Azerbaycan'ýn ev sahipliði yaptýðý Birleþmiþ Milletler (BM) Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi 29. Taraflar Konferansý (COP29) kapsamýnda Bakü'de bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Alparslan Bayraktar, AA muhabirine deðerlendirmelerde bulundu.
Bayraktar, Türkiye'nin küresel iklim deðiþikliðiyle ilgili belirli alanlara yoðunlaþtýðýný kaydederek, "Bunlarýn en baþýnda yenilenebilir enerji geliyor. Ülkemizin çok büyük potansiyeli olduðu bu alanda kýsa bir zaman önce 2035 için çok iddialý bir program açýkladýk." dedi.
Ýklim deðiþikliðiyle mücadelede iþbirliðinin önemine deðinen Bayraktar, "Ýklim deðiþikliði uzun soluklu bir mücadeleyi ve kolektif bir çabayý gerektiriyor. Sadece Türkiye'nin çabasýyla bunun olmasýna imkan yok. Ülkelerin kendi potansiyelleri ve bu alanda yapacaðý katkýlar önemli." ifadelerini kullandý.
Bakan Bayraktar, þöyle devam etti:
"Biz ülke olarak son 14-15 yýlda, özellikle güneþ ve rüzgarda 30 bin megavatý aþan bir kurulu güce sahip olduk. Neredeyse sýfýrdan bu noktaya geldik. Bu 30 bini þimdi 2035 için 120 bin megavata çýkarmak gibi çok büyük, iddialý bir programa baþlýyoruz. Geçtiðimiz 14-15 yýlda yýllýk yaklaþýk 2 bin 500-2 bin 700 megavat yeni kapasite oluþtururken, þimdi bunu 3 katýna çýkarýp her yýl 7 bin 500-8 bin megavatlýk bir kurulu gücü rüzgarda ve güneþte devreye almamýz lazým. AK Parti iktidarlarýnýn ilk dönemine baktýðýnýzda, hidrolik santrallerde çok büyük bir geliþme, 12 bin megavattan 32 bin megavata gelen bir geliþme oldu. Dolayýsýyla yenilenebilir enerjinin, jeotermal, biyokütle, biyogaz dahil bütün bu alanlarda, deniz üstü rüzgarý da dahil etmek suretiyle çok yoðun bir döneme, yeni bir yatýrým dönemine giriyoruz."
Bu kapsamda destekleyici reformlarýn da hayata geçirilmesi gerektiðini aktaran Bayraktar, "Özellikle izin süreçlerini kolaylaþtýran, dolayýsýyla yatýrýmlarý biraz daha cazip hale getiren, Meclis'imizin gündemine getirmeyi düþündüðümüz bir çalýþmayý da hazýrlýyoruz. Bunu da yaptýðýmýz takdirde finansmanla birleþtirip bu 7-8 bin megavat yýllýk hedeflere ulaþabileceðimize inanýyorum. Ülkemizin gücü buna yeterli." diye konuþtu.
Bayraktar, bu hedef doðrultusunda, ilk etapta yýllýk 2 bin megavat olarak açýklanan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanlarý (YEKA) ihalelerinin de ocakta baþlayacaðýný anýmsatarak, "Ben çok ciddi bir ilginin olacaðýna inanýyorum." ifadesini kullandý.
- ENERJÝ VERÝMLÝLÝÐÝNDE ÖNEMLÝ POTANSÝYEL
Enerji verimliliði alanýndaki hedeflere de deðinen Bayraktar, "Enerji verimliliðinde, ekonomimizin bütün alanlarýnda, tarýmdan ulaþtýrmaya, binalardan sanayiye, enerjiye kadar birçok alanda enerji verimliliðinde ciddi potansiyelimiz var. 2017-2023 döneminde, Ulusal Enerji Verimliliði Eylem Planý olarak açýkladýðýmýz programda yaklaþýk yüzde 14'lük bir iyileþme saðladýk birincil enerji tüketiminde. 2024-2030 hedefini bu yýl baþýnda açýklamýþtýk. Orada da yüzde 16'lýk bir hedefimiz var. Yaklaþýk 20 milyar dolar bu alana yatýrým yapmamýz lazým. Dolayýsýyla orada çok büyük bir potansiyel var." deðerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, Türkiye'nin nükleer enerjiyi de enerji sepetine dahil etmesi gerektiðini vurgulayarak, þunlarý söyledi:
"Geçtiðimiz yýl Dubai'de, COP28'de, geliþmiþ birçok ülke bir deklarasyon yayýnladý. Dediler ki, 'Ýklim deðiþikliðiyle mücadele edeceksek bugünkü nükleer gücü 3 katýna çýkarmamýz lazým 2050'ye kadar.' Türkiye de aslýnda bu yolda ilerliyor. Diyoruz ki 2050'de bizim 20 bin megavatlýk nükleer kurulu güce sahip olmamýz lazým. Akkuyu'da 4 nükleer reaktörün yapýmý devam ediyor. Sinop, Trakya bunlarý takip edecek. Küçük modüler reaktörlerde de ciddi potansiyel var. Türkiye yenilenebilir kapasitesini maksimum düzeyde ekonomisine kazandýrarak, enerji verimliliðini en üst düzeyde ekonomisinin bütün alanlarýnda iyileþtirerek ve nükleeri de iþin içine katmak suretiyle ana omurgasýný bunun üzerine kurduðu bir iklim deðiþikliðiyle mücadele programýný izliyor."
Söz konusu çalýþmalar için güçlü bir iletim ve daðýtým þebekesi ihtiyacýný da vurgulayan Bayraktar, "Yenilenebilir enerji hedefini açýklarken, yaklaþýk 30 milyar dolara yakýn, iletim þebekesinde yapacaðýmýz iyileþtirme, bölgemizdeki ülkelerle, komþu ülkelerimizle kuracaðýmýz ihracat ve ithalat baðlantýlarýndan da ayný zamanda bahsettik. Dolayýsýyla böyle bir güçlü altyapýyý da mutlaka beraberinde katmamýz lazým." dedi.
- ÝKLÝM DEÐÝÞÝKLÝÐÝYLE MÜCADELEDE KÜRESEL ÖLÇEKTE AÞILMASI GEREKEN ZORLUKLAR
Bayraktar, hidrojen, depolama, karbon yakalama gibi yeni teknolojilerin de dahil edildiðini belirterek, "Ama bütün bunlar için dünya olarak yapýlmasý gereken þeyler de var. Bunlarýn baþýnda kararlý ve uyumlu, istikrarlý politikalar olmasý lazým. COP30'da neler konuþacaðýmýzý çok merak ediyorum. Biliyorsunuz, ABD'de baþkanlýkta deðiþiklik söz konusu. Dolayýsýyla onun getireceði bu politikalara etkiler nasýl olacak? ABD tekrar Paris Anlaþmasý'ndan çýkacak mý? Bu iniþli çýkýþlý politikalarýn verdiði mesaj piyasaya, finansman tarafýna çok önemli. Dolayýsýyla birinci tarafta böyle bir risk var." ifadelerini kullandý.
Böylesine iddialý yenilenebilir enerji hedefi için ekipman ihtiyacýnýn önemine de deðinen Bayraktar, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Ekipman tarafýna baktýðýnýzda oralarda belirli sýkýþmalar ve sýkýntýlar olduðunu görüyoruz. Bugün dünyada panel dediðiniz zaman tek bir ülke akla gelebiliyor. Dolayýsýyla burada bu iþin tedarik zincirini nasýl yöneteceðiz? Daha geriye giderseniz kritik madenler, bizim Eskiþehir Beylikova'da büyük bir rezerv olarak açýkladýðýmýz nadir toprak elementleri, yani bu iþin daha baþýna gittiðinizde hammadde tarafýnda, piyasanýn geliþmesi, büyümesi, üretimi, fiyatlara etkisi, bunlar aslýnda bütün bu bahsettiðimiz hedefleri gerçekleþtirmek için küresel ölçekte aþýlmasý gereken zorluklar. Eðer dünya olarak bu konuda ciddiysek, iklim deðiþikliðiyle mücadele edeceksek bu alanlarda da benzer kolektif bir basireti gösterip aksiyon almamýz gerekecek."
- ÝKLÝM DEÐÝÞÝKLÝÐÝYLE MÜCADELEDE FÝNANSMANIN ÖNEMÝ
Bayraktar, COP29'un baþlýca konularýndan biri olan finansman konusuna iliþkin de þunlarý kaydetti:
"Dünyada baþlayan bir korumacý eðilim var. Bu noktadan baktýðýnýzda burada çok iyimser olduðumu söyleyemeyeceðim. Ama finans olmadan bu konuþtuðumuz hedeflerin hiçbirinin gerçekleþmesi mümkün deðil. Çok ciddi bir siyasi irade ve kararlýlýk gerekiyor. Bunun yanýnda çok ciddi bir teknik altyapýya ihtiyaç var. Bir üçüncü ayak yani olmazsa olmaz ayaðý bu iþin finansmaný. Burada da uluslararasý finansal kuruluþlara, Dünya Bankasý, Uluslararasý Finans Kurumu (IFC), Avrupa'daki finansal kuruluþlara, ticari finansal kuruluþlara bu anlamda büyük görev düþüyor. Onlarýn da normal bir düþünce tarzýyla deðil daha farklý, yapýcý, pragmatik, yaratýcý bir yaklaþýma, kreatif bir yaklaþýma gelmeleri lazým ki bütün bunlarý baþarabilelim. Þu anda bütün dünyada enflasyonist bir ortamýn olduðunu, faizlerin yüksek olduðu bir ortamda olduðumuzu düþünürsek bunun da getirdiði sistemin üzerinde etkiler ve engeller var. Ümit ediyorum, bu toplantý bu mücadelenin küresel ölçekteki gayretlerini artýrmak için var ve bu anlamda olumlu katkýlar olur. Biz ülke olarak, hem arz güvenliðimizi saðlamak hem küresel ýsýnma ile mücadelede Türkiye olarak katký saðlamak için bütün bu alanlarda kararlýlýkla yürümeye devam edeceðiz."