Uluslararası öğrenci kavramı, kendi ülkesi dışında bir başka ülkede eğitim alan, pasaportu, ikameti olan ve diğer resmi süreçleri devam ettiren kişi anlamına geliyor. Dünyada yaklaşık 5 milyon uluslararası öğrenci var. Uluslararası öğrencilerin büyük çoğunluğu üniversite, yüksek lisans ve doktora eğitimi alıyor ancak az da olsa lise öğrencisi de mevcut.
Yabancı öğrencilerin son 20 yılda Türkiye ilgisi daha da arttı. Özellikle son 10 yılda her yıl yüzde 20-25 arası bir artış yaşanıyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de uluslararası öğrenciler daha çok tıp ve mühendislik fakültelerinde eğitim almayı tercih ediyor. Son yıllarda sosyal bilimlere olan ilgide de artış gözleniyor.
Türkiye'ye artan bu öğrenci ilgisi bu öğrencilerin barınma, dil ve adaptasyon problemlerini de beraberinde getirdi. Misafir öğrencilerin bu sorunlarını çözmek için kamu kurumlarının yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu da faaliyet gösteriyor. Bu sivil toplum kuruluşlarının 68'i bir araya gelerek Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) çatısı altında birleşti. Federasyon, Türkçe öğretmekten akademik danışmanlık yapmaya kadar geniş bir alanda uluslararası öğrencilere yardımcı olmaya çalışıyor.
UDEF Başkanı Dr. Mehmet Ali Bolat, uluslararası öğrencilerin Türkiye'ye olan ilgisi hakkında ve federasyonun faaliyetleri hakkında AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 20 yılda uluslararası öğrencilerin Türkiye'ye yoğun ilgi gösterdiğini söyledi.
Bu ilginin koronavirüs salgınında devam ettiğini gözlemlediklerini belirten Bolat, "Bu dönemin güncel rakamlarını YÖK henüz açıklamadı. Türkiye'de geçen dönem 2020 yılı Ağustos ayı itibariyle 180 bin uluslararası öğrenci vardı. Eğitim-öğretim yılı Eylül'de başlıyor. Bu dönemki rakamın 200 bin bandını geçtiğini tahmin ediyorum. Son 10 yılda yüzde 20-25'lik bir gelişme, artış var. Sadece 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı 2016 yılında bir inkıta oldu." diye konuştu.
Uluslararası öğrencilerin, Türkiye'de salgın döneminde de rahat ettiklerini anlatan Bolat, şunları ifade etti:
"Mart ayından Ağustos ayına kadar, pandemi sürecinde uluslararası öğrenciler dünyada sadece ve sadece Türkiye'de rahat ettiler. Bunun net bir şekilde söyleyebilirim. Diğer ülkelerde pandemi sürecinde çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Ülkemiz bu süreci rahat atlattı. Ve uluslararası öğrencilere dünyada başka hiçbir ülkede olmayan şekliyle Türkiye'de sahip çıkıldı. UDEF önderliğinde tüm kurumlarımız, gerek sivil toplum kuruluşları gerek valilikler, Kızılay ve tüm kurumlarımız, öğrencilerin evlerinde ve yurtlarında kalması için özel kampanya düzenledi. Ve bu dönemde ihtiyaçlarını bizler karşıladık. O altı aylık dönemde 90 bin uluslararası öğrencinin her türlü, maddi anlamda ihtiyaçları karşılandı."
Bolat, Türkiye'de eğitim gören uluslararası öğrencilerin pandemi döneminde sağlık imkanlarından da faydalandığını dile getirerek, "Hastalanan öğrenciler aynı Türk vatandaşları gibi her türlü sağlık hizmetinden ücretsiz bir şekilde yararlandı. Bu uzun vadede Türkiye'ye uluslararası öğrenci gelişini artıracak bir şey. Dünyanın her tarafından insanlar araştırıyor, inceliyorlar. Türkiye'nin bu zor dönemi çok güçlü bir şekilde atlatması, uluslararası öğrencilerin ülkemize olan güvenin daha da artırdı. Bu yüzden daha çok öğrencinin geleceğini tahmin ediyorum." diye konuştu.
Bolat, uluslararası öğrencilerin geçmişten bu yana daha çok tıp ve ve mühendislik fakültelerini tercih ettiğini ancak son 10 yılda sosyal bilimler, ilahiyat, siyaset bilimi, tarih ve sanat tarihine varıncaya kadar bir çok bölümde bu öğrencileri gördüklerini ifade etti.
Türkiye'de eğitim kalitesinin artmasıyla öğrenci sayısının da artış yaşandığını anlatan Bolat, "Vakıf üniversiteleri ve devlet üniversitelerinin öğrenci sayısı artıyor. 10 sene önce rakam 25 bin iken, 10 yıl geçmiş 200 bin öğrenciye yaklaşmışız. 10 katı artan bir süreç." dedi.
UDEF'in uluslararası öğrenciler için faaliyet gösteren tek federasyon olduğunu aktaran Bolat, "UDEF, öğrencinin Türkiye'ye gelişinde mezun oluşuna kadar, bulunduğu dönem içerisinde öğrencinin tüm ihtiyaçlarına el uzatıyor. Uluslararası öğrencilere Türkçe öğretmek, staj yeri bulmak yaptığımız faaliyetler arasında. Onları, Türkiye'ye adaptasyona hazırlıyoruz. Öğrencilerin, Türkiye'yi gezmesini, Türk kültürünü anlamasını sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.
İstanbul Üniversitesi İslam Hukuku Bölümü'nde yüksek lisan yapan Bangladeşli Masuma İmamuddin de Türkiye'de lisansı eğitimi almak için 2013 yılında geldiğini ve yüksek lisansını tamamlamak için kalmaya devam ettiğini söyledi.
Türkiye'nin koronavirüse karşı çok ciddi önlemler aldığını dile getiren İmamuddin, "Türkiye devletinin aldığı önlemler bizim ülkemize göre daha güçlü olduğu için burada kalmaktan hiçbir şekilde korkmadım. Bir problemimiz de olmadı çok şükür." dedi.
Nepal'den gelen İstanbul Teknik Üniversitesi Kontrol ve Otomasyon bölümü yüksek lisans öğrencisi Muhammet Cavit Ensari ise ilk başta dil anlamında zorluklar yaşadığını belirterek, "Türkiye'de insanların misafirperverliğini ve sıcak kanlı olmalarını sevdim. Türkiye aldığı önlemler nedeniyle koronavirüs salgınında gayet başarılıydı. Burada yapılan test sayısı ülkemizde yapılan testlerden 10 kat daha faza. Ama ona rağmen Nepal'de şu an vaka sayısı 1500'e çıkıyor. Yapılan test sayısı da çok az. Halbuki Türkiye'de 100 bin test yapılırken ancak o kadar çıkıyor. Türkiye'de daha güvenli hissetim. O yüzden burada kalmayı tercih ettim." ifadelerini kullandı.
İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencisi Bosna Hersekli Emin Çutra da Türkiye'deki eğitimin kendi ülkesinden daha iyi olması nedeniyle Türkiye'ye geldiğini söyledi.
Çutra, sözlerini, "Kültürlerimiz benziyor. Türkiye'de kalıp çalışmayı da düşünüyorum, memlekete de dönüş olabilir. Korona başlayınca ailemin yanına dönmeyi düşündüm ancak yaşamın büyük bir kısmını burada geçirince gitmedim. Salgına rağmen hem kendi eğitimimi aksatmamak hem de yeni gelenlere Türkçe dersi vermek için ülkeme dönmedim." diye tamamladı.