Kira artışlarında yüzde 25 sınırının kaldırılması enflasyona olumsuz etkisi yok
ABONE OL

Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ın, Bankanın İdare Merkezi'nde bu yılın üçüncü Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla düzenlediği bilgilendirme toplantısında bazı sorulara Başkan Yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay yanıt verdi.

Başkan Yardımcısı Hatice Karahan, kira artışlarında yüzde 25 sınırının kaldırılmasının enflasyona etkisine ilişkin soru üzerine, "Üç öncü gösterge takip ediyoruz. Bunlardan birisi kiralık ilanların takip edildiği online platformlardan elde ettiğimiz veriler. Diğeri konut kredisi değerleme raporlarındaki emsal niteliğindeki konut birim fiyatları. Diğeri de perakende ödeme sistemimizden elde ettiğimiz kira ödemeleri verileri. Öncü göstergeler bize kira enflasyonunda düşüş sinyalleri olduğunu gösteriyor. Tüketici fiyat endeksindeki kira enflasyonuna bunların yansıması biraz gecikmeli olabiliyor. O nedenle biz önümüzdeki dönemde kira enflasyonunda düşüş öngörüyoruz. Düzenlemeyle ilgili olarak da bu takip ettiğimiz göstergeler şu anda düzenlemenin kalkması kaynaklı ek bir enflasyonist baskıya işaret etmiyor." ifadelerini kullandı.

Arz ve talep dinamiklerinin önemine dikkati çeken Hatice Karahan, yaz aylarında talepte bir miktar artış olabileceğini söyledi.

Karahan, bunun enflasyonist bir etkisinin olabileceğini ama aynı zamanda arz tarafında da bu tür düzenlemelerin normalleşmesi ve fiyat sınırlamalarının kalkmasıyla birlikte diğer ülkelerde de bunların görülebildiğini anlattı. Kiralık ev arzının artışıyla enflasyonist etkinin azaltılabildiğini vurgulayan Hatice Karahan, "Dolayısıyla önümüzdeki verileri takip ederek buradaki etkiyi daha net görmeyi ümit ediyoruz ama genel gidişat olumlu yönde." diye konuştu.

- AKÇAY'DAN "ENFLASYONDA BEKLENTİ VE HİSSİYAT FARKI" DEĞERLENDİRMESİ

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Osman Cevdet Akçay da Enflasyon Beklenti Anketi'nde katılımcıların beklentilerindeki farklılığa ilişkin soruları yanıtladı.

Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde enflasyon şoku yaşandığını anımsatan Akçay, bu şokun ortak birtakım faktörleri içerdiğini söyledi. Akçay, düşük ve yüksek enflasyona yakalananlar arasında ciddi bir ilişki ortaya çıktığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Ortak noktalar nedir? Birincisi, öngörülemiyor. Fed'in 'Bu geçici' demesi gibi. İkinci ortak nokta, enflasyon zirveye çıktığı zaman beklentiler karamsar bir meyille revize ediliyor. Karamsar bir meyille sürekli revize edilen enflasyon beklentileri var, hem gelişmiş ülkelerde hem gelişmekte olanlarda. Meali şu, bizi hemen sokağın dibinde kötü bir şey bekliyor. Dolayısıyla o hissiyatı beklenti anketlerinde biz de görüyoruz. O anketlere verilen cevaplarda aslında beklenti ve hissiyatın ağırlıklı ortalaması var."

Düşük enflasyonlu ekonomilerde şoka yakalandıktan sonra dezenflasyona girildiğinde beklenti bileşeninin öne çıktığını, hissiyatın geride kalmaya başladığını vurgulayan Akçay, "Yüksek enflasyonda şoka yakalanmış bizim gibi bir yerde tam tersini görüyorsunuz. Hissiyat ağırlığı azalmamakta direniyor, beklenti öne çıkamıyor. Gördüğümüz ayrışmayı aslında biz burada yaşıyoruz." diye konuştu.

- "ORTA NOKTAYI ZORLUYORUZ"

Enflasyon tahmini ve ara hedef ayrıştırmasının iyi yapılması gerektiğine dikkati çeken Akçay, şunları kaydetti:

"Biz nokta atışı yapmıyoruz. Tahminlerimizde şunu kullanıyoruz, orta nokta üzerinden tanımlanmış olan tahmin aralığı üzerinden gidiyoruz. O aralıkta kaldığımız sürece 'Tamamız' diyoruz ama orta noktayı zorluyoruz. Gidemeyebiliriz ama orta noktayı zorlayarak bandın içinde zaten kalıyoruz. Belirsizliğin iki yönlü arttığını gördük. Yani hem yukarı hem aşağı yönlü belirsizlikler olduğu için tahmin aralığımızı daraltmadık. Yoksa, mekanik olarak daralması gerekiyor. Belirsizlik arttığı için bunu yapmadık."