Hazine ve Maliye Bakaný Mehmet Þimþek, TRT Haber'de sorularý cevaplandýrdý.
Ekonomi gündemini deðerlendiren Bakan Þimþek açýklamalarýnda þunlarý kaydetti;
Büyüme, güçlü ve her ne kadar önümüzdeki dönemde yavaþlama ihtimali varsa da 2023'e iliþkin OVP'deki öngörülerimizle paralel gidiyor. Programda biz 4,4'lük bir büyüme öngörmüþtük. Bu düþük gibi gelebilir fakat küresel büyüme yüzde 3 veya altýnda olacak. Dolayýsýyla küresel büyümenin 1,5 katý hýzlý büyüyor olacaðýz. Yani 2023'te Orta Vadeli Program'daki yüzde 4,4'lük hedefi gerçekleþtirirsek bu rakamlar onunla tutarlý. Küresel büyümenin oldukça üzerinde bir büyüme saðlamýþ olacaðýz. Ýstihdam artýþý çok güçlü. Burada önemli olan husus büyümenin yeniden dengelenmesi. Burada da yeniden dengelenme baþladý, hafif bir þekilde üçüncü çeyrekte.
Net ihracatýn etkisi örneðin bir önceki yani çeyreðe baktýðýnýz zaman eksi yüzde 4,9'du. Yani aþaðý çekiyordu büyümeyi net ihracat. Þimdi onun negatif etkisi azaldý. Eksi 2,6'ya düþtü bu önemli. Ýç talebin etkisi örneðin yüzde 8,8 puanlýktý, 8,5 puana geriledi. Programýn amacý büyümeyi yeniden dengelemek yani daha kaliteli bir büyümeyi yatýrýma ve net ihracata dayalý büyümeyi saðlamak. Biz bunu önemsiyoruz. Büyüme bir taraftan güçlü tabi bu çok anlamlý ve cesaret verici. Ama burada önemli olan büyümenin kalitesini de artýrabilmek. Ýþte bizim Orta Vadeli Program'ýn hedefi kalite noktasýnda da hedeflerimizi gerçekleþtirmek. Yani iç talep daha ýlýmlý hale dönerken net ihracatýn etkisinin olumluya dönmesini bekliyoruz. Böylece Türkiye daha sürdürülebilir yüksek büyüme patikasýna girmiþ olacak. Bunu tabiki bir taraftan fiyat istikrarýný saðlayarak yapacaðýz. Yani enflasyonu tek haneye düþürerek yapacaðýz orta vadede. Enflasyonu tek haneye düþürebilirsek yüksek sürdürülebilir büyümeyi saðlayabiliriz.
Ýkincisi de verimlilik artýþý. Verimlilik artýþý doðru yatýrýmlarla reformlarla olur. Bir taraftan yatýrýmlarýn üretken alanlara kaydýrýlmasý ki bu programýmýzýn önemli bir hedefi bir taraftan da reformlarla rekabet ortamýný iyileþtirerek verimliliði artýrmak. Dolayýsýyla büyümenin iki ana motoru önümüzdeki dönemde bir taraftan verimlilik artýþý bir taraftan da fiyat istikrarýný saðlayarak ve var olan imkanlarý üretken alanlara kanalize ederek büyümenin yüksek tutulmasý, verimliliðin yüksek tutulmasý. Yani biz þu anda verimliliðe odaklanacaðýz. Büyümenin yüksek çýkmasý beklenenden yüksek çýkmasý olumlu. Yeniden dengelenmenin baþlamasý olumlu. Ama bu yeterli deðil önümüzdeki dönemde büyüme büyük ihtimalle bir miktar yavaþlayacak buna hazýrlýklý olmamýz lazým. Burada korkulacak bir þey yok. Burada önemli olan Türkiye'nin Orta Vadeli Program perspektifi ile yüksek sürdürülebilir büyüme patikasýna girmesi. Bunu da baþaracaðýz.
Orta Vadeli Programýmýz kamuoyu ile eylül ayýnda paylaþýldý. Aslýnda biz fiilen uygulamasýný hazirandan itibaren baþlatmýþtýk. Orta Vadeli Programýn bir kaç önemli bileþeni var. Bir kaç tane de önemli hedefi var. Birinci bileþen dezenflasyon programý. Yani enflasyonu önce kontrol altýna alýp daha sonra tek haneye indirecek bir program. Orta Vadeli Programýn en önemli bileþeni fiyat istikrarýdýr. Fiyat istikrarýndan kastýmýz enflasyonun düþürülüp tek hanede tutulmasýdýr. Burada hedefimiz bu sene enflasyonu kontrol altýna almak. Gelecek sene sonu yüzde 34'e indirmek. Daha sonraki 2025 ve 2026 sonunda da tek haneye düþürmek. En önemli bileþen bu. Bunun için para politikasýnda bir rasyonelleþmeye gittik. Yani iç talebi daha makul bir düzeyde tutmak için bozulan fiyatlama davranýþlarýný düzeltmek için bir para politikasýnda iyileþtirmeye gittik. Merkez Bankasý burada gerekeni yapýyor.
Ýkinci olarak maliye politikasý ayaðýnda bizim depreme raðmen bir mali disiplini tesis etme çabamýz var. Türkiye'nin aslýnda mali disiplin noktasýnda duruþu hükümetlerimiz döneminde çok güçlü. Son 20 yýla bakarsanýz bütçe açýðýnýn milli gelire oraný yüzde 2,4. Bu sene depremin etkisiyle Orta Vadeli Programda bu açýðýn yüzde 6,4'e kadar yükselmesi ihtimalini öngördük. Programý yaptýktan sonra özellikle gelir performansýmýz çok daha güçlü ayrýca biz tabiki harcamalarda da çok tutumlu davranýyoruz. Ýkisinin bileþeni olarak çok büyük ihtimalle bu sene bütçe açýðý Orta Vadeli Program'da öngörülenden biraz daha düþük olabilir. Bu da önemli bir hedef.
Üçüncü hedef yapýsal dönüþüm yani yapýsal reformlar. Reformlarý yaparak Türkiye'nin rekabet gücünü artýrmak istiyoruz. Reformlarý yaparak Türkiye'de verimliliði artýrmak istiyoruz. Reformlarla Türkiye'de tasarruflarý artýrmak istiyoruz. Ýstihdamý artýrmak istiyoruz. Ama önemli bileþenlerden bir tanesi yeþil dönüþümdür. Diðer bir tanesi dijital dönüþümdür. Dolayýsýyla Türkiye'nin yapýsal dönüþümü yani yapýsal reform gündemi de Orta Vadeli Program'ýn en önemli üçüncü bileþeni. Peki bu programýn hedefleri ne? Tek haneli enflasyon bu çok önemli. Çünkü tek haneli enflasyon kalýcý refah artýþýnýn ön koþuludur. Basit bir örnek vereyim; 90'lý yýllara giderseniz büyümemiz çok düþük, enflasyon düþük ve çok oynak. 2000'li yýllara geldiðiniz zaman büyüme 90'lý yýllarýn iki katýna çýkýyor. Neden? Çünkü enflasyon tek haneye düþürülmüþ ve oynaklýk azaltýlmýþ. Ýþ alemi önünü görebiliyor. Bu çok deðerli bir þey. Dolayýsýyla enflasyonun tek haneye düþürülmesi ana hedef.
Bütçe açýðýnýn Orta Vadeli Program sonucunda yüzde 3'ün altýna düþürülmesi önemli bir hedef. Çünkü uluslararasý en iyi normlarý baz alýyoruz. Bütçe açýðýný milli gelire oraný olarak yüzde 3'ün altýna düþüreceðiz. Diðer bir hedefimiz cari açýðý azaltacak, enflasyonu kontrol altýna almamýza yardýmcý olacak bir büyümede yeniden dengelenme lazým. Yani net ihracatý desteklerken iç talebin makul düzeyde sürdürülmesi. Yeniden bir dengelenmeye ihtiyacýmýz var. Bu da baþladý. Diðer bir hedefimiz rezervlerin güçlendirilmesi. Yani Türkiye'nin uluslararasý rezervlerini daha da güçlendireceðiz. Amacýmýz geniþ anlamda rezervlerin vadesi 1 yýldan az olan dýþ borçlarýna oranýný 1'e doðru yükseltmek. Þu anda 0,84 civarýndayýz yükselmiþ durumda. Ama biz bunu 1 düzeyine çýkarmak istiyoruz. Kýsa vadeli borçlarýn çok üzerine çýkartmak istiyoruz.
Diðer bir hedefimiz burada kur korumalýdan çýkýþ. Çünkü kur korumalý bir koþullu yükümlülüktür devlet için. Yani bunun zamanla bitirilmesi gerekiyor. Buna yönelik çalýþmalarýmýza baþladýk. Kur korumalýdan da azaltýlmasý noktasýnda ilerleme saðlýyoruz. Bu konuda da önümüzdeki dönemde ilave adýmlar atabiliriz. Dolayýsýyla programýn ana hedeflerine baktýðýnýz zaman þunu kastediyoruz; Yüksek sürdürülebilir büyüme yani daha çok istihdam, daha dengeli büyüme. Bununla birlikte de makrofinansal istikrarýn saðlandýðý bir ortam. Rezerv birikimi o noktada devreye giriyor, fiyat istikrarý o noktada devreye giriyor.
Orta Vadeli Program çalýþýyor. Programýn iç tutarlýlýðý var, güvenirliði var. Dýþarýda programa, içeride de programa güven artýyor, inanç artýyor. Bazý soru iþaretleri yok mu her zaman olur bu normaldir. Burada bir kaç somut rakamla programýn çalýþtýðýný ifade etmek istiyorum. Birincisi Türkiye'nin küresel risk algýsý düþüyor. Bunun en önemli göstergesi risk primidir. Buna CDS diyorlar. Bu CDS tabi Türkiye'de literatüre girmiþ durumda. CDS dediðiniz þey bir ülkenin iflasýna karþý sigortalamanýz gerekiyorsa ödemeniz gereken sigorta prim düzeyini ima eden ifade eden bir enstrüman. CDS'ler Türkiye'de mayýs ayýnda 700'ün üzerine çýkmýþtý. Dün itibarýyla 330 civarýna indi. Haziran-Kasým arasýnda dün itibarýyla geliþmekte olan ülkelerin CDS'leri ortalama 45 baz puan düþerken Türkiye'de 370 baz puan düþtü. Dolayýsýyla Türkiye'nin CDS'lerinde yani risk priminde baþka ülkelere göre geliþmekte olan ülkelere göre muazzam bir düþüþ var. Yani Türkiye'nin risk algýsý iyileþiyor. Türkiye'yi riskli görenler azalýyor. Bu birinci husus. Bu program sonrasý ortaya çýkmýþ bir durum.
Programa ciddi bir güven, Cumhurbaþkanýmýz liderliðindeki yeni ekibe programa bir güvendir. Ýkinci olarak sermaye giriþi baþladý. Ocak-mayýs döneminde Türkiye portföy akýmlarý akýmlarý anlamýnda baktýðýnýz zaman yani net olarak ocak-mayýs döneminde Türkiye'den 2,9 milyar dolarlýk bir çýkýþ olmuþ portföy yatýrýmlarý. Halbuki haziran-eylül dönemine baktýðýnýz zaman yaklaþýk 5 milyar dolarlýk bir net artýþ var. Bu çok ciddi bir rakam. Türkiye'nin risk primi geliþmekte olan ülkelere oranla dramatik bir þekilde düþtü. Az önce rakamlarý verdim. Sermaye giriþi güçlendi. Eylül ayýnda geliþmekte olan ülkelerden yaklaþýk 14 milyar dolar net sermaye çýkýþý var. Türkiye'ye net giriþ var. Ekim ayýnda geliþmekte olan ülkelerden net sermaye çýkýþý var. Türkiye'ye bakýn dolayýsýyla Türkiye ayrýþýyor. Türkiye'nin hikayesi güçlü. Türkiye'nin yeni bir programý var. Türkiye siyasi belirsizliði geride býrakmýþ, çok güçlü bir dezenflasyon programý çok güçlü bir reform programý ve kalýcý bir þekilde Türkiye'nin rekabet gücünü artýracak programa odaklanmýþ durumdayýz.
Rezervlerimiz güçlendi. Bakýn Türkiye'nin rezervleri mayýstan bu yana 36 milyar dolar arttý. Dolayýsýyla güven olmazsa, kaynak giriþi olmazsa 36 milyar dolarlýk rezerv artýþý mümkün deðil. Diðer bir husus kur oynaklýðý. Yani bir aylýk opsiyonlarýn ima ettiði bir kur oynaklýðý diye bir konsept var. Kur oynaklýðý mayýs ayýnda neredeyse yüzde 57 civarýndaydý. Kasýmda bu 8'in altýna düþtü. Yani kur oynaklýðý bir bant olsa geliþmekte olan ülkeler için Türkiye þu anda kur oynaklýðýnýn en düþük olduðu ülkelerden bir tanesi haline geldi. Hangi göstergeye bakarsanýz bakýn bu programa güven var, bu programa ilgi var, kaynak giriþi var.
Gelecek senenin muhtemelen ikinci yarýsýnda küresel finansal koþullar daha elveriþli hale gelecek. Yani Fed, Avrupa Merkez Bankasý gibi bankalar dünyanýn önde gelen merkez bankalarý çok büyük ihtimalle faiz indirimlerine baþlayacaklar. Bu risk iþtahýný artýracak. Dolayýsýyla Türkiye programý güçlü olan, hikayesi güçlü olan Türkiye'ye ilgi daha da artacak. Benim senenin ikinci yarýsýna kastým bu. Yoksa þu anda zaten baþlamýþ durumda. Dýþ temaslarda biz gittik bütün dünyaya üç aþaðý beþ yukarý Türkiye ile bu bölge ile ilgilenen geliþmekte olan ülkelerle ilgilenen yatýrýmcýlara Türkiye'nin programýný anlattýk. Yol haritasýný paylaþtýk. Yeni hikayeyi anlattýk. Ýlgi yoðun, bakýn Dünya Bankasý, Orta Vadeli Program açýklandýktan hemen sonra dedi ki, ben Türkiye'ye taahhüt ettiðim kaynak miktarýný 17 milyar dolardan 35 milyar dolara çýkartýyorum. Çünkü bu programý güvenilir görüyorum, bu programý baþarýlý olacaðýna inanýyorum. Bunu ben söylemedim Dünya Bankasý.
Körfez'den çok ciddi ilgi var. Bu kaynak yatýrýma dönüþecek, Katarlýlar þimdi biz konuþuyoruz, Birleþik Arap Emirlikleri ile bir program sonuçlandýrdýk. Meyvelerini almaya baþlayacaðýz. Dolayýsýyla ilgi çok. Þu anda dünyada sýkýntýlý bir süreçten geçiyoruz. Küresel büyüme zayýf. Küresel büyümenin zayýf olmasý demek risk iþtahýnýn zayýf olmasý demek. Þu anda küresel finansal koþullar çok sýký. Geliþmekte olan ülkelere sermaye akýþý zayýf. Eylül ayýnda yaklaþýk 14 milyar dolarlýk bir net çýkýþ var. Ekim ayýnda yaklaþýk 3 milyar dolar üzerinde çýkýþ var. Bunlar büyük rakamlar. Türkiye bu dönemde kaynak çekiyor. Bankalarýn yurt dýþý borçlarýný rollover etme oraný ocak-mayýs döneminde yüzde 96 idi. Yani yüzde 100'ün altýndaydý. Haziran-eylül döneminde yüzde 142'ye çýkmýþ. Yani bankalar 100 dolar borç verirken 142 dolar bulmuþlar haziran-eylül döneminde. Ama ocak-mayýs döneminde 100 dolar borç öderken 96 dolar bulmuþlar. Reel sektör firmalarý ne yapmýþ? Yani bankacýlýk dýþýndaki reel sektör firmalarý ne yapmýþ? Mesela yine ocak-mayýs ayýnda 100 dolarlýk borç öderken 74 dolar bulmuþlar. Halbuki haziran-eylül döneminde 100 dolar borç öderken 112 dolar borç bulabilmiþler. Dolayýsýyla Türkiye'ye kaynak akýþý baþladý ve çok güçlü. Kaynak akýþý olmazsa biz vadesine 1 yýldan az kalmýþ 211 milyar dolarlýk dýþ borç 5-6 aydýr nasýl idare ederiz? Nasýl rezerv arttýrýrýz? Tabiki ciddi bir kaynak giriþi var. Ama bu kaynak giriþi artarak devam edecek. Özellikle de önümüzdeki senenin ikinci yarýsýndan itibaren güçlenerek artacak.
Türkiye'ye ilgi orta-uzun vadede daha da artacak. Enflasyonu tek haneye düþürme çabamýz doðrudan yatýrýmlarý da olumlu etkileyecek. Çünkü öngörülebilirlik arttýkça doðrudan yatýrýmlar da artacak. Biz kurala dayalý öngörülebilir bir modelle yolumuza devam ettiðimiz sürece Türkiye'ye yatýrýmcý ilgisi hem içeriden hem dýþarýdan artacak. Türkiye daha ucuza kaynak devþirecek ve daha uzun vadeli kaynaða eriþecek ve Türkiye'nin büyümesi güçlenecek. Kýsa vadede tabiki bir miktar yavaþlama riskimiz var.
(Döviz kazancýna yüzde 40'a kadar vergi getirilmesi konusu) Yüzde 40'a kadar vergi için yetki alýnýyor. Bu olacaðý anlamýna gelmiyor. Önümüzdeki dönemde biz liralaþma politikasýný desteklemek amacýyla piyasa koþullarý elde edildiðinde vergiyi teþvik ve vergiyi bir unsur olarak faktör olarak kullanýp tabiki bu sürece katkýda bulunabiliriz. Bizim amacýmýz þu anda zamanlama olarak doðru olduðuna inanmýyorum. Yetki alýyoruz ama önümüzdeki dönemde oturup özellikle daha adil bir vergi sistemi, verginin tabana yayýlmasý konusunda çok ciddi adýmlar atacaðýz. Þu anda hummalý bir reform çalýþmamýz var. Bir taraftan kamu harcamalarýný nasýl daha rasyonel hale getirebiliriz, nasýl daha verimli alanlara kanalize edebiliriz kastým o. Yani tasarruf harcamamak deðildir kamuda. Kamuda tasarruf kaynaklarýn doðru alanlara yönlendirilmesidir. Tabiki gereksiz harcamalarýn da kaldýrýlmasýný içeriyor bu. Çünkü biz önemli olan Türkiye'nin alt yapýsýna tabiki yatýrým yapacaðýz. Beþeri sermayeye yatýrým yapacaðýz. Saðlýðýna yatýrým yapacaðýz, yapýyoruz zaten. Bu konularda tereddüt yok. Burada önemli olan kaynaklarýn üretken alanlara kaydýrýlmasý. Dolayýsýyla yüzde 40'lýk vergiye iliþkin yetki bir yetkidir.
Programýn ana bileþeni dezenflasyondur. Dezenflasyon demek enflasyonun aþaðý indirilmesi demek. Faizler arttý ama enflasyon hala yükseliþ trendinde. Þimdi birinci konu þu, para politikasý gecikmeli olarak çalýþýyor. Bu birinci husus yani bugün gidin ABD'deki deneyime bakýn, Ýngiltere'deki, AB'deki deneyime bakýn bütün ülkelerde parasal sýkýlaþma baþlar fakat enflasyon yükseliþ trendini bir süre korur daha sonra enflasyon aþaðý inmeye baþlar. Çünkü hemen etkili olmuyor. Gecikmeli olarak etkili oluyor bu birinci husus. Dolayýsýyla para politikasý çalýþacak, enflasyon düþecek sadece zamana ihtiyacýmýz var.
Türkiye'de bu aktarým mekanizmasýný zorlaþtýran bir iki faktör var. Bunlardan bir tanesi KKM bir tanesi de tabiki Türkiye'de mevduatlarýn önemli bir kýsmý döviz cinsinden. Bu iki faktör Türkiye'de özellikle aktarým mekanizmasýný bir miktar daha zayýflatmýþ durumda. Ama biz baþýndan beri net olduk. Para politikasýndaki bu iyileþtirme ile birlikte rasyonelleþme ile birlikte gelecek senenin ikinci yarýsýndan itibaren çok güçlü bir dezenflasyon sürecine gireceðiz. Bunda bir kaç faktör etkili olacak. Tabiki baz etkisi olacak. Baz etkisinden kastýmýz þu, biz bu sene temmuz ayýnda bütçeyi düzeltmek için KDV gibi, akaryakýta ÖTV gibi enflasyonu artýran bazý vergi artýþlarýna gittik. Þimdi bu vergi artýþlarý tekrarlanmayacak. Yani gelecek sene sistemden çýkmýþ olacak.
Ýkincisi deprem þubat ayýnda oldu. Ama enkazýn kaldýrýlmasý zaman alýyor. Depreme iliþkin özellikle bizim çok güçlü bir þekilde kaynak aktardýðýmýz bir an önce depremin yaralarýný saralým, þehirleri yeniden inþa edelim çabamýz bir takým özellikle konut yapýmýnda kullanýlan alt yapýda kullanýlan bazý ürünlerin fiyatlarýný artýrdý. Yani inþaat malzemelerinin fiyatlarý arttý. Þimdi bu da inþallah Türkiye bir daha deprem görmez. Gelecek sene bu dozda bu fiyat artýþlarýna ihtiyaç olmaz. Bunlar baz etkisi. Esas etki para politikasýndaki güçlü tepkiyle bunun gecikmeli etkisinin devreye girmesi. Ýkinci husus maliye politikasý, gelirler politikasý. Bakýn bu sene maliye politikasý deprem nedeniyle oldukça gevþek sayýlýr geçen seneye göre. Mali duruþ, biz adýmlar attýk iyileþtiriyoruz gelecek sene muhtemelen biraz daha iyiye gidecek diye bekliyoruz. Maliye politikasý da eþgüdümlü olacak. Gelirler politikasýnda da eþgüdüm artacak yani para politikasý, maliye politikasý ve gelirler politikasý burada birlikte çalýþacak eþgüdüm içerisinde enflasyonun tek haneye düþürülmesi için yoðun bir çabaya dönüþecek. Merkez Bankamýz net bir þekilde ortaya koydu.
Önümüzdeki yýlýn mayýs ayýna kadar yýllýk enflasyon yükseliþ trendinde olacak. Ama mayýstan sonra yýllýk enflasyon çok hýzlý ve güçlü bir þekilde bu bahsettiðim bütün faktörler eþliðinde düþecek. Yýlý yüzde 36 ile bitirmeyi ümit ediyoruz. Bu sene yüzde 65 öngörümüz. Enflasyon düþecek, enflasyonun düþmesi demek alým gücünün artmasý demek. Enflasyonun düþmesi demek öngörülebilirliðin artmasý demek. Enflasyonun düþmesi demek yüksek sürdürülebilir büyüme demek. Enflasyonun düþmesi demek Türkiye'ye doðrudan yatýrýmlarýn, Türkiye'ye fon akýþýnýn hýzlanmasý demek. O nedenle biz kýsa vadede büyümede bir yavaþlama riskini alýp bunu yapmak durumundayýz. Enflasyonu tek haneye düþürmek dýþýnda bir seçeneðimiz yok. Ýndireceðiz, kararlýyýz. Bunun için para politikasýnda gereken yapýlýyor, adýmlar atýlýyor, maliye politikasýnda adým attýk, atmaya devam edeceðiz. Gelirler politikasýný ona göre þekillendireceðiz. Bu konuda kararlýyýz enflasyon düþecek. Gerçekten vatandaþlarýmýz düþüp düþmediðini de inceleyebilecek, takip edebilecek. Aylýk bazda çekirdek enflasyonu takip ederek bizim hedefimizle uyumlu olup olmadýðý incelenebilir.
Kiralarýn artmasýnýn iki tane sebebi var. Bir tanesi arzi diðeri politika çerçevesi ile iliþkili. Arzi olan kýsým þu, Türkiye'de çok büyük bir deprem felaketi yaþandý. Bu deprem felaketi nedeniyle insanlar deprem bölgesinde olsun dýþýnda olsun çok ciddi bir þekilde konut talebi ortaya çýktý. Konut arzý hemen artmýyor. Deprem konut talebini birden bire artýrdý. Bunun etkisi var. Biz þu anda bir konut seferberliðindeyiz. Biz bir an önce þehirlerimizin yeniden inþa edilmesi, vatandaþlarýmýzýn bir an evvel saðlýklý konutlara kavuþmasýna çalýþýyoruz. Önümüzdeki bir kaç ay içerisinde vatandaþlarýmýza en az 200 bin konut tamamlanmýþ ve hizmetine sunulmuþ olacak. Bu konut arzýnýn artmasý deprem nedeniyle arzý olarak ortaya çýkan kira artýþýný sýnýrlayacak. Ýkinci husus son yýllarda reel faiz çok düþük olduðu için konut fiyatlarý çok hýzlý arttý. Konut fiyatlarý çok hýzlý artýnca kira beklentisi de ona göre þekillendi. Þimdi bir taraftan konut arzýný artýracaðýz, bir taraftan da bu deðiþik sektörlerdeki aþýrý fiyat artýþlarý dezenflasyon programý çerçevesinde kontrol altýna alýnacak. Çünkü ucuz kredi ile konut fiyatlarýnýn aþýrý artýþý beraberinde aþýrý kira artýþýný da getirdi.
Tüm bu hususlarýn bir araya geldiðinde ben inanýyorum kira artýþýnda bir normalleþmeye doðru gideceðiz. Bu bütün sektörlerde hissedilecek. Ýþ alemine buradan seslenmek istiyorum. Son dönemlerde fiyatlama davranýþlarýnda ciddi bozulmalar var. Ama Orta Vadeli Programý baz almalarý kendileri için hayýrlý olacak. OVP çerçevesinde biz para politikasýný, maliye politikasýn ve gelirler politikasýný þekillendireceðiz. Eski alýþkanlýklar ile devam ederlerse müþteri bulamayacaklardýr. Fiyat artýþlarýnda bir makulleþmeye doðru gitmeleri kaçýnýlmazdýr. Yaparlar, yapmazlar kendileri bilir ama politika çerçevesi bunu zorunlu hale getirecek.
Aðustos ayýnýn ortasýnda yaklaþýk olarak kur korumalý mevduat zirveyi buldu 3,4 trilyon lira ile. Daha sonra bu ayýn ortasý itibarýyla da yaklaþýk 2,8 trilyona kadar indi. Çok ciddi bir düþüþ var. Bu düþüþün devam etmesini bekliyoruz. Buradaki ana faktör Merkez Bankamýzýn attýðý adýmlar var. Ama önemli olan husus þu, TL mevduatý cazip hale geldi. Para politikasýndaki düzeltmeyle beraber bu devam edecek. Biz þu anda rezerv biriktiriyoruz. Türkiye'nin rezervleri mayýs sonundan bu yana yaklaþýk 36 milyar dolar arttý. Bir ülkenin rezervlerinin güçlü olmasý dýþ kýrýlganlýðýný azaltýyor. Rezerv artýþýnýn bize bir faydasý þu olacak, bir noktada çýkýp diyeceðiz ki, kur korumalýyý örneðin þirketlere vergi teþviki getirmiþiz. Yani þirketler kur korumalý mevduata sahip olunca oradan elde ettikleri kazançlar üzerinden vergi vermiyorlar. Biz rezervlerimiz güçlü bir noktada olduðunda, kendimizi rahat hissettiðimizde çýkýp diyeceðiz ki, vergi teþvikini kaldýrýyoruz. Bu bir sonuçta enstrüman, þu anda var, hukuki zemini var. Fakat koþullu bir yükümlülük olmasý, para politikasý aktarým mekanizmasýnýn önünde bir belirsizlik kaynaðý olmasý ve bütün bu sebeplerden dolayý buradan çýkacaðýz. Kur korumalýdan çýkýþ olacak. Baþladý ama tedbirli olarak devam edecek. Rezerv birikimi ile birlikte bir noktada bir karar vereceðiz.
Amacýmýz Orta Vadeli Programýn sonunda bütçe açýðýný deprem hariç yüzde 2 civarýna düþürmek. Deprem dahil yüzde 3'ün altýna düþürmek. Çünkü deprem harcamalarý önemli bir kalem. Bu sene de, gelecek sene de. Türkiye büyük bir felaket yaþadý bütçe açýðýmýz arttý. Þimdi bunu kýsmen telafi etmeye çalýþtýk fakat tamamýný edemedik. Hedefimiz þu, bu sene bütçe açýðýný yüzde 6'nýn altýnda tutmak. Gelecek sene yüzde 6'nýn altýnda tutmak genel anlamda. Ama 2025-2026'dan sonra yüzde 3'e yakýnsayýp yüzde 3'ün altýna çekmek deprem dahil. Deprem hariç çok hýzlý bir þekilde biz bütçe açýðýný milli gelire oranýný yüzde 3 civarýna çekme çabasýndayýz. Çünkü mali disiplin çok önemli. Türkiye ikiz açýða izin veremez. Bir taraftan cari açýðý azaltmaya çalýþýyoruz, inanýyorum ki cari açýkta da kalýcý baþarýyý saðlayacaðýz. Yani bütün politikalarýmýz buna yönelik. Cari açýðýn örneðin milli gelire oranýný yüzde 2'nin altýna düþürmek istiyoruz. Çünkü yüzde 2'nin altýndaki cari açýk büyük oranda doðrudan yatýrýmlarla yani borç olmaksýzýn finanse edilebilir düzeye çekeceðiz. Oraya çekene kadar durmayacaðýz. Cari açýðý milli gelire oran olarak yüzde 2 ve altýna düþürmek istiyoruz. Dolayýsýyla bütçe açýðýný yüzde 3'ün altýna, cari açýðý da yüzde 2'nin altýna çekerek Türkiye'nin makro finansal istikrarýný pekiþtireceðiz.
Bunu yaparken bir taraftan verginin tabana yayýlmasý, vergide adaletin bir miktar iyileþtirilmesi çok önemli. Tasarrufa da çok önem veriyoruz. Biliyorum ki vatandaþýmýz kamuda tasarruf da bekliyor. Gerçekten bu konuda da yoðun bir çaba içerisindeyiz. Bir tane örnek vererek bitirmek istiyorum konuyu, bizden örneðin kurumlarýn planlanmýþ taþýt talepleri var. Diyelim ki bir tane üniversite rektörümüz benim taþýtým eski yenilenmesi lazým diyor. Çok basit onay verirken diyoruz ki, sadece yerli ve milli olan ve kullanýmý ucuz olan elektrikli Togg'u alabilirsin diyoruz. Ýkincisi mevcudu satacaksýn diyoruz. Yani mevcut aracý elinden çýkartacaksýn, muhtemelen mevcut daha pahalý bir araçtýr. Muhtemelen dizel veya benzinlidir gideri yüksektir. Diyoruz ki, elektrikli alacaksýn Togg alacaksýn ve sadece bunu alabilirsin çünkü nispeten diðer araçlara göre daha ucuz. Ýdamesi daha ucuz ama bir þartla elindekini de satacaksýn. Biz gerçekten bu konularda hassasýz çünkü milletimiz hassas. Mesela yurt dýþý gezilerde yoðun bir þekilde inceliyoruz. Gerçekten bu ziyaret gerekli mi, bir kiþi gitse olur mu? Bazen heyet gerekiyor tamam. Ama o konularda da hassasiyet gösteriyoruz. Bütün tasarruf yapýlabilecek alanlarda biz çaba içerisindeyiz. Altýný çizmek istiyorum en büyük tasarruf üretken alanlara kaynaklarýn kanalize edilmesidir.