KPSS Lisans oturumlarýnda çýkan sorularýn cevaplarýný araþtýrýlýyor. Sýnavýn Genel Kültür alanýnda 'Lozan'dan sonra Türkiye'nin lehine çözülen konular ve sorunlar nelerdir?' sorusu çýktý. Bilgiye dayalý olan sýnavda adaylar iki oturumu da tamamladý. Sýnavdan çýkanlar Lozan'dan sonra Türkiye'nin lehine çözülen konular ve sorunlarý araþtýrmaya baþladý. Ýþte KPSS'de çýkan o sorunun cevabý..
KPSS lisans oturumlarýnda Lozan Antlaþmasýyla ilgili sorular, adaylar tarafýndan merak ediliyor. Ýþte Lozan'dan sonra Türkiye'nin lehine çözülen konular ve sorunlar...
LOZAN'DAN SONRA TÜRKÝYE'NÝN LEHÝNE ÇÖZÜLEN KONULAR VE SORUNLAR
Lozan Antlaþmasý’ndan sonra Türkiye lehine çözülen konularý ve yaþanan sorunlar þu þekilde sýralanabilir:
Musul Sorunu (Irak Sorunu)
Türkiye Lozan Antlaþmasýnda , nüfus çoðunluðu nedeniyle Muaul’un Türkiye’de kalmasý gerektiðini ifade etmiþþtir. Taraflar sorunu görüþmek için ÝStanbul’da toplanan Haliç Konferansý’nda uzkaþamayýnca konu Milletler Cemiyeti’ne baðlý olan Lahey Adalet divanýnda görüþülmüþtür. Burada Musul’un Irak’a býrakýlmasý konusunda karar çýkýnca Türkiye karara itiraz etmiþ fakat o sýrada Ýngilizlerin desteði ile çýkan Þeyh Sait ve Nasturi isyanlarýndan dolayý yeterli baskýyý oluþturamamýþtýr.Ýngilizler ile imzalanan Ankara Antlaþmasý ile Musul’un Irak’a ait olduðu kabul edilmiþtir.
* Ankara Antlaþmasý (5 Haziran 1926)
* Misak-ý Milli sýnýrlarý içinde bulunan Musul kesin olarak elden çýkmýþtýr.
* Türkiye Irak sýnýrý kesin olarak çizilmiþtir.
* Dýþ Borçlar Sorunu
Osmanlý Devleti’nin en fazla Fransa’ya borçlu olmasý bu devletle olan diplomatik iliþkileri olumsuz etkilemiþtir. Lozan Antlaþmasýn’nda borçlar Osmanlý’dan ayrýlan devletler arasýnda paylaþtýrýlmýþtýr. Türkiye içinde bulunduðu maddi sýkýntýdan dolayý borçlarýn yeniden yapýlandýrýlmasýný istemiþtir. Bu isteðe uygun olarak borçlarýn geri ödenmesi yeniden yapýlandýrýlmýþ , borcun Türk Lirasý ve Fransý Frangý üzerinden ödenmesi kararlaþtýrýlmýþtýr(13 Haziran 1929). Bu antlaþma ile Osmanlý Devlet’inden kalan Duyun-i Umumiye Ýdaresi‘de kaldýrýlmýþtýr.
Türkiye , 1929 Dünya Ekonomik Krizinden etkilendiði için borçlarýný ödemekte sýkýntý çekince ABD’de borçlarýn eretelenmesine yönelik ilan edilen Hoover Moratoryumundan cesaretlenerek borçlarýn ertelemek istemiþ bu durum Fransa ile anlaþmazlýða sebep olmuþtur.22 Haziran 1919’da Fransa ile imzalanan antlaþma ile Türkiye’nin istekleri doðrultusunda yeni bir ödeme planý oluþturulmuþtur.
Osmanlý Devleti’nden kalan borçlar 25 Mayýs 1954’e kadar ödenmeye devam etmiþtir.
Yabancý Okullar Sorunu
Lozan Antlaþmasý ile yabancý okullarýn eðitim faaliyetlerini düzenleme ve denetleme yetkisi Türk Hükumetine verilmiþtir.Cumhuriyet Döneminde çýkarýlan Tevhid-i Tedrisat kanunu ile bu yetki kullanýlmýþ ülkedeki azýnlýk ve yabancý okullar Milli Eðitim Bakanlýðýna baðlanmýþtýr.Daha sonra ders müfredatlarý düzenlenerek Türkçe , tarih vb. kültür derslerinin Türk öðretmenler tarafýndan verilmesi saðlanmýþtýr.Ayrýca bu okullarda dini sembol ve iþaretlerinde kullanýlmasý yasaklanmýþtýr.Baþta Fransa olmak üzere bazý yabancý okullar bu bu yeni düzenlemelere uymak istememiþlerdir.Bu sebeple ilgili okullar , baðlý olduklarý devletlerin elçiliði aracýlýðý ile Türk Hükumeti üzerinde baský kurmaya çalýþmýþlardýr.Türkiye yabancý okullar meselesini kendi iç meselesi olarak deðerlendirip konuyu MC’de görüþmeyi reddetmiþtir. Yabancý okullar baþtaFransa olmak üzere , Ýtalya ve ABD ile sorun olmuþtur.
Nüfus Deðiþimi (Mübadelesi) Sorunu
Nüfus deðiþiminden kaynaklanan sorunlar Etabli (Yerleþikler) Sorunu olarak da adlandýrýlýr. Lozan Antlaþmasýnda Bozcaada, Gökçeada ve 30 Ekim 1918’den önce Ýstanbul belediye sýnýrlarý içinde bulunan Rumlar ile Batý Trakya‘da bulunan Türkler hariç ; Türk ve Rum nüfusunun karþýlýklý olarak yer deðiþtirilmesi kabul edilmiþtir.
Yunanistan’ýn Mondros öncesinde Ýstanbul’da bulunan tüm Rumlarýn yerleþik olmasýný istemesi “Etabli (Yerleþik)” sorunu olarak da bilinen uluslararasý bir krizin doðmasýna neden olmuþtur.Türkiye ile Yunanistan arasýnda yapýlan ikili görüþmeler sonucunda 10 Haziran 1930’da imzalan anlaþma ile sorun çözülmüþ “Ýstanbul’daki Rumlar ile Batý Trakya’daki Türkler yerleþme tarihi ve doðum tarihine bakýlmaksýzýn yerleþik kabul edilmiþtir.”
Fener Rum Patrikhanesi Sorunu
Türkiye Lozan Antlaþmasýna dayanarak ,1924’te Fener Rum Patrikliðine atanan Kostantin’i yerleþik saymamýþ ve mübadele kapsamýnda sýnýr dýþý etme kararý almýþtýr. Bu durum Yunanistan ile siyasi bir bunalýmýn yaþanmasýna sebep olmuþtur.Sorun , MC’ye baðlý Lahey Adalet Divanýna yapýlan baþvuru sonucunda Yunanistan’ýn isteðine uygun olarak çözülmüþtür.
Montrö Boðazlar Sözleþmesi (20 Temmuz 1936)
I. Dünya Savaþý’ndan sonra baþta Almanya, Ýtalya ve Japonya olmak üzere bazý devletler uluslararasý barýþa yönelik ciddi tehditlerde bulunmuþtur. Ýtalya, Habeþistan’a asker çýkarmýþ ; Almanya ise Ren bölgesini silahlandýrmýþtýr.Dünya barýþýný tehdit eden bu geliþmeler karþýsýnda Türkiye boðazlar bölgesini silahlandýrmak istemiþtir. Lozan’a aykýrý olan bu talebi olumlu bulmuþ ve Ýsviçre’nin Montrö kentinde boðazlarla ilgili bir toplantý yapmýþtýr.Bu toplantýya , Ýtalya hariç Lozan Antlaþmasýný imzalayan tüm devletler katýlmýþtýr.Konferanstan Türkiye’nin çýkarlarýna uygun kararlar, çýkmýþtýr.
Lozan Antlaþmasýnda Türkiye’nin egemenlik haklarýný sýnýrlandýran hükümler deðiþtirilmiþtir.
Hatay Sorunu ve Hatay’ýn Anavatana Katýlmasý (7 Temmuz 1939)
Hatay , Fransa ile imzalanan Ankara Antlaþmasý’nda Misak-ý Milli sýnýrlarýna dahil edilememiþtir. Fransa , Suriye’deki mandaterliðini kaldýracaðýný açýkladýðý zaman , Ýskenderun Sancaðýndaki yetkilerini Suriye’ye devretmiþ sayýlýyordu. MC , Türkiye’nin Hatay’da özel bir yönetim oluþturulmasýna yönelik istekleri üzerine , Hatay’a Ýsveç temsilcisi Sandler’i raportör olarak göndermiþtir.Rapor doðrultusunda Ýskenderun’un iç iþlerinde serbest dýþ iþlerinde ise Suriye’ye baðlý özerk bir statü kazanmýþtýr.Yapýlan yeni düzenleme ile Türkçe resmi dil olarak kabul edilmiþ ; bölge silahtan arýndýrýlmýþtýr. Ýskenderun sancaðý ise Hatay adýný almýþtýr.
Uluslararasý politikada meydana gelen geliþmeler, Türkiye’nin Fransa’nýn gözündeki deðerini artýrmýþtýr. Fransa, Almanya ve Ýtalya gibi iki yayýlmacý devlete karþý Türkiye’nin desteðini kazanmayý çýkarlarý için uygun bulmuþtur.
Türkiye Montrö Boðazla sözleþmesi ile boðazlar üzerindeki egemenliðini güçlendirmiþ bu durum devletimizin diplomatik açýdan öenmini daha da attýrmýþtýr. Türkiye dýþ politikadaki bu geliþmelerin etkisi ile Fransa ile beraber Hatay’ýn idari ve siyasi bütünlüðünü saðlamak amacýyla konusunda garantör devlet olmuþtur. Her iki devlette güvenlik amaçlý olarak Hatay’a 2500’er asker sokmuþtur. Aðustos 1938’de yapýlan seçimler sonrasýnda ,40 milletvekilliðinden 22’sini Türkler kazanmýþtýr. Meclis , ilk toplantýsýnda baðýmsýz “Hatay Cumhuriyeti” ni ilan etmiþtir. (22 Eylül 1938) Hatay devlet baþkanlýðýna Tayfur Sökmen, hükumet baþkanlýðýna Abdurrahman Melek, Meclis Baþkanlýðýna ise Abdülgani Türkmen seçilmiþtir.
Türkiye, Fransa ve Ýngiltere ile yaptýðý görüþmeler sonrasýnda “Ankara Ýttifaký” ile Hayat’ýn anavatana baðlanmasýna yönelik görüþ birliðine varmýþtý. Fakat Hatay Meclisi daha hýzlý davranmýþ ve 23 Haziran 1939’da Türkiye’ye katýlma kararý almýþtýr. Meclis bu karardan sonra Fransa ile yapýlan antlaþmayý onaylamýþtýr. Hatay 7 Temmuz 1939’da Türkiye Cumhuriyeti’ne baðlý bir il olmuþtur.
KPSS'DE ÇIKAN DÝÐER SORULAR AÞAÐIDAKÝ GÝBÝDÝR