Türkiye ve Libya'nýn Doðu Akdeniz'deki haklarýný koruyan anlaþma olarak dikkati çeken "Deniz Yetki Alanlarýnýn Sýnýrlandýrýlmasý Anlaþmasý" beþinci yýlýný doldurdu.
27 Kasým 2019'da imzalanan anlaþma, iki ülkenin Akdeniz'de belirlenen sýnýrlar içinde doðal kaynaklarda hak talep edebilecekleri anlamýna geliyor.
Dönemin Libya Baþbakaný Fayiz es-Serrac ile Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn görüþmesinin ardýndan Libya'da kalýcý barýþ, istikrar ve güvenliðin saðlanmasýna katkýda bulunmak ve karþýlýklý fayda temelinde mümkün olan tüm alanlarda iliþkiler geliþtirmek amacýyla imzalanan anlaþma, 2020'de Birleþmiþ Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafýndan BM Þartý'nýn 102. maddesi gereðince onaylandý.
Hakkaniyet ilkesi ve uluslararasý hukuk kurallarýna uygun düzenlenen Türkiye-Libya deniz yetki alanlarý anlaþmasý, her iki ülkenin de Doðu Akdeniz'deki hak ve çýkarlarýný korumayý amaçlýyor.
- ANLAÞMA, BM TARAFINDAN ONAYLANMASINA RAÐMEN TEPKÝ ÇEKTÝ
BM'nin onayýna raðmen Mýsýr, Avrupa Birliði (AB), Yunanistan ve Güney Kýbrýs Rum Yönetimi (GKRY) anlaþmaya karþý durdu.
Anlaþmaya tepki göstermek amacýyla Yunanistan, o dönem Libya'nýn Atina Büyükelçisi olan Muhammed el-Menfi'ye mutabakatýn içeriðini sunmasý için ültimatom verdi. El-Menfi, verilen ültimatoma uymayýnca Yunanistan tarafýndan istenmeyen adam ilan edildi.
El-Menfi'nin, Aralýk 2019'da Yunanistan'ý 72 saat içinde terk etmesi istendi ve Libya'ya döndükten yaklaþýk 1,5 yýl sonra Libya Baþkanlýk Konseyi Baþkaný olarak ülke yönetiminin baþýna geldi.
El-Menfi, bu göreve geldikten bir ay sonra ise kendisini istenmeyen adam ilan eden Yunanistan Baþbakaný Kiryakos Miçotakis ile Dýþiþleri Bakaný Nikos Dendias'ý, Trablus'ta kabul etti.
- "TÜRK DIÞ POLÝTÝKASI ÝÇÝN BAÞARILI BÝR ANLAÞMA"
Arel Üniversitesi Uluslararasý Ýliþkiler Bölüm Baþkaný ve Uluslararasý Diplomatlar Birliði Baþkan Yardýmcýsý Prof. Dr. Uður Özgöker, anlaþmanýn imzalanmasýnýn beþinci yýlýnda, AA muhabirine deðerlendirmede bulundu.
Özgöker, 2019'da Türkiye-Libya arasýnda imzalanan anlaþmanýn BM tarafýndan da tanýndýðýný hatýrlattý.
Anlaþmanýn ardýndan Yunanistan'ýn tepki gösterdiðini dile getiren Prof. Dr. Özgöker, "Yunanistan ve Kýbrýs Rum kesimi, ikisi de AB üyesi olmasý hasebiyle Türkiye'yi Doðu Akdeniz'den enerji yollarýndan dýþlamak için çeþitli stratejiler geliþtirdiler." dedi.
Özgöker, Türkiye'nin akýllý politikalar izlediðini vurgulayarak Yunanistan'ýn söz konusu planlarýný boþa çýkardýðýný, Yunanistan'ýn GKRY'nin AB üyeliðini kullanarak "Seville Haritasý" çýkardýðýný kaydetti.
"Sonra Amerika'yý da yanlarýna alarak bir East-Med yani Doðu Akdeniz projesi geliþtirdiler. ABD vardý bunun içinde, Ýsrail vardý bunun içinde, Mýsýr vardý." diyen Özgöker, o dönemde Türkiye'nin hem Mýsýr hem de Ýsrail ile iliþkilerinin iyi olmadýðýný hatýrlattý.
Prof. Dr. Özgöker, Yunanistan'ýn, GKRY, Mýsýr, Ýsrail ve ABD'nin Doðu Akdeniz Gaz Projesi'ni imzaladýðýný anýmsatarak bunun, Türkiye'yi ve Kýbrýslý Türkleri baypas etme projesi olduðunu kaydetti.
Türkiye'nin "East Med" (Doðu Akdeniz) projesine itiraz ettiðini anlatan Özgöker, "Yunanistan'ýn ve Kýbrýs'ýn Rum kesiminin Akdeniz kaynaklarýndan Doðu Akdeniz enerji kaynaklarýndan, fosil enerji, doðal gaz ve petrol kaynaklarýndan dýþlama projeleri boþa çýkmýþ oldu." diye konuþtu.
Uður Özgöker, "Bu anlaþma Lozan'dan sonra belki de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yaptýðý en baþarýlý anlaþmalardan biri. Türkiye'nin bütün Akdeniz'deki mevcudiyetini, enerji kaynaklarý üzerindeki söz hakimiyetini saðlayan bir anlaþma çok baþarýlýdýr." ifadelerini kullandý.