, Aung San Suu Çii ve ekibi hedef alýnacak ve askeri iktidar tamamen gücünü artýracak. Ama kaçýnýlmaz olarak sivil iradeye karþý bir darbe yapýldýðý için uluslararasý bir tepki de tetiklenecektir." dedi.
Ünlü, 2015 seçimlerinde ABD'nin Aung San Suu Çii'yi desteklediðini, seçimin ABD'nin zaferi olarak nitelendiðini hatýrlatarak, darbenin Çin-ABD rekabeti baðlamýnda da deðerlendirilmesi gerektiðine dikkati çekti.
Myanmar'ýn Çin'in küresel ve okyanus siyaseti açýsýndan çok kritik bir bölge olduðuna iþaret eden Ünlü, Ýpek Yolu projesinde Myanmar'ýn, Çin için çok önemli bir koridor olduðunu hatýrlattý.
"Müslümanlar zaten orada azýnlýk konumunda. Bugüne kadar ülkedeki askeri vesayetten en fazla zarar gören hep Müslümanlar oldu. Nitekim seçimlerin olduðu bölgelerde oy kullandýrýlmadý. Müslümanlara oy kullanma hakký bile tanýnmadý. Müslümanlar ülkede hem demokratik hem de siyasi anlamda her türlü þiddete maruz kalýyor. Dolayýsýyla bu süreçte de Müslümanlara yönelik þiddetin devam edeceði tahmin ediliyor."
Boðaziçi Asya Araþtýrmalar Merkezi (BAAM) ve Ankara Yýldýrým Beyazýt Üniversitesi Kýdemli Araþtýrmacýsý Nazmul Ýslam da Aung San Suu Çii'nin ikinci kez yapýlan demokratik seçimlerde oylarýn yüzde 83'ünü kazandýðýný fakat askeri destekli muhalefet partisinin seçimlerde hile yapýldýðýný iddia ettiðini söyledi.
Asker destekli muhalefet partisinin iddialarýnýn temelsiz olduðunu kaydeden Ýslam, "Seçim sürecinde bazý eksiklikler olsa da genel olarak seçim sonuçlarý güvenilirdi ve çoðunlukla seçmenlerinin iradesini yansýtýyordu. Darbeden sonra ordu, anayasaya uyacaklarýný ve koruyacaklarýný söyledi ama daha önce olduðu gibi yine ülkedeki sivil siyaset, demokrasi ve Rohingya Müslüman azýnlýk üzerinde þiddet eylemlerini devam ettirecektir." diye konuþtu.
Ýslam, darbe ile ülkede geliþmenin, ekonominin ve demokrasinin belirsiz bir sürece gireceðini belirterek, "Bu darbe, son yýllarda görülen darbelerin aksine çok daha aðýr olacak ve kanaatimce çok fazla kan dökülecek." dedi.
"Arakanlý Müslümanlar için askeri veya sivil hükümet çok fark etmiyor. Her rejim aynýdýr. Darbe ile Rohingya Müslümanlarý yine ana vatanlarýna geri dönme umudunu kaybetti. Bu darbe Myanmar demokrasisi için ciddi bir kayýp. Ordu, itibarýný ve popülaritesini korumak için ülkedeki tüm azýnlýklara baský uygulayacaktýr."