Azerbaycan'ýn baþkenti Bakü'de 11 Kasým'da baþlayan COP29, 22 Kasým'daki kapanýþ oturumunda müzakerelerin uzamasý üzerine dün gecikmeli sona erdi. Bakü Olimpiyat Stadyumu'nun içinde ve çevresinde kurulan geçici alanlarda gerçekleþtirilen konferansa 196 ülkeden 76 bin kiþi katýldý.
Ýklim finansmanýna odaklanýlan COP29'da geliþmekte olan ülkelere saðlanan yýllýk 100 milyar dolarlýk bir önceki finansman tutarýnýn 2035'e kadar yýllýk 300 milyar dolara çýkarýlmasý kararlaþtýrýldý. Kamu ve özel kaynaklardan saðlanacak finansmanýn, 2035'e kadar yýllýk 1,3 trilyon dolara ulaþmasý için tüm aktörlerin iþbirliði içinde çalýþmasýný saðlama noktasýnda anlaþmaya varýldý. COP29'da neredeyse 10 yýldýr süren çalýþmalar ve geçen iki haftalýk süreçteki geliþmeler dahilinde ülkeler, Paris Anlaþmasý kapsamýnda karbon piyasalarýnýn nasýl iþleyeceðine dair son adýmlarý atarak anlaþmaya vardý ve ülke bazýnda ticaretin ve karbon kredisi mekanizmasýnýn tamamen iþlevsel hale gelmesi saðlandý.
COP29 sürecini ve alýnan kararlarý AA muhabirine deðerlendiren Boðaziçi Üniversitesi Ýklim Deðiþikliði ve Politikalarý Uygulama ve Araþtýrma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, konferansýn finans baþlýðý altýnda ele alýnan konular çerçevesinde tamamlandýðýný söyledi.
- "AB VE BATILI ÜLKELER AÐIR BASTI"
Kurnaz, daha önce geliþmekte olan ülkelere verilmesi planlanan yýllýk 100 milyar dolarlýk finansmanýn finans kavgasýna dönüþtüðünü dile getirdi.
"Geliþmekte olan ülkeler, yýlda 1,3 trilyon dolarýn lazým olduðunu söylüyor. Bu rakam, BM'nin belirlediði baðýmsýz bir ekonomist grubu tarafýndan tespit edildi." diyen Kurnaz, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Onlar, kendi baþlarýna bu 1,3 trilyon dolar lafýný uydurmuyorlar. Dolayýsýyla arada korkunç bir fark var. Geliþmiþ ülkeler, '1992'de biz bu anlaþmayý yaparken Körfez ülkeleri aradan kaçmýþlar, sonra Çin de artýk çok geliþti, dolayýsýyla bu finansa Körfez ülkeleriyle Çin'in de katký saðlamasý gerekiyor.' diyor ancak diðer ülkeler, 'Hayýr, anlaþma anlaþmadýr. Biz neye anlaþtýysak o.' diyerek kendisini savunuyor. Bu noktada biraz AB ve Batýlý ülkeler aðýr bastý yani 300 milyarlýk dolarlýk destek 2026'dan baþlayarak 2035'e kadar kademeli artacak gibi bir þey çýktý ki bu da iklim finansmaný için tamamen yeterli deðil."
Bir diðer tartýþmanýn, Çin'in AB tarafýndan getirilen Avrupa Yeþil Mutabakatý'nýn COP29'da konuþulmasý talebinin gündeme alýnmamasýyla yaþandýðýný ifade eden Kurnaz, ayrýca geçen yýl Dubai'de fosil yakýtlardan uzaklaþýlmasý noktasýnda alýnan karar sonrasý, Bakü'de fosil yakýt kelimesinin bile geçmediði bir anlaþmanýn ortaya çýktýðýný söyledi.
Geliþmiþ ülkelerin geliþmekte olan ülkelerden karbon satýn almasýnýn önünün kurallar konularak açýldýðý bilgisini veren Kurnaz, þöyle konuþtu:
"Aþaðý yukarý AB finansal olarak ne istiyorsa onlarýn çýktýðý bir toplantý oldu çünkü AB'nin bu toplantýda korkunç bir aðýrlýðý vardý ve geri kalanlar AB kadar toplantýnýn bilincinde ve peþinde deðillerdi, dolayýsýyla AB de Azerbaycan'a yakýnlýðýný kullanarak bastýrdý ve istediklerini aldý. Bu çýktýlarý iki taraftan deðerlendirmekte fayda var. Türkiye açýsýndan bakacak olursak bizi çok fazla ilgilendiren bir çýktýsý yok açýkçasý ama dünya açýsýndan düþünecek olursak öyle bir COP ki burada fosil yakýt, karbondioksit azaltýmý doðru dürüst konuþulmadý. Tek konuþulan þey paraydý ki o para da gerekli seviyenin çok altýnda konuþuldu. Türkiye olarak gittik, gördük, nasýl yapacaðýmýz konusunda bir fikir sahibi olduk. COP31'i alabilir miyiz? Emin deðilim yani burada bir sürprizle karþýlaþmadýk. Beklentilerimizde olduðu gibi bu da havanda su dövülen bir COP oldu. Zaten bir þey bekliyor muyduk? Hayýr. Bir þey çýktý mý? Hayýr."
COP29'a katýlýmýn düþük olduðunu, bunun ortaya konulabilecek iklim çözümleri konusunda boþluk oluþturduðuna dikkati çeken Kurnaz, organizasyonun iyi yapýldýðý ancak konferans içeriðinin beklentiler doðrultusunda baþarýsýz kaldýðý görüþünü paylaþtý.
- ÜLKELER, FÝNANSAL ÇIKTILARDAN MEMNUN DEÐÝL
Boðaziçi Üniversitesi Ýklim Deðiþikliði ve Politikalarý Uygulama ve Araþtýrma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeþ de aþýrý hava olaylarýndan en fazla etkilenen az geliþmiþ ülkelerin, iklim finansmanýný yetersiz ve geç gelen bir karar þeklinde yorumladýðýný ve COP29'da küresel uyum fonunun hayata geçirilemediðini söyledi.
Kayýp ve Zarar Fonu ile ilgili kesin uzlaþmaya varýlmadýðýný anlatan Türkeþ, þu deðerlendirmelerde bulundu:
"Kayýp ve Zarar Fonu altýndaki finans projeleri 2025'te baþlayacak. Ayný zamanda 2025, Paris Anlaþmasý'nýn ikinci yükümlülüklerinin ikinci gözden geçirilmesi yani seneye ertelenmiþ oldu. Kaynaklara göre bugüne kadar toplam finans desteði 730 milyon dolara çýkmýþ. Bu da özellikle geliþmekte olan ve az geliþmiþ ülkeler tarafýndan yeterli bulunmuyor. Hiçbiri konusunda bir memnuniyet yok. COP29, biraz para odaklý oldu çünkü Paris Anlaþmasý aðýrlýklý gönüllü yükümlülüklere dayalý bir küresel anlaþma olduðu için tüm ülkelerin desteði bekleniyor. Ýklim deðiþikliði mücadelesi, uyum, etkiler konusunda finansmana aðýrlýk verildi ama asýl olarak Paris Anlaþmasý'nýn baþarýlý olmasý için gerekli iklim deðiþikliði mücadelesinde özellikle sera gazý salýmlarýnýn azaltýlmasý, yenilenebilir enerji, yeþil dönüþüme geçme, kömür ve fosil yakýtlardan uzaklaþma konusunda yeni bir ilerleme saðlanamadý."
Geliþmiþ ülkelerin hem finansman hem de iklim deðiþikliðiyle mücadelede yeterli samimiyeti ortaya koymadýðýna, yükümlülük alma noktasýnda tereddüt ettiðine dikkati çeken Türkeþ, COP29'da alýnan kararlarýn iklim kriziyle mücadeleyi hýzlandýracak boyutta olmadýðý yorumunu yaptý.
Ýklim finansmanýnýn hýzlý þekilde hayata geçirilmesi gerektiðinin altýný çizen Türkeþ, þunlarý dile getirdi:
"2030'a 6 yýl kaldý. Paris Anlaþmasý'nýn 2030'a kadar karbondioksit salýmlarýný en az yüzde 45 azaltým hedefi ancak yüzde 3 düzeyinde baþarýlmýþ durumda ve 1,5 santigrat derece küresel ýsýnma eþiði aþýlmak üzere ki zaten son 2 yýldýr çeþitli mevsimlerde, aylarda sanayi dönemine göre bu aþýldý. Büyük olasýlýkla aralýkta inanýlmaz soðuk bir dünya yaþanmazsa 2024, tarihsel kayýtlardaki Sanayi Dönemi'ne göre hem en sýcak yýl hem 1,5 santigrat derece eþiðinin mutlak aþýldýðý bir yýl olacak. Emisyon ticareti ve onun hayata geçtiði karbon piyasasý ya da karbon pazarlarý, bu sistemi kýsmen ayakta tutabilmenin kapitalist finans düzeneklerinin bir parçasý ki benzerleri Kyoto Protokolü'nde de vardý fakat biz buna 'sýcak hava' diyoruz. Bu, küresel sera gazý salýmlarýnda doðrudan bir azaltýma yol açmýyor. Dolayýsýyla bunun doðrudan iklim deðiþikliði mücadelesine net bir katkýsý yok."
- "2030'A KADAR 3 ÝLA 3,5 TRÝLYON DOLARLIK HARCAMA YAPILMASI GEREKÝYOR"
Ýstanbul Bilgi Üniversitesi Ýþletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Öðretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoðlu, COP29'un önceki konferanslarda olduðu gibi dünyanýn ve geliþmekte olan ülkelerin ihtiyacýna göre çok daha düþük rakamlarda kalan bir noktada sona erdiði deðerlendirmesinde bulundu.
Bilimsel çalýþmalara göre dünyanýn 2030'a kadar 3 ila 3,5 trilyon dolarlýk harcama yapmasý gerektiðine, geliþmekte olan ülkelere verilmesi planlanan 300 milyar dolar ve 2035 sonrasý rakamýn, ihtiyaç duyulan finansmanýn çok altýnda kaldýðýna iþaret eden Aslanoðlu, "Dünyanýn askeri harcamalara yaklaþýk yýlda 3 trilyon dolar harcadýðý bir ortamda iklim için bu kaynaðýn bulunamamasý çok üzücü. Dünyanýn geleceði söz konusu. O yüzden genel anlamda baþarýsýz sonuçlandýðý kanaatindeyim." görüþünü paylaþtý.
Bazý katýlýmcýlarýn toplantýyý terk etmelerini ve böylesine önemli bir konuda hala çok tartýþmalý bir noktada bulunulmasýný son derece sýkýntýlý bir durum olarak nitelendiren Aslanoðlu, iklim finansmanýnýn ülkelerin hem yeni yeþil dönüþüme hazýrlanmasý hem de ortaya çýkan zararlarýn telafisi için çok acil ihtiyaçlar olduðunu vurguladý.
Karbon piyasasýyla ilgili geliþmelerin hýzlý ilerleyebileceðini ancak bu çalýþmalarýn asýl sorunu gidermekten ziyade mevcut gidiþatýn hýzýný yavaþlatmaya yönelik bir çaba gibi göründüðünü kaydeden Aslanoðlu, "Dünyanýn enerji üretim biçiminde ve fosil yakýtlarýn ortadan kaldýrýlmasýnda çok güçlü adýmlar atýlmasý gerekirken bu adýmlarýn atýlmasýnda yaþanan zaman kaybý, fosil yakýt üretimi yapan ülkelerin avantajýný korumaya devam etmelerine olanak saðlayacak þekilde sürebilir." dedi.