11.09.2012 15:01 - Güncelleme:
Meme kanserine yakalanan her 9 kadından 1'i ameliyat oluyor
Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik Cerrahi Kliniği Doktoru Doç Dr. Özlem Karataş Silistire meme kanserinin kadınlarda görülen en sık kanser türü olduğunu ve her dokuz kadından birinin iyi ya da kötü huylu meme kitlesi sebebiyle ameliyat olma durumunda kaldığını söyledi.
ABONE OL
İZMİR/STAR
Meme kanseri tanısı ile travma yaşamakta olan kadın hastaların, tedavi sürecinde memenin alınması ile birlikte ikinci bir travma ile karşılaştığını ifade eden Doç Dr. Özlem Karataş Silistire, memenin alınması sonucunda hastalarda psikolojik rahatsızlıkların da meydana geldiğini belirtti. Memenin alınması gereken durumlarda kadınların kendilerini eksik veya çirkin hissettiğini belirten Silistire, "Meme yokluğu, gelişen rekonstrüktif cerrahi teknikleri ile artık meme kanserli kadın için kader olmaktan çıktı. Son 15 yıl içerisinde son derece hızlı gelişen teknikler sayesinde, meme rekonstrüksiyonu (memenin yeniden oluşturulması) ile kaybedilen memenin yeniden oluşturulması ve bu sayede hastanın psikolojik rehabilitasyonuna katkıda bulunulması mümkün" dedi.
KAYBEDİLEN MEME YENİDEN OLUŞTURULABİLİYOR
Plastik ve rekonstrüktif cerrahların, onkoloji cerrahlarının da onayını alarak meme kanseri nedeniyle memesini kaybetmiş hastalara değişik teknikler uygulayarak kaybedilen memeyi yeniden oluşturduğunu dile getiren Özlem Karataş Silistire, "Meme rekonstrüksiyonu, erken evrede yakalanmış ve tümörün tamamen temizlendiğinden emin olunan vakalarda memenin alınması ile eş zamanlı yapılabildiği gibi, ilerlemiş evre meme kanserlerinde değişik tedavi basamakları tamamlandıktan sonra, geç dönemde de başarı ile uygulanabiliyor. Gerek anında, gerekse sonradan yapılan meme rekonstrüksiyonlarında benzer yöntemler kullanılmakta. Silikon protezler veya hastanın kendi dokusunu kullanarak (flep cerrahisi ile) meme oluşturulması ise en sık kullanılan yöntemler. Bu amaçla en sık karın ve sırt bölgesinden doku transferleri yapılmakta ve silikon protez istemeyen veya uygun olmayan hastalarda hastanın kendi dokusu ile yeniden meme oluşturulabiliyor. Sadece meme şeklinin yaratılması yeterli olmayıp, (sağlıklı ise) diğer meme de şekillendirilerek kabul edilebilir bir simetri sağlanabiliyor. Meme başı ve pigmentli koyu renk çevresinin de oluşturulması ile neredeyse tamamen normale yakın meme görünümünün sağlanması mümkün olabilmekte" diye konuştu.
HASTALARI KLİNİĞİMİZE BEKLİYORUZ
Hem silikon protez, hem de hastaların kendi dokularını kullanılarak (sırt veya karın bölgesinden) meme rekonstrüksiyonlarını uzun süredir başarı ile gerçekleştirdiklerini ifade eden Doç Dr. Özlem Karataş Silistire, "Bizim amacımız meme kaybına maruz kalmış hastalarımıza yardımcı olmak. Hasta memnuniyetimiz oldukça üst düzeyde. Meme kanseri ile memesini yitirmiş olan hastalarımız, kliniğimize başvurursa, oldukça deneyimli olduğumuz meme rekonstrüksiyonu ile memesine kavuşmasına yardımcı olabiliriz. İzmir Katip Çelebi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik cerrahi kliniğine ihtiyacı olan hastalarımıza yardımcı olmaya hazırız" şeklinde konuştu.
Meme kanseri tanısı ile travma yaşamakta olan kadın hastaların, tedavi sürecinde memenin alınması ile birlikte ikinci bir travma ile karşılaştığını ifade eden Doç Dr. Özlem Karataş Silistire, memenin alınması sonucunda hastalarda psikolojik rahatsızlıkların da meydana geldiğini belirtti. Memenin alınması gereken durumlarda kadınların kendilerini eksik veya çirkin hissettiğini belirten Silistire, "Meme yokluğu, gelişen rekonstrüktif cerrahi teknikleri ile artık meme kanserli kadın için kader olmaktan çıktı. Son 15 yıl içerisinde son derece hızlı gelişen teknikler sayesinde, meme rekonstrüksiyonu (memenin yeniden oluşturulması) ile kaybedilen memenin yeniden oluşturulması ve bu sayede hastanın psikolojik rehabilitasyonuna katkıda bulunulması mümkün" dedi.
KAYBEDİLEN MEME YENİDEN OLUŞTURULABİLİYOR
Plastik ve rekonstrüktif cerrahların, onkoloji cerrahlarının da onayını alarak meme kanseri nedeniyle memesini kaybetmiş hastalara değişik teknikler uygulayarak kaybedilen memeyi yeniden oluşturduğunu dile getiren Özlem Karataş Silistire, "Meme rekonstrüksiyonu, erken evrede yakalanmış ve tümörün tamamen temizlendiğinden emin olunan vakalarda memenin alınması ile eş zamanlı yapılabildiği gibi, ilerlemiş evre meme kanserlerinde değişik tedavi basamakları tamamlandıktan sonra, geç dönemde de başarı ile uygulanabiliyor. Gerek anında, gerekse sonradan yapılan meme rekonstrüksiyonlarında benzer yöntemler kullanılmakta. Silikon protezler veya hastanın kendi dokusunu kullanarak (flep cerrahisi ile) meme oluşturulması ise en sık kullanılan yöntemler. Bu amaçla en sık karın ve sırt bölgesinden doku transferleri yapılmakta ve silikon protez istemeyen veya uygun olmayan hastalarda hastanın kendi dokusu ile yeniden meme oluşturulabiliyor. Sadece meme şeklinin yaratılması yeterli olmayıp, (sağlıklı ise) diğer meme de şekillendirilerek kabul edilebilir bir simetri sağlanabiliyor. Meme başı ve pigmentli koyu renk çevresinin de oluşturulması ile neredeyse tamamen normale yakın meme görünümünün sağlanması mümkün olabilmekte" diye konuştu.
HASTALARI KLİNİĞİMİZE BEKLİYORUZ
Hem silikon protez, hem de hastaların kendi dokularını kullanılarak (sırt veya karın bölgesinden) meme rekonstrüksiyonlarını uzun süredir başarı ile gerçekleştirdiklerini ifade eden Doç Dr. Özlem Karataş Silistire, "Bizim amacımız meme kaybına maruz kalmış hastalarımıza yardımcı olmak. Hasta memnuniyetimiz oldukça üst düzeyde. Meme kanseri ile memesini yitirmiş olan hastalarımız, kliniğimize başvurursa, oldukça deneyimli olduğumuz meme rekonstrüksiyonu ile memesine kavuşmasına yardımcı olabiliriz. İzmir Katip Çelebi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik cerrahi kliniğine ihtiyacı olan hastalarımıza yardımcı olmaya hazırız" şeklinde konuştu.
