Japonya'nýn Ankara Büyükelçisi Suzuki Kazuhiro, ticaretin yaný sýra üretim üssü olarak da Türkiye'nin stratejik cazibesinin Japonya'da tanýnmasýnýn kendisi için önemli bir konu olduðunu söyledi.
Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'a geçen yýl aralýkta güven mektubunu sunarak Ankara'da görevine baþlayan Suzuki, AA muhabirine Türkiye'ye yönelik izlenimleri ve Türkiye-Japonya iliþkilerini deðerlendirdi.
Fýrsat buldukça Türk tarihi çalýþtýðýný vurgulayan Suzuki, "Türkiye'ye tayin olduðumu öðrendiðim zamandan bugüne kadar uzaktan çalýþma uygulamasý nedeniyle evde çalýþtýðým saatlerde ve hafta sonlarýnda mümkün olduðunca Türkiye tarihini çalýþýyorum. Türkiye'ye geldiðimde ilk hissettiðim þey, Türkiye ve Japonya'nýn birbirine benzeyen modern tarihlerinin her iki ülkenin ulusal karakterine de yansýmýþ olmasýydý." diye konuþtu.
Suzuki, 19. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan bu yana, kendi tarih ve kültürlerine önem vererek "modernleþmeyi nasýl ileri götürecekleri konusunda duyduklarý endiþe bakýmýndan" iki ülke tarihinin benzer olduðunu aktararak, modernleþme konusunda Türkiye'nin Japonya'dan daha kýdemli olduðunu belirtti.
Tarih, kültür ve topluma deðer vererek ayný zamanda modernleþmeyi saðlamanýn kolay olmadýðýnýn altýný çizen Suzuki, "19. yüzyýlýn ortalarýndan bu yana, yaþanan iniþ çýkýþlara raðmen 150 yýlý aþkýn süredir bunu saðlayanlar Türkiye ve Japonya deðil midir? Buraya gelip Türklerle bir arada olmaya baþladýðýmda ailevi, sosyal ve bireysel disiplin farkýndalýðýnýn yüksekliði bakýmýndan kendilerine çok yakýn hissettim ancak bunun bir tesadüf olmadýðý ve arka planýnda iki ülke arasýndaki tarihsel benzerliklerin bulunduðu kanýsýndayým." þeklinde konuþtu.
Ankara'daki yaþamý "rahat" bulduðunu dile getiren Suzuki, "Yeþili bol, sakin kent sokaklarýnýn manzarasýný da gerçekten seviyorum. Yürüyüþ için çok iyi." ifadesini kullandý.
Japonya'nýn Özgür ve Açýk Hint-Pasifik (FOIP) vizyonunun hayata geçirilmesine yönelik faaliyetlerini sürdürdüðünü kaydeden Suzuki, "FOIP vasýtasýyla geniþ bir coðrafyada baðlanabilirliðin tesisi hususunun, Avrupa, Asya ve Afrika'nýn birleþme noktasýnda yer alan Türkiye açýsýndan büyük avantaj saðlayacaðýný düþünüyorum." deðerlendirmesinde bulundu.
Suzuki, "Yeniden Asya" giriþimiyle Türkiye'nin daha fazla somut proje ve benzeri giriþimlere hazýrlandýðýný anladýklarýný belirterek, þöyle devam etti:
"Japonya'nýn sürdürdüðü 'FOIP' giriþimi ile Türkiye'nin 'Yeniden Asya' giriþiminin, kavramsal olarak birbirlerini tamamladýklarýný düþünüyorum. Japonya, coðrafi ve tarihi açýdan bakýldýðýnda, Uzak Doðu, Güney Doðu Asya, Okyanusya ve Pasifik bölgeleriyle derin iliþkilere sahiptir. Ayný þekilde Türkiye de Orta Doðu, Afrika ve Orta Asya bölgeleri ile derin baðlara sahiptir. Yani, Avrasya kýtasýnýn iki ucunda konumlanmýþ olan Japonya ve Türkiye'nin ana etkinlik alanlarý farklýlýk göstermektedir. Sadece bu açýdan ele alýndýðýnda dahi, Japonya ve Türkiye'nin bölgesel giriþimlerinde iþ birliði yapmalarýnýn anlamý açýktýr."
Cumhurbaþkanlýðý Yatýrým Ofisi verilerine göre, Türkiye'nin dört saatlik uçuþla 76 ülkeden ulaþýlabilen, 1,6 milyarlýk bir nüfus ve 24 trilyonluk bir gayri safi yurt içi hasýla pazarýna eriþimi bulunan bir ülke olduðunu aktaran Suzuki, "Ticaretin yaný sýra bir üretim üssü olarak da Türkiye'nin stratejik cazibesinin Japonya'da tanýnmasý benim için önemli bir konudur." dedi.
Suzuki, iki ülke arasýndaki ekonomik iþ birliði anlaþmalarýnýn önemine dikkati çekerek, þunlarý kaydetti:
"Ticari yatýrýmýn artýrýlmasý için iki ülke arasýnda sistemsel açýdan bir teminat oluþturacak Japonya-Türkiye Ekonomik Ýþbirliði Anlaþmasý, vergi indirimi, ticari yatýrým kurallarýnýn þeffaflýðýnýn arttýrýlmasý gibi kolaylýklarla daha da geniþ kapsamlý ve istikrarlý bir iþ ortamý yaratarak her iki ülkeye fayda saðlayacaktýr. En önemlisi ise iki ülke halklarýnýn birbirlerini tanýmasý ve karþýlýklý etkileþimin artmasýyla, Japonya'dan gelen yüksek kaliteli yatýrýmlarýn artarak devam etmesine vesile olacaðýna inanýyorum."
Büyükelçi, Türkiye'ye yönelik artan Japon yatýrýmlarýnýn ise "Evvelden Japonya'dan ihraç edilen ürünlerin, üretim merkezlerinin Japonya'dan Türkiye'ye kaydýrýlmasýyla, artýk Türkiye'den ihraç edilmesi ve bu þekilde Türk ticaretinin geliþimine katký saðlanmasý" anlamýna gelebileceðini söyledi.
Suzuki, "Ekonomik Ýþbirliði Anlaþmasý'nýn avantajlarýnýn Türkiye'de doðru þekilde anlaþýlmasý halinde kýsa sürede mutabakat saðlanacaðýna inanýyorum." ifadesini kullandý.
Ýstanbul'da kurulan Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin ne zaman faaliyete geçeceðine iliþkin soruyu da cevaplandýran Suzuki, Türkiye'den 6 ve Japonya'dan 4 üyeden oluþan Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Konseyinin Aðustos 2019'dan itibaren üniversitenin açýlmasýna yönelik zaman çizelgesi ve öncelikli eðitim öðretim ve araþtýrma alanlarý gibi üniversitenin temel ögeleri hakkýnda özenli bir çalýþma sürdürdüðünü anlattý.
Suzuki, üniversite bünyesinde þimdiye dek alýnan kararlar ve mutabýk kalýnan hususlar konusunda, "Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, eðitim öðretimin yaný sýra temel ilke olarak bir araþtýrma üniversitesi olmayý hedeflediði için araþtýrma yönüne aðýrlýk verecek." dedi.
Büyükelçi, söz konusu üniversitede "enerji, doðal kaynaklar ve çevre, bilgi bilimi ve dijital teknoloji dallarýnda geniþ uygulamalarýn yaný sýra yeni endüstriler yaratmaya yönelik disiplinler arasý yaklaþýmlar, afet risklerinin önlenmesi, doðal afetlerin etkilerinin azaltýlmasý ile þehirler ve toplumlarýn rezilyansý, matematik, fizik ve kimya gibi temel bilim ve uygulamalarý ile yeni endüstriler yaratmaya yönelik disiplinler arasý yaklaþýmlar, yaþamla ilgili temel bilimler, týbbi bakým, saðlýk ve gýda üretimi uygulamalarý için disiplinler arasý yaklaþýmlar ve kültürel çeþitliliði ve gelecekteki dünyayý destekleyecek beþeri ve sosyal bilimler" konularýnýn "öncelikli araþtýrma alanlarý" arasýnda olduðuna iþaret etti.
Üniversitede yapýlacak eðitim öðretim ve araþtýrmanýn iki ülke arasýndaki akademik ve eðitim alanlarýnda gerçekleþen iþ birliklerini daha da ileriye taþýmasýný beklediklerini aktaran Suzuki, "Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin ileriye dönük tasarýlarý arasýnda, Japon dili eðitimiyle ilgili bir merkezin de yer almasý planlandýðý için üniversitenin, bu alanda da farklý ve yeni katkýlar saðlamasýný bekleyebileceðimizi düþünüyorum." diye konuþtu.
Suzuki, Büyük Doðu Japonya Depremi'nde Türkiye'nin afetzedelere "gönül desteði" saðladýðýný, Japon halkýnýn aradan 10 yýl geçmesine raðmen Türkiye'ye derin bir minnet içerisinde olduklarýný vurguladý.
Ýki ülkenin afet risklerinin azaltýlmasý konusundaki iþ birliklerinin somut adýmlarla ilerlediðini vurgulayan Suzuki, "Ýki ülke arasýnda Aralýk 2018'de imzalanan Japonya-Türkiye Afet Önlemleri Ýþbirliðine iliþkin Mutabakat Zaptý'na dayanan bu iþ birliði, pek çok alanda Türkiye ile ortak çalýþmalarýn geliþtirilmesini amaçlamaktadýr." ifadelerini kullandý.
Suzuki, 25 Aralýk 2020'de Japonya Arazi, Altyapý, Ulaþtýrma ve Turizm Bakanlýðý ile Türkiye'nin Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý (AFAD) iþ birliðinde "Afet Risklerinin Azaltýlmasý Türk-Japon Ortak Semineri"nin düzenlendiðini ve iki ülke arasýnda imzalanan Teknik Ýþbirliði Anlaþmasý'nýn yürürlüðe girmesiyle de teknik iþ birliði projeleri ve çeþitli eðitimlerin düzenlenmesinin mümkün olacaðýný söyledi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgýný nedeniyle Türkiye ile Japonya arasýndaki etkileþimin yavaþlamasýnýn üzücü olduðunu kaydeden Suzuki, vatandaþlar arasýndaki etkileþimin artmasýnýn iki ülke arasýndaki ticari yatýrýmlarýn artmasýna katkýda bulunacaðýna dikkati çekti.
Suzuki, iki ülke için turizmin, ekonomik büyümenin önemli bir aracý olduðunu vurgulayarak, "Ülke içi ekonomiye katký açýsýndan bakýldýðýnda, nitelikli ziyaretçilerin deðerinin, yani Türkiye'ye daha çok Japon turistin gelmesinin öneminin anlaþýlacaðýný düþünüyorum. Birçok Japon turist Ýstanbul aktarmalý olarak Avrupa'ya seyahat ediyor, onlarýn Türkiye'yi transit geçmeden nasýl ilgilerinin çekilebileceðini düþünmek gerekiyor." dedi.
Avrupa ve Orta Doðu gibi çok çeþitli bölgelerden turistlerin de Türkiye aktarmalý olarak Japonya'yý da ziyaret etmelerini istediklerini aktaran Suzuki, "Ýngilizcedeki 'Seeing is believing' yani 'görmek inanmaktýr' sözüyle eþ anlamlý bir atasözü Japoncada mevcut. Sanýrým Türkçede de var. Özellikle, karþýlýklý olumlu imaja sahip olunduðundan, birbirimizin ülkelerine yapýlacak ziyaretler ticaretin artmasýna ve iki ülke arasýndaki iliþkilerin gerçekten güçlenmesine yol açacaktýr. Bu benim, koronavirüs sonrasý için hedefimdir." ifadelerini kullandý.