Varank, Ankara Ticaret Odasý (ATO) Baþkaný Gürsel Baran, ATO Meclis Baþkaný Mustafa Deryal, sanayiciler ile üyelerin katýlýmýyla gerçekleþen 45. Meclis Toplantýsý'nda konuþtu.
Bakan Varank, 2022'de de sanayicilere verilen Bakanlýk desteklerinin artarak devam edeceðini müjdeledi.
Türkiye ekonomisinin en büyük gücünün üretim çeþitliliði olduðunu vurgulayan Varank, "2022'de küresel piyasalarda adýndan söz ettirecek yeni Türk markalarý çýkarmak üzere cesur giriþimcileri, yenilikçi fikirleri desteklemeye devam edeceðiz." ifadesini kullandý.
Varank, salgýn sürecinde Türkiye'nin büyümesini sürdürdüðünü belirterek, "Salgýnýn baþýndan bu yana Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, kayýtlý istihdam 11 milyon 500 binden 13 milyon 900 bine ulaþtý. Bunun 700 bini de sanayide gerçekleþmiþ. Muhalefet, iþsizliði muhtarlarýn yanýna özel kalem müdürü atamak gibi iþ bilmez yollarla çözmeyi hayal edebilir. Biz burada gerçeklerden bahsediyoruz. En üretken alanlarda istihdamý artýrarak yolumuza devam ediyoruz." diye konuþtu.
"Türkiye ekonomisi, böylesine kasvetli bir atmosferde dahi gösterdiði performansla rüþtünü tüm dünyaya ispat etti. Küresel tedarik zincirlerinde yaþanan kýrýlmalar sonrasýnda oluþan boþluðu doldurabilecek alternatif bir üretim merkezi olduðunu dünyaya ilan etti. Baktýðýnýzda, her bir makro gösterge ülkemizin rekabetçi konumunu ayrý ayrý teyit ediyor. Bunlarýn baþýnda da yüzde 95'i sanayi ürünlerinden oluþan ihracatýmýz geliyor. Ýþte, daha yýl bitmeden 200 milyar dolarý geçtik. 2022 yýlýnda da bu rakamýn katlanarak artmaya devam edeceðine inanýyoruz."
Varank, Türkiye'nin ekonomik gücünün faiz, kur ve enflasyon üçgeninde deðerlendirilmemesi gerektiðini dikkati çekerek, þu ifadeleri kullandý:
"Bugün Türkiye, Cumhurbaþkanýmýzýn liderliðinde yaptýðý atýlýmlarla dünyanýn en canlý iþ ve yatýrým ortamýna sahip ülkelerinden biridir. Ancak bu canlýlýðýn nedenini sadece kurda ve faizde arýyorsak, Türkiye'ye en büyük haksýzlýðý yapýyoruz demektir. Türkiye ekonomisinin en büyük gücü, üretim çeþitliliðidir, kriz dönemlerindeki direncidir, nitelikli iþ gücüdür, risk alabilen giriþimcileridir ve güçlü finans sistemidir. Bu yüzden hep diyoruz ki; ekonomimizin gücünü sadece kur, faiz ve enflasyon üçgeni üzerinden okumayýn. Böyle bir yaklaþým en baþta siz deðerli iþ insanlarýna yapýlan bir saygýsýzlýktýr.
Bu ülkenin yatýrýmcýsýný, giriþimcisini, emekçisini yok saymaktýr. Biz ne kadar söylesek de muhalefet, bu ülkenin gerçeklerine yabancý olduðunu her fýrsatta gösteriyor. Hep birlikte izledik, son birkaç aydýr kur ve faiz üzerinde tepinip durdular. Ama gördük ki kur üzerinden ülkemize yapýlan dayatmalar bir gece de boþa çýktý. Aylardýr yapýlan kara propaganda birkaç saatte yok oldu. Buradan siyasi bir çýkar elde etmek isteyip umduðunu bulamayanlar da þaþkýnlýktan ne yapacaklarýný bilemez duruma düþtüler."
Varank, Ankara'nýn savunma sanayi olmak üzere birçok sektörde önemli bir üretim merkezine dönüþtüðünü belirterek, "Baþkentimizi, yüksek teknoloji ve katma deðerli üretimde sahip olduðu potansiyel dolayýsýyla 2022'deki geliþmelere de yön verecek bir merkez olarak deðerlendiriyorum. Bakanlýk olarak ticaret odalarýný kalkýnma politikalarýnýn en önemli paydaþlarýndan biri olarak görüyoruz. KOSGEB ve TÜBÝTAK destekleri de emrinize amade. Siz yeter ki birincil iþiniz olan üretime ve ticarete odaklanýn, istihdam saðlayýn, katma deðer üretin. Bakanlýk olarak tüm imkanlarýmýzla sizi desteklemeyi sürdüreceðiz." diye konuþtu.
Türkiye'nin Otomobili Giriþim Grubu'nun (TOGG) sadece otomotiv üretme projesi olarak görmediklerini vurgulayan Varank, "Türkiye, otomotiv endüstrisinde gerçekten güçlü bir ülke, 30 milyar dolara yakýn ihracat yapabilen bir ülke. Ama endüstrinin dönüþümünü de yakalamamýz, tedarikçilerimizin üreticilerimizin bu dönüþüme ayak uydurmasý gerekiyordu. Bununla endüstriyi dönüþtüren bir projeyi baþlattýk." deðerlendirmesinde bulundu.
Varank, fiyatlama, fahiþ fiyat ve stokçuluk konularýna da deðinerek, dürüst, düzgün iþini doðru yapan tüccarlarla hiçbir problemlerinin olmadýðýna iþaret etti.
Birtakým kiþilerin amaçlarýnýn maksimum kar etmek olduðunu belirten Varank, "Biz, bunu salgýn döneminde yaþadýk. Salgýn döneminde fiyatlarda hiçbir oynaklýk yoktu, ham maddede sýkýntý yoktu ama biz Türkiye'de 2 dolarlýk kumaþlarýn 40 dolara satýldýðýný gördük. Girdiden mi kaynaklanýyordu? Hayýr. Fiyatlardaki oynaklýktan mý kaynaklanýyordu? Hayýr. Kurdan mý kaynaklanýyordu? Peki bunun fiyatý nasýl 40 dolara çýktý? Biz, 2 dolarlýk ürünü 40 dolara satarak fýrsatçýlýk yapmak isteyenlerle çalýþmak istemiyoruz." ifadelerini kullandý.
ATO Baþkaný Gürsel Baran da sanayinin, büyümenin öncü gücü olduðunu anlatarak, ürettiði ürünleri dünyanýn dört bir yanýna satan reel sektörün, ihracatta tüm zamanlarýn en baþarýlý dönemini Türkiye'ye yaþattýðýný dile getirdi.
Savunma sanayinde dýþa baðýmlýlýk oranýnýn yüzde 80'lerden yüzde 20'lere gerilediðini vurgulayan Baran, geçen ay 221 milyar dolarlýk ihracat rakamýný yakaladýklarýný aktardý.
Dünyada yeþil dönüþüm çalýþmalarýnýn yoðunlaþtýðý bu süreçte, yerli elektrikli otomobille dünya pazarýna girme hazýrlýðýný çok kýymetli bulduklarýný belirten Baran, Türkiye'nin otomobilinin, küresel ölçekte rekabet edecek bir marka olmasýnýn yaný sýra yerli ve milli üretim gücünü göstermesi açýsýndan da önemli olduðunu söyledi.
Emtia fiyatlarýndaki yükseliþ ve ham madde teminindeki sorunlarýn iþ dünyasý gündemini meþgul ettiðini vurgulayan Baran, þunlarý kaydetti:
"Ýþ dünyasý olarak çalýþan, üreten, ticaret yapan, ihracat yapan kesim olarak ülkemizden en büyük beklentimiz, istikrar. Ticaretimizi yaparken önümüzü görmek istiyoruz. Bu süreçte, yükselen ham madde fiyatlarýnýn ve üretim maliyetlerinin perakende ticarete yansýmasý fahiþ fiyat ve stokçuluk konularýný gündeme taþýdý. Üyelerimiz, üretim ve tedarik zincirindeki fiyat artýþlarý hesaba katýlmadan, sadece yüksek kar elde etmek için fiyat artýþý yapýyor görüntüsünden ve stokçuluk konusundan son derece rahatsýzýz. Fiyatlama, üretimden baþlayan, daðýtýma ve satýþa varan aþamalardan oluþuyor. Bu zincirin görünmeyip sadece tacirlerin suçlanmasý doðru deðildir."