Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, Türkiye Yüzyýlý'nda Türk Devri'ni Türkiye ile devam ettirmeyi ve Türk dünyasýnýn, dünyanýn yükselen gücü olmasýný hedefliyor.
"Birliðimiz gücümüzdür" þiarýyla Türk dünyasýný her alanda kuvvetli kýlmayý, farklý meydan okumalarý karþýsýnda daha dirençli ve dayanýklý hâle getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Liderler olarak birlik ve beraberlik içinde güçlü bir Türk dünyasý tasavvuruyla Türk dünyasý bayraðýný taþýyan gönüllere yol göstermeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak tüm Türk dünyasýnýn barýþý, refahý ve güvenliði yönünde adýmlar atmayý sürdüreceðiz. Türkiye Yüzyýlý vizyonumuzu Türk Devletleri Teþkilatý'mýza da teþmil ederek önümüzdeki dönemi Türk devri yapmak için omuz omuza çalýþacaðýz" diye konuþtu.
Milli Eðitim Bakanlýðý'nca (MEB), 2024-2025 eðitim öðretim yýlýnda okul öncesi, ilkokul 1, ortaokul 5, lise hazýrlýk ve 9'uncu sýnýf düzeyinde uygulanacak Türkiye Yüzyýlý Maarif Modeli'ne iliþkin genelge yayýmlandý.
MEB, yeni müfredatta "tarih" eðitiminde köklü deðiþiklik baþlýðýyla terim ve kavramlarýn aslýna uygun bir þekilde kullanýmýný paylaþtý.
Programlarda anakronik ve bilimsel hata barýndýran terim ve kavramlarýn kullanýmýndan vazgeçildi. Bu baðlamda "Orta Asya" yerine "Türkistan", "Tehcir Kanunu" yerine "Sevk ve Ýskan Kanunu" gibi terim ve kavramlara programlarda yer verildi.
Tarihçi Prof. Dr. Ahmet Taþaðýl ve Tarihçi Doç. Dr. Ramin Sadýk MEB'in bu kararýný, Orta Asya ve Türkistan sözcüklerinin tarihini deðerlendirdi.
Doç Dr. Ramin Sadýk, "Her kavramýn kendi anlamýnda olmasý gelecek nesillerin zihinlerinin Türklük bilincinde, milli bilinçte ve vatanseverlik duygusuyla yetiþmesinde, tarihimize atýf yapýlmasýnda önemli bir husus." dedi.
Prof Dr. Ahmet Taþaðýl, Orta Asya kavramýnýn Türkistan yerine kullanýlmaya baþlanmasýnýn Rus istilasý sonucunda olduðunu anlattý:
"Türklerin yurdu anlamýna gelen Türkistan sözü tarihin en erken devirlerinden itibaren kullanýlmaya baþlandý. 19. yüzyýlýn 2. yarýsýnda tamamlanan Rus istilasý sonucu Orta Asya(Sredney Azii, Central Asia, L'asie Central) kavramý Türkistan adý yerine konuldu ve yaygýnlaþtý."
Türkistan, Ýran'ýn Horasan bölgesinden baþlayarak Kuzey Afganistan dahil Pamir ve Hindukuþ-Kunlun daðlarýnýn kuzey eteklerinden Çin'in Tun-huang bölgesine kadar uzanan, oradan Mançurya'nýn batýsýna ulaþan, Moðolistan'la birlikte Güney Sibirya'nýn tamamýný içine alan, batýda Ural daðlarý ile Volga ýrmaðýnýn Hazar denizine ulaþtýðý noktaya kadar devam eden geniþ bir alaný kaplar. Bu alanýn tarihi kaynaklardaki adý 19. yüzyýl ortalarýna kadar Türkistan'dýr.
Taþaðýl, "Türkistan adýný ilk defa eski Ýranlýlarýn, daha sonra Araplarýn Orta Asya'da Türkler'in yaþadýðý bölgeleri tanýmlamak için kullandýklarý biliniyor. 15. yüzyýlda kaleme alýnan Timur seferleriyle ilgili eserlerde Türkistan, Mâverâünnehir dýþýnda yaþayan Türklerin ülkelerini gösteriyordu. Bununla beraber Hazar denizinin kuzeyindeki alanlara Ýbn Fadlân'ýn Seyahatnâme'sinde Bilâdü't-Türk, Ahmed Tûsî ve diðer Farsça eser yazanlar ise Türkistan demiþlerdir. Bazý Batý kaynaklarýnda 580'lere doðru Orta Asya için Turkhia (Türkiye) adý yer alýyor." ifadelerini kullandý.
16. yüzyýlda Özbek Hanlýðý'nýn kuruluþ devirlerinde onlarýn iþgaliyle Amuderya'nýn güneyinde yeni bir Türkistan doðdu. Buna Afganistan'ýn Güney Türkistan eyaleti dendi. Günümüzde bu bölgede Türkmen ve Özbek gibi Türk kökenli boylar yaþýyor. 18. yüzyýl sonunda Afgan hükümeti burasý için Türkistan vilâyeti adýný kullanmýþtý.
Prof. Dr. Ahmet Taþaðýl, "1869'da Rus iþgali sonrasý resmen Amuderya'nýn kuzeyi için Rus Türkistaný, güneyi için Afgan Türkistaný tabirleri ortaya çýktý. 19. yüzyýlda literatüre Çin ve Rus hâkimiyetindeki alanlara göre Doðu ve Batý Türkistaný adlarý yerleþti." dedi.
Çarlýk Rusya'sý döneminde Buhara ve Hive hanlarýnýn umumi valiliðin içinde sayýlmadýðý Türkistan bölgesi Yedisu, Siriderya, Fergana, Semerkant ve Zakaspi (Hazar ötesi) diye beþ idari birime ayrýldý.
Bolþevik devrimi esnasýnda Türkistan'da, Türkistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (30 Nisan 1918), Buhara Sovyet Halk Cumhuriyeti ve Harizm Sovyet Halk Cumhuriyeti gibi yerel kuruluþlar ortaya çýktý. Bunlar baðýmsýzlýk taraftarlarýna karþý Bolþevik Ruslar ile iþ birliði yaparak komünizmin Türkistan'da yerleþmesine katký saðladý.
Sovyet yönetimi Türk kökenli topluluklar arasýnda bölücü faaliyetler yürüterek Türkleri ayýrmayý baþardýðýný belirten Prof. Dr. Taþaðýl, "Türkmenleri, Kýrgýzlarý, Kazaklarý ve Özbekleri ayrý ayrý cumhuriyetler haline getirip Türkistan birliðini daðýttý. 16 Eylül 1924'te alýnan kararla Türkistan adý tamamen ortadan kaldýrýldý." dedi ve þöyle devam etti:
"Bolþevikler, Türkistan'ýn idarî yapýlanmasýný deðiþtirdi; valiliðin merkezi yine Taþkent'ti, ancak adý Orta Asya bölgesi (Sredniy Azii Kray) oldu. Türkistan valiliðinin Yedisu, Carkend, Lepse ve Zakaspi bölgesinin Kazaklar'la meskûn yerleri, ayrýca Karakalpaklar'ýn yaþadýðý saha Kazakistan'a katýldý."
Doç. Dr.Ramin Sadýk, Türkistan kavramýna sahip çýkýlmasýnýn önemini anlattý:
"Bizim Türkistan kavramýna sahip çýkmamýz ve Milli Eðitim Bakanlýðý'nýn kitaplarýnda buna yer vermesi çok doðru bir karar. Türkiye demek, Türkistan demek Türklerin yoðun olarak yaþadýðý bölge demek. Orta Asya'da hangi topluluk yoðun olarak yaþýyor Türk. Baþkalarýnýn o bölgeyi nasýl adlandýrdýðý bizi ilgilendirmez. Bizim kendi tarihimize, kültürümüze, geçmiþimize sahip çýkmamýz gerekiyor. Milli Eðitim Bakanlýðý da bunu baþlatmýþ ve Türkistan'a önem vermiþtir."
MEB'in çalýþmasýyla, geçmiþten geleceðe de uzanan bir vizyon kazandýrýlmýþ olacaðýnýn altýný çizen Doç. Dr. Sadýk, "Türkistan'ý kullanarak bunun artýk zihinlere ve baþka ülkelerin onu doðru þekilde kullanmasýna da öncü olacaðýz." vurgusunu yaptý.
Doç. Sr. Ramin Sadýk, Türk dünyasýnýn Türk Devletleri Teþkilatý ile beraber kenetlendiðini ve iþ birliklerinin arttýðýnýn altýný çizdi:
"Türk dünyasýnýn ortak tarih, ortak coðrafya, ortak edebiyat, ortak harita, ortak alfabe, konusunda çok önemli adýmlarýn atýldýðý bu dönemde Milli Eðitim Bakanlýðý'nýn Türkistan kavramýný kitaplarýmýzda ders kitaplarýmýzda çocuklarýn ders kitaplarýnda göstermesi çok önemli bir dönüþüm. Ben bu dönüþümün hem Türkiye'miz hem Türk dünyamýz hem de Türk devletlerinin paydaþ ülkeleri açýsýndan çok önemli bir baþlangýç ve çok önemli bir hizmet olduðunu düþünüyorum."