1996 yılında Afyonkarahisar'da dünyaya gelen İpek Özgün Deper'in yaşamı büyük zorluklarla başladı. Doğum sırasında boğulma tehlikesi yaşayan İpek, doktorların son bir hamlesiyle yaşama dönerken yapılan müdahale nedeniyle sağ kol sinirleri koptu. Sağ kolu kullanılamaz hale gelen İpek'in o günle birlikte kabus dolu günleri de başladı. Sayısız ameliyat, yıllar süren fizik tedavi, kısacası sağ kolunu güçlendirebilmek için denemediği yol kalmadı. Derken, her iki kolunu aktif olarak kullanabilmek amacıyla boksa başladı. Her gün saatlerce çalıştı. Ancak sağ kolunu hiç bir zaman tam anlamıyla kullanmayı başaramadı. Derken bir gün, hayatını değiştirecek bir teklifle karşılaştı. Spor için geldiği salonda İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü antrenörlerinin dikkatini çekti ve o gün İpek bilek güreşine başlamaya karar verdi.
Sonrası çok hızlı gelişti. Sağ kolunu kullanamayan İpek, bilek güreşinde basamakları öyle çabuk tırmandı ki, henüz 15'inde sol kolda Türkiye ikincisi oldu. Aynı yıl Avrupa üçüncülüğü madalyası geldi. 2012'de Avrupa'nın zirvesine çıktı, 2013'te yine aynı başarı, yine altın madalya geldi. Sonra, en büyük hayali gerçekleşti ve "Dünya Şampiyonu"unvanını da elde etti. Kısa sürede kazandığı başarılarla bir "kahramana" dönüşen İpek Özgün Deper, ders olacak nitelikte bir yaşam mücadelesinin altına imzasını attı.
Ülkemizde bilek güreşine ilginin fazla olmadığını, buna rağmen bıkmadan usanmadan çalışmasının karşılığını aldığını söyleyen genç sporcu, "Ailem her zaman yanımda oldu. En zor günlerimde bana destek vererek bu noktaya ulaşmamı sağladılar. Üniversiteden sonra spora devam edebileceğimi sanmıyorum. Ancak Dünya Şampiyonası kadar önemli olan Nemiroff Turnuvası'nda derece yaparak aktif sporculuğa veda etmeyi çok istiyorum" diye konuştu.