''Genç Nüfusumuza Sahip Çıkalım''
ABONE OL
"Genç nüfusun bir ülke için önemli bir üstünlük olduğunu, kalkınma yarışında da ülkeleri ön plana çıkaran faktörün genç ve nitelikli nüfus olduğunu söyleyen Hotar, "Bugünkü genç nüfus oranlarımızı yarınlara taşıyabilmek çok önemli, bunun yolu da her ailede en az 3 çocuğun olmasıyla mümkündür." dedi. Üç çocuğun sadece mevcut demografik yapıyı koruyacağının da altını çizen Hotar, "Bu sayı üçten fazlaya gittikçe Türkiye nüfusu bugünkü gençlik grafiklerinden daha iyi bir noktaya taşınmış olacak ve kalkınma yarışında rekabetçi gücünü elinde tutacaktır" dedi

Avrupa Birliği üyesi ülkelerin nüfusunun hızla yaşlanmakta olduğunu bildiren Hotar, "AB'de genç nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde15 iken, Türkiye'de bu oran yüzde29'dur. Avrupa coğrafyasında nüfus yapısının değiştirilmesi ve yaşlanmaya ilişkin politikaların uygulanmasının yavaş seyrettiğini görüyoruz. AB ülkelerinde doğurganlık oranı en yüksek üç ülke yüzde2'ye yakın İrlanda, Fransa ve İngiltere. Bu nedenle 2060 yılına kadar doğum oranlarının artırılmasına dönük politikaların etkisinin düşük olması bekleniyor. AB ülkeleri doğurganlık avantajını kaybetti, hatta AB konuya çözüm olarak "genç göç" olgusunu çalışmaktadır. AB ülkeleri nüfusunun yaşlanma sorununu bu şekilde çözmeye çalışırken, bizler ülke insanımızın kendi yarınlarına yatırım yapması ve demografik değişimlerin negatif tüm izdüşümlerinden zarar görmeden çıkabilmesi adına, bilimsel verilere dayanan doğru bir nüfus planlaması ile bu süreci yönetebilmek istiyoruz" dedi.

Hotar, "Bilindiği gibi doğurganlık hızı bir kadının, doğurgan olduğu dönem boyunca (15-49 yaşları arasında) yaşayacağı ve belirli yaşa özel doğurganlık hızını takip edeceği varsayımı altında doğurabileceği ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade eder. Türkiye'de şuanda 2.08 olan doğurganlık hızının 2050'li yıllarda 1,85 olacağı öngörülüyor" dedi ve bir ülkenin nüfusunu yenileyebilmesi için doğurganlık hızının toplam 2.1 olması gerektiğine dikkati çekti.

"TÜİK verilerine göre, Türkiye nüfusunun 75, 6 milyon kişi olduğunu ve iki sayım tarihi arasındaki dönemde her bin nüfus için yıllık artan nüfusu ifade eden fiili nüfus artış hızının yüzde1,35 den yüzde1,2' ye düştüğünü" söyledi. Daha uzun dönemde, çalışma çağı nüfusu azalacak ve yaşlı nüfus artmış olacak biz yöneticiler ve politika yapıcılarının görevi, bu dönem için nüfus politikaları üretmektir, tek gayretimiz çalışma çağı nüfusunun azalmasını önlemek, ekonomik büyümenin sürdürülebilmesini sağlamak ve artan yaşlı nüfusun sağlık ve sosyal güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tedbirleri almaktır. Demografik fırsat penceresini ülke olarak çok iyi kullanabiliyor olmamız lazım, bu yüzden Sayın Başbakanımızın bilimsel verilere dayanarak 3 ve daha fazla çocuk söylemi çok önemlidir" diye konuştu.

Avrupa' da daha fazla çocuğa önemli destek tartışmalarının ve uygulamalarının yaşandığına dikkat çeken Hotar, kadının çalışması ile doğum arasında kurulan ilintiyi de eleştirerek, "Kadınlarımıza yönelik çalışmalarımız ortadadır. Özellikle çalışan ve çocuk doğuran annelere yönelik ilgili bakanlıkla düzenlemeler üzerinde çalıştık. Önümüzdeki dönemde genç nüfusu teşvik amacıyla AB standartlarını daha da yükseğe taşıyan projeler üstüne yoğunlaşacağız" dedi.

Tek çocuk ya da çocuksuz aile eğilimini dönüştürmeye yönelik bir nüfus politikası oluşturma sorumluluğunu taşıdıklarını da ifade eden Hotar, "Yine çocuğun kardeş sahibi olması, abla, abi, teyze, hala, amca, dayı gibi akrabalık ilişkilerini sürdürebilmesi önemlidir" dedi.

"Tüm bu bilimsel veriler göstermektedir ki, tüm politik kaygı, söylem ve önyargıların ötesinde, Türkiye genç nüfus yapısını koruyabilmek, uluslararası rekabet edebilirliğini artırarak, yaşlanan nüfusu hazırlıklı ve başarılı politikalarla karşılayabilmek için en az 3 çocuk oranını sağlamak zorundadır" dedi