Turizm ve tanıtımın belediyeler için hobi olmadığını 5393 sayılı belediye kanununa göre turizm ve tanıtımın en az çöp toplamak park bahçe yapmak kadar belediyelerin önde gelen kanuni görevi olduğuna işaret eden Tercan, "İzmir'imiz sahip olduğu tarifsiz değerlere rağmen maalesef turizmde hak ettiği noktaya gelebilmiş değil. Turizmde İzmir in artık zaman kaybetme lüksü yok. Başta Efes, Meryemana, Bergama Akropol, Asklepion, Agora, dünyanın en eski açık çarşısı Kemeraltı, Kehanet Merkezi Claros, hemen her ilçede birbirinden değerli tarihi eserlere, ören yerlerine sahip İzmir'in, bu dünya değerlerini profesyonelce dünyaya tanıtamaması çok üzücü. Bunların pazarlaması ancak turizmci bilen başkanlarla programlı bir şekilde hayata geçirilebilir. Şehrin turist sayısını ve döviz girdilerini arttıramaması, turizme yeterli önemi verememesi çok büyük talihsizlik. İzmir'imiz sahip olduğu tarihi, kültürel değerlerin yanı sıra, kıyılarında deniz, kum, güneş üçlüsüne sahip zengin kıyı ilçelerine ev sahipliği yapıyor. Bu kıyı ilçelerinin Cote d'Azur'dan bir eksiği yok. Yeter ki bilinçli bir şekilde marka şehir uzmanları ile profesyonelce turizmci gözlüğü ile yönetilsin" dedi.
TERMALİ HOYRATÇA HARCADIK
Termal turizminin bugüne kadar İzmir'de yeteri kadar kullanılamadığını, hoyratça harcandığını söyleyen ETİK Başkan Yardımcısı Tercan, termali geri kazanmak için turizme değer veren zihniyetlerin olması gerektiğini ifade etti. Tercan, "Termali İzmir'de bugüne kadar hoyratça harcadık. Maalesef termal turizmine gerekli değeri veremedik. Balçova'da Agamemnon'un kıymetini bilemedik. Balçova'da sıra sıra AVM'ler yapılacağına, termalin değerlendirilebileceği oteller yapılmalıydı. Önümüzdeki seçimlerde bu hataları tekrarlamayacak, termali geri kazanacak, turizmi bilen, turizme değer veren zihniyetler lazım. İzmir üst gelir grubu turiste hitap edebilecek tarihi eserlere, yaşam tarzına, gastronomiye, deniz-kum-güneşe, özetle kaliteli turistin 12 ay isteyebileceği her türlü zenginliğe sahip. Bu turizm zenginliği turizmi bilen yöneticilere bırakılmalı. İzmir'e gelen turist sayısısının artması demek ekonominin canlanması, esnafın para kazanması demek. Otellerin doluluğu istihdama yansıyacak. Birçok gencimiz iş sahibi olacak. Kısaca turistin yayacağı pozitif hava tüm İzmir'e yansıyacak. Bunun yanı sıra dalış, sörf, yelken sporunu şehirde daha da geliştirebilmeliyiz" diye konuştu.
TURİZM PETROLDEN DAHA DEĞERLİ
Önümüzdeki dönemlerde belediyelerde turizm imarının ön plana çıkarılmalı gerektiğini vurgulayan Tercan, AVM'ler yerine otel yapımının teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Tanıtıma büyük önem verilmeli diyen Tercan, "İzmir in sahip olduğu turizm potansiyeli petrolden daha değerlidir. Yeter ki hakkını verelim. Turizmciler hedeflerle çalışmayı iyi bilirler. Belediye başkanları da hedeflerle çalışmalı. Başkanlar şunu sorgulamalı; önümüzdeki dönem ilçeme, şehrime ne kadar turist getirebilirim? Ne kadar yatırımcı getirebilirim? Ne kadar iş bulabildim? Şehrimin sahip olduğu turistik, ticari, tarımsal değeri dünyaya tanıtabildim mi? Tüm bunlar rakamlarla, somut olarak açıkça halka taahhüt edilmeli. Turizm hizmet sektörüdür. Belediyede aynen öyle halka hizmettir. Bu sebeple turizmci başkanlar olmalı, turizm en ön saflarda yer almalıdır" şeklinde konuştu.