Bölgede dengeleri deðiþtirecek dev proje! Türkiye 20 milyar dolarý aþan rotada yerini aldý
ABONE OL
Uzmaný, Kalkýnma Yolu Projesi hakkýnda Kuveyt ve Suudi Arabistan'ýn mutabakata neden katýlmadýðýný, projenin Körfez'e neler katacaðýný ve katýlmayan ülkelerin Ýsrail'e raðmen IMEC Projesi ile yola devam edip etmeyeceðini deðerlendirdi.

TÜRKÝYE 20 MÝLYARI AÞAN ROTADA YERÝNÝ ALDI

Amasya Üniversitesi Dr. Öðretim Üyesi Yusuf Bahadýr Keskin, Türkiye, Irak, Katar ve Birleþik Arap Emirlikleri (BAE) arasýnda imzalanan "Kalkýnma Yolu" mutabakat zaptýný ve Kalkýnma Yolu Projesi'nin Körfez'e etkilerini deðerlendirdi.

***

Soru: Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasýnda "Kalkýnma Yolu" mutabakatý imzalandý. Kuveyt ve Suudi Arabistan bu mutabakat zaptýna katýlmadý. Bu ülkeler Kalkýnma Yolu Projesi'ne neden katýlmýyor?

Keskin: Esasýnda bu ülkelerin Kalkýnma Yolu'na "katýlmadýðýný" söylemek için erken. Uzun vadeli bir plandan bahsediyoruz ve bazý bölge ülkeleri projeye temkinli yaklaþmayý tercih ediyor. Ýlerleyen aþamalarda yeni geliþmeleri ve yeni ortaklarýn katýlýmýný görebiliriz.

Suudi Arabistan projeye katýlma niyetini beyan eden ilk ülkelerden biriydi. Suudi Arabistan'ýn projeye finansman saðlamasý, altyapý yatýrýmlarý yapmasý ve ülkenin kuzeybatýsýndaki Arar Sýnýr Kapýsý'ný aktif hale getirmesi konularý gündeme gelmiþti. Buna raðmen Riyad yönetimi Türkiye, Avrupa ve Orta Koridor'a baðlantý saðlayabileceði bu projenin mutabakat zaptýna katýlmadý. Riyad yönetiminin, Kalkýnma Yolu'nun Irak pazarýnda zaten kendisini hissettiren Türk ihracatçýlarýnýn etkisini daha da artýrmasýndan kaygýlandýðý söylenebilir. Suudi kanadý bunu sýfýr toplamlý bir denklem olarak görüyor. Oysa Türkiye'nin Irak'taki etkisi, Ýran'ýn dengelenmesinde Körfez adýna avantaj saðlayacaktýr. Ayrýca Kalkýnma Yolu faaliyete geçtiðinde, Irak'taki Körfez yatýrýmlarýnýn da önünü açacaktýr. Nitekim Türkiye, bu projeyi Irak'taki etkinliðini kendi çýkarlarýný maksimize etme baðlamýnda sýfýr toplamlý bir denklem üzerinden okumuyor. Aksine Türkiye, Kalkýnma Yolu'na Irak'taki istikrarýn bölgesel ekonomik entegrasyona, dolayýsýyla kazan-kazan mantýðýyla bütün aktörlere fayda getirecek bir proje olarak bakýyor.

Þu aþamada Suudi Arabistan'ýn masasýnda kendisine ait mega projeler ve Hindistan-Orta Doðu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) gibi alternatif projeler mevcut. Riyad'daki karar alýcýlar öncelikle kendi mega projeleri ve IMEC'e odaklanacak fakat Kalkýnma Yolu'nu da dikkatle takip edecekler. Zira, BAE ve Katar gibi bölgesel rakiplerin dahil olacaðý bir projenin dýþýnda kalmak istemeyeceklerdir.

Kuveyt cephesindeyse durum biraz daha farklý. Öncelikle Irak'la 1990'daki iþgalden günümüze uzanan, tam manasýyla çözülememiþ tarihsel bir husumet ve bazý anlaþmazlýklarý var. Fav Limaný'nýn kullanýlmasýnda Kuveyt'in Bubiyan Adasý'nýn konumu, komþular arasýndaki iletiþim kanallarýnýn her daim açýk kalmasýný gerekli kýlýyor. Ayrýca Fav Limaný, Kuveyt'in büyük yatýrým yaptýðý ve inþasý devam eden Mübarek Limaný için çok ciddi bir rakip olacak. Gerek Mübarek Limaný'nýn uzun zamandýr tamamlanamamasý gerekse Kalkýnma Yolu'nun dýþýnda kalýnmasý Kuveyt'te eleþtirilere yol açýyor. Ulusal Meclis içerisinden vekiller, hükümeti "büyük projeleri ve bölgesel iliþkileri yönetememekle" suçluyor. Dolayýsýyla projede somut adýmlarýn atýlmasý, Kuveyt'in yol haritasýnda bazý deðiþiklikleri beraberinde getirebilir.

Türkiye ile Irak arasýndaki yakýnlaþma ve Türk diplomasisinin Ali es-Sistani gibi isimlerle oluþturacaðý saðlýklý diyalog kanallarý Körfez için güven ortamýný tesis edebilir. Sistani'nin Körfez'de ciddi yatýrýmý olan þirketleri kontrol ettiði ve Irak-Körfez arasýnda toplumsal açýdan etkin bir isim olduðu da hesaba katýldýðýnda, Türkiye'nin diplomatik anlamda kapsayýcý bir siyaset üretmesi Irak'ýn Ýran radarýndan kopmasýna ve Körfez'in Þii tehdidini yönetmesine vesile olabilir. Ayný zamanda, bu durum Orta Doðu'daki gerilimlerin yumuþamasýna, diyalog kanallarýnýn geliþmesine ve iþbirliði zemininin güçlenmesine fýrsat doðurabilir. Bu tarz adýmlar Irak ile Körfez arasýndaki yakýnlaþmanýn önünü açabilir ve Suudi Arabistan ile Kuveyt gibi aktörlerin tutumlarýnda deðiþiklikler görülebilir. BAE-Ýran, Suudi Arabistan-Ýran normalleþmelerinin de kýsa süre önce tatbik edildiði de hesaba katýldýðýnda, Türkiye'nin aktif ve yapýcý bir siyaset ürettiði sürece Irak'ýn da bölgesel bir aktör olmasý ve bölgesel iþbirliðine katký üretmesi beklenebilir.

Soru: Kalkýnma Yolu Körfez'e neler katabilir?

Keskin: Körfez monarþileri son dönemde hidrokarbon ihracatýna baðýmlý geleneksel ekonomi modelini dönüþtürme ve gelirlerini çeþitlendirmeye odaklandýlar. Körfez ülkeleri tarafýndan teknoloji, finans, spor ve turizm gibi muhtelif sektörlerde mega yatýrýmlar gerçekleþtiriliyor. Gerek geleneksel yapý gerekse yeni ekonomi modeli için alternatif ulaþtýrma rotalarý büyük deðer taþýyor.

Basra Körfezi'ni Avrupa'ya baðlayan en kýsa ve en ucuz güzergah niteliðindeki Irak hattý, küresel ticaret için yýllardýr "çýkmaz bir sokak". Bu tür mega projelerin sonuca ulaþmasý, ekonomik kalkýnmayý ve bölgesel entegrasyonu hýzlandýrarak Irak'ýn yarým asýrdýr maruz kaldýðý yapýsal istikrarsýzlýktan kurtulmasý için bir fýrsat olabilir.

Eski Irak Baþbakaný Nuri el-Maliki yönetiminin mezhepçi politikalarýyla artan Ýran etkisinin kýrýlabilmesi için de bu ekonomik kurtuluþ hamlesi önem taþýyor. Baþbakan Muhammed Þiya es-Sudani yönetiminin harekete geçirdiði bu vizyon projesi sadece Irak için deðil, bölge ve küresel ticaret için de fayda yaratacak. Kalkýnma Yolu faaliyete geçtiðinde lojistik maliyetlerin yüzde 40 düþeceði hesaplanýyor. Katar ve BAE, projedeki potansiyelin farkýna vararak mutabakat zaptýna katýlým saðladý.

Kalkýnma Yolu ile Körfez Ýþbirliði Konseyi (KÝK) ülkelerini birbirine baðlayacak 2 bin 117 kilometrelik KÝK Demir Yolu Projesi'nin entegrasyonu, Akdeniz'le Hint Okyanusu'nun baðlanmasý anlamýna geliyor. Doha yönetimi, Türkiye ve Avrupa ile doðrudan kurulacak lojistik baðlantýya verdiði deðeri, projenin altyapý faaliyetleri için sunduðu yaklaþýk 10 milyar dolarlýk taahhütle gösterdi.

BAE için de benzer durum söz konusu. Yatýrým Bakaný Mohamed Hassan Al Suwaidi'nin Ýstanbul ziyaretinin ardýndan BAE'nin projeye gösterdiði alaka bir kez daha ifade edildi. Ayný zamanda BAE menþeli 40'tan fazla ülkede varlýk gösteren AD Ports Group gibi þirketlerin, projenin inþa ve iþletme süreçlerine aktif katýlýmlarý söz konusu görünüyor.

Soru: Kalkýnma Yolu'na katýlmayan ülkeler Ýsrail'e raðmen IMEC Projesi ile yola devam edecekler mi? Körfez için hangi projeyle ilerlemek daha mantýklý görünüyor?

Keskin: Arap Yarýmadasý ile Avrupa ticaretinde deniz yolu veya hava yolu mecburi tercih olarak karþýmýza çýkýyor. Deniz yolu rotalarýnda yaþanan aksamalar ise büyük ticari riskler doðurabiliyor. Dolayýsýyla bölge ülkeleri için demir yolu ve kara yolu alternatiften ziyade, stratejik bir zorunluluk. Bu sebeple her iki proje de bölge adýna çok deðerli. Ancak, Körfez ülkelerinin dahli Kalkýnma Yolu'na güç katacak ama BAE ve Suudi Arabistan olmadan IMEC hayata geçemez. Ayrýca IMEC Projesi'ni, Ýran'ýn pasifize edilmesi, Suudi Arabistan'ýn Çin'den uzaklaþtýrmasý ve bölge ülkelerinin Ýsrail'le yakýnlaþtýrýlmasý giriþimlerinin parçasý olarak okuyabiliriz.

Þu bir gerçek ki, Kalkýnma Yolu'nun baþarýsý, IMEC'i sekteye uðratabilir. Jeopolitik boyutuyla Kalkýnma Yolu Projesi, Mýsýr, Ýsrail, Ürdün ve Suriye'nin etkisini azaltabilir. Fakat özünde söz konusu 2 proje birbirlerine engel deðil. IMEC'in bir parçasý olan BAE, Kalkýnma Yolu'na da katýlmak istiyor. Aslýnda Abu Dabi yönetiminin rasyonel olan her projenin içinde görebiliriz.

IMEC'in Arap Yarýmadasý'ný katederken demir yolu ve deniz yolu modlarý arasýnda aktarmalar içermesi, projenin ticari uygulanabilirliðini sorgulamaya açýyor. Kalkýnma Yolu ise Basra Körfezi'nden Avrupa'ya uzanan bir kara ve demir yolu anlamýna geliyor ve en uygulanabilir rota konumunda. Kalkýnma Yolu, Avrupa ile ulaþýmý Hayfa Limaný ya da Süveyþ Kanalý'na baðýmlýlýktan kurtarýp Arap Yarýmadasý'na eþsiz bir alternatif sunabilir. Üstelik bunu daha ucuz ve daha güvenli bir þekilde temin edebilecek olmasý projeyi bir adým öne geçiriyor.