''Mümkün değil'' denilmişti! ABD'li Coffey, iki gelişmeyi örnek gösterdi: Dünyaya ilham vermeli
ABONE OL

Hudson Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı Luke Coffey, kaleme aldığı "Bölgesel uyuşmazlıklarda olumlu görüşmeler karanlığa ışık tutuyor" başlıklı analiz yazısında Ege'de Türkiye ile Yunanistan, Güney Kafkasya'da ise Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki yakınlaşma dönemini ele aldı.

Coffey, "Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının hiçbir pes etme belirtisi göstermemesi ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısının her geçen gün yoğunlaşması nedeniyle, dünyanın bazı eski anlaşmazlıkları ve çatışmaları daha az ilgi görüyor. Ancak uzun süredir devam eden iki anlaşmazlıkta takdiri hak eden olumlu gelişmeler yaşandı. Ege'de Türkiye ile Yunanistan, Güney Kafkasya'da ise Azerbaycan ile Ermenistan arasında yeni bir yakınlaşma döneminin başlaması mümkün" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile Atina'da yaptığı görüşmenin diplomatik bir atılımın önünü açtığını vurgulayan Coffey, "Türkiye ve Yunanistan, bir asırdan fazla süredir pek çok konuda anlaşmazlığa düşmüş durumda. İki ülke arasında denizdeki çeşitli adaların kontrolü konusunda da anlaşmazlıklar yaşanıyor. Bu durum en az iki kez neredeyse savaşa yol açıyordu. Bu Ankara için özellikle önemli bir konudur. Adaların durumu Türkiye'nin karasularının nasıl belirleneceğini doğrudan etkilemektedir. Doğu Akdeniz'de ise hangi ülkenin hangi bölgeyi kontrol ettiğinin belirlenmesi konusu her zamankinden daha önemli hale geldi" dedi.

"MÜMKÜN DEĞİL" DENİLMİŞTİ! ABD'Lİ COFFEY, İKİ GELİŞMEYİ ÖRNEK GÖSTERDİ: DÜNYAYA İLHAM VERMELİ

2022 yılında Yunanistan'ın Türkiye kıyı şeridine 5 km yakınlıktaki bazı ihtilaflı adaları silahlandırdığına dair kanıtların ortaya çıktığını belirten Coffey, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti sırasında her iki taraf da, çatışmaya yol açabilecek bir yanlış anlaşılmayı önlemek amacıyla iki ülkenin orduları arasında iletişim mekanizmalarının yeniden kurulması konusunda mutabakata vardı. İki lider ayrıca önümüzdeki yıllarda ticaret miktarını ikiye katlama sözü verdi. Yıllarca süren sert söylemlerinden sonra, ziyaretin samimi tonu öne çıktı. Erdoğan düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: "Aramızda çözülmeyecek hiçbir konu yok... Ege'yi barış denizine dönüştürmek istiyoruz"... Yakınlaşmadan her iki taraf da kazançlı çıkacak. Yunanistan, Türkiye ile artan ticaretten ekonomik olarak yararlanabilir. Her zaman pragmatist olan Erdoğan, Yunanistan'la sorunları tatmin edici bir şekilde çözmenin, Karadeniz ve Orta Doğu'daki daha acil jeopolitik zorluklara odaklanmasına olanak sağladığını anlıyor" ifadelerini kullandı.

Güney Kafkasya'dan da çok ihtiyaç duyulan müjdeli haberlerin gelmeye başladığını belirten Coffey, "Erdoğan'ın Yunanistan'da olduğu sırada Ermenistan ve Azerbaycan'dan üst düzey yetkililer, ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda bugüne kadarki en güçlü taahhüdü sunan eşi benzeri görülmemiş bir ortak bildiri yayınladılar. Ermenistan-Azerbaycan krizinin kökenleri oldukça yenidir. Çatışma, her ikisinin de hâlâ Sovyetler Birliği'nin parçası olduğu 1988'de başladı. Geçen haftaki toplantının ardından her iki taraf da "bölgede uzun zamandır beklenen barışa ulaşmak için tarihi bir şansın bulunduğunu" ve "iki ülkenin ilişkileri normalleştirme niyetlerini yeniden teyit ettiğini" belirten ortak bir bildiri yayınladı. Bu hafta Erivan'da konuşan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan ile mevcut ulaşım bağlantılarının yeniden açılmasına verdiği desteği yineledi. Ayrıca bu hafta iki ülke arasında büyük bir esir takası da gerçekleşti. Ermenistan-Azerbaycan normalleşmesine ilişkin son dönemde yapılan görüşmeler, diğer büyük güçlerin yokluğu nedeniyle dikkat çekicidir. Bu kez büyük oyuncuların hiçbirinin doğrudan bir rolü olmadı. Normalleşme her iki tarafa da yarar sağlar. Ermenistan'ın dış dünyayla olan transit bağlantısını acilen geliştirmesi gerekiyor. Ayrıca Azerbaycan'la normalleşme, muhtemelen Ermenistan'ın Türkiye ile diplomatik ilişkilerini yeniden kurmasına yol açacaktır. Bölgede gerçek barış ve istikrarın sağlanması halinde her iki ülke de doğrudan yabancı yatırım akışından faydalanacaktır." dedi.

Dünya manşetlerinin çoğunun karamsarlıkla dolu olduğu bir dönemde Ege Denizi ve Güney Kafkasya'dan gelen haberlerin memnuniyetle karşılandığını ifade eden Coffey, "Sadece haftalar önce birçok kişi her iki bölgede de bir atılımın imkansız olmasa da pek mümkün olmayacağını düşünürdü. Yunanistan ile Türkiye ve Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki angajman, küresel politika yapıcılara dünyanın en zorlu görünen sorunlarından bazılarını çözme umudunu kaybetmemeleri konusunda ilham vermelidir" dedi.