Kitap, defter, okul kıyafeti derken okul ihtiyaçlarını yavaş yavaş tamamlayan İzmirli öğrenciler, kantinlerde satılan yiyecek ve içeceklerin pahalı olmasından dert yanıyor. Fiyatların yüksek olmasından şikayet eden ve okul çevresinde yiyecek satışı yapan yerlerden alışveriş yapmak zorunda kaldıklarını söyleyen öğrenciler, fiyatların daha uygun hale gelmesini istedi. “Harçlığımız yetmiyor kantinci amca” diyerek kantincilere seslenen öğrenciler yaklaşık 7 saat zaman geçirdikleri okulda, sabah kahvaltısı ve öğle yemeği için ortalama 6-7 lira harcıyor. Star Ege’ye konuşan İzmir Kantinciler Esnaf Odası Başkanı Rasim Topçu, fiyatları satılabilecek en alt sınırda belirlediklerini, fiyatı değil, çocuklara besleyici ürünler sunmayı önemsediklerini belirtti.
Fiyatlar yüzde 10 düşsün
Okul kantinlerinde her eğitim öğretim yılının başında Kantinciler Odası tarafından belirlenen fiyatlar üst sınır olarak kabul ediliyor ve satışlar bu fiyatlara göre yapılıyor. İzmir’deki okul müdürleri de kantinlerdeki fiyatların yüzde 10 oranında düşürülmesi ile öğrencilerin mağduriyetlerinin ortadan kalkabileceğini söyledi. Pek çoğu günlük 5 lira okul harçlığı alan öğrenciler yetmeyen harçlıkları sebebi ile çoğu zaman yemek yemiyor.
Standartlara uyuyoruz
Kantinlerde satılan ürünlere standart getirdiklerini, ulusal gıda kodeksine uygun ürünleri kullandıklarını vurgulayan Rasim Topçu ise, “Biz ürünlerimizi daha ucuz olması için toplu pazarlıkla alıyoruz. Bazı okulların karşısındaki tüpçü, elektrikçi bile öğrencilere yiyecek içecek satıyor. Biz ayranı 75 kuruşa satıyoruz. Bu dükkanlar ise ayranı 50 kuruşa satıyorlar. Bunlarla nasıl rekabet edelim” şeklinde konuştu.
Kantincilerin kar marjını en düşük seviyede belirlediklerini ifade eden Rasim Topçu, “Kantinciler 10 ay eleman istihdam ediyor ve kira ödüyorlar. Zaten bayram, hafta sonu derken çalıştığımız zaman aralığı daralıyor” diye konuştu.
Ucuz gıda büyük risk
Son düzenleme ile sosis, sucuk gibi ürünlere katkı maddesi koyulmasına izin verildiğini; fakat bunun sınırlandırılmadığını hatırlatan Rasim Topçu, bu ürünlerin içinde et bulmakta bile zorlandıklarının altını çizerek, “Kalitenin maliyeti olur. Biz iyi hizmetle buralara geldik. Ucuz gıda satmak çok büyük risk. Havra Sokağı’nda kilosu 3 liraya da sosis, salam satılıyor. Bunları alırsak sandviçi 75 kuruşa da satarız; ama vicdanımız el vermez. Eğer böyle yaparsak toplu gıda zehirlenmeleri olur. Anadolu’da yaşanan zehirlenmelerden sonra daha da dikkatli olmaya başladık. Biz sokaktaki seyyar satıcı değiliz ki. Okul önlerindeki denetimsiz gıda satıcılarından korkuyoruz. Bizler çalıştırdığımız elemanları sağlık kontrolünden geçiriyoruz ve sattığımız ürünü ibraz etmek zorundayız” diye belirtti.