Ne doðal gaz ne petrol! Güçlü ortaklarý Türkiye olabilir
ABONE OL

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardýmcýsý Zafer Demircan, deniz üstü rüzgar enerjisinin sisteme dahil edilmesinin stratejik hedefler arasýnda olduðunu belirtti.

Demircan, "Türkiye Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Konferansý"nýn açýlýþýnda, Türkiye'nin "2053 net sýfýr hedefi" doðrultusunda, yenilenebilir enerji, hidrojen ve nükleer enerji kullanýmýný artýrmayý, doðal gazý da bir geçiþ yakýtý olarak kullanmayý planladýklarýný söyledi.

DOÐAL GAZ, PETROL VE HÝDROJENE ALTERNATÝF OLACAK! GÜÇLÜ ORTAKLARI TÜRKÝYE OLABÝLÝR

Temiz enerjiye geçiþi kolaylaþtýrmada politika uygulamalarýnýn önemine deðinen Demircan, bu noktada uluslararasý finans kuruluþlarýnýn finansman desteklerine dikkati çekti.

Demircan, Dünya Bankasýnýn desteðiyle Türkiye'ye toplam 70 milyon dolarlýk imtiyazlý finansmanýn iklim yatýrým fonlarý tarafýndan saðlandýðýný anýmsatarak, "Bu finansman TEÝAÞ'ýn iletim sistemini dönüþtürmek için daha önce Dünya Bankasý tarafýndan çýkan 1,5 milyar dolarlýk kredinin birinci 750 milyon dolarlýk kýsmýnýn kaldýracý olacak. Uluslararasý Finans Kurumu ile Avrupa Ýmar ve Kalkýnma Bankasýnýn 300 milyon dolarlýk özel sektör yatýrýmlarýnýn önünü açacak." diye konuþtu.

Toplam 80 milyar dolarlýk bir yatýrým ihtiyacýnýn öngörüldüðü Türkiye'nin Yenilenebilir Enerji 2035 Yol Haritasý'na göre, 2035'e kadar güneþ ve rüzgar enerjisi kurulu gücünün 4 katýna çýkartýlarak 120 gigavata ulaþmasýnýn hedeflendiðini anýmsatan Demircan, deniz üstü rüzgar enerjisinde de 5 gigavatlýk kapasitenin sisteme dahil edilmesi için çalýþmalarýn devam ettiðini bildirdi.

Demircan, þöyle devam etti:

"Avrupa Birliði (AB) tarafýndan finanse edilen ve Bakanlýðýmýz ile Dünya Bankasý tarafýndan ortak yürütülen 2019 Enerji Sektör Programý Faz 4 projesi kapsamýnda, Marmara Denizi'nde, belirlenen sahalarda meteorolojik ve oþinografik ölçümler ile jeolojik ölçümler gerçekleþtirmek üzere teknik ve finansal ön fizibilite raporlarý hazýrlanacak, þebeke deðerlendirmesi yapýlacak ve Bakanlýðýmýzýn bu alanda kapasite geliþimine de destek amacýyla eðitimler düzenlenecek. Projenin nihai hedefi, en az 1 gigavat deniz üstü rüzgar sahasýnýn yatýrýma hazýr hale getirilmesi."

Dünya Bankasýnýn "Türkiye için Deniz Üstü Rüzgar Enerji Yol Haritasý" raporunda yer alan bulgu ve önerilerin Türkiye'nin deniz üstü rüzgar enerjisi sektörüne önemli katký saðlayacaðýný belirten Demircan, "Çevresel, sosyal ve teknik kýsýtlar dikkate alýndýðýnda, Türkiye'nin toplam 66 gigavatlýk deniz üstü rüzgar enerjisi potansiyeli olduðu, bunun yaklaþýk 6,8 gigavatýnýn sabit temel ve açýk deniz rüzgarlarýna uygun olduðunun tespiti bizim için önemli." dedi.

Deniz üstü rüzgar enerjisinin sisteme dahil edilmesinin stratejik hedefler arasýnda olmaya devam edeceðinin altýný çizen Demircan, "Bu noktada Bakanlýðýmýz tarafýndan orta ve uzun vadeli planlarýn oluþturulmasý, pilot niteliðinde projelere destek verilmesi, düzenleyici çerçeve ve izin süreçlerinin daha basitleþtirilmesi, uzun vadeli liman planlamasýnýn yapýlmasý ve yerli tedarik zincirinin geliþiminin desteklenmesi gibi önerileri de dikkate alýyoruz." ifadelerini kullandý.

Dýþiþleri Bakanlýðý AB Baþkanlýðý Mali Ýþbirliði ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan da Türkiye-AB Katýlým Öncesi Yardým Aracý'nýn (IPA) ilk iki döneminde yaklaþýk 120 milyon avroluk kaynakla Türkiye'de enerji sektörüyle ilgili yatýrýmlarýn ve AB uyum çalýþmalarýnýn desteklenmesinin saðlandýðýný, önemli konu baþlýklardan birinin de yenilenebilir enerji olduðunu söyledi.

Özcan, bu dönemde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlýðý ve Dünya Bankasý iþbirliðinde 4 projenin hayata geçtiðini anýmsatarak, 2019'da finanse edilen ve uygulamasý devam eden söz konusu deniz üstü rüzgar enerjisi desteði projesinin de bunlardan biri olduðunu dile getirdi.

Proje kapsamýnda, rüzgar ölçüm çalýþmalarý, çevresel ve sosyal kýsýt analizleri, teknik, hukuki ve ekonomik analizlerin yapýldýðýný kaydeden Özcan, böylece deniz üstü rüzgar enerjisi uygulamalarýnýn kapsamlý bir þekilde ele alýndýðýný aktardý.

Özcan, IPA'nýn üçüncü döneminde "Türkiye Yatýrým Platformu" kapsamýnda da yenilenebilir enerji, iklim deðiþikliði, yeþil ve dijital dönüþüm konularýnda özel sektörün yatýrým ihtiyacýný karþýlayabilecek bir finans altyapýsýnýn oluþturulmasýný hedeflediklerini ifade ederek, þöyle devam etti:

"Bu kapsamda içinde Dünya Bankasýnýn da olduðu 8 uluslararasý finans kuruluþu toplam 14 farklý portföyle Türkiye Yatýrým Platformu'nda yerini aldýlar. Yaklaþýk 2 milyar avroluk bir yatýrým hacmi oluþtu. Henüz planlama aþamasýnda. Türkiye Yatýrým Platformu kapsamýndaki çalýþmalar sahaya inmedi. Uluslararasý finans kuruluþlarýnýn AB ile yapacaðý anlaþmalar sonrasýnda özellikle yenilenebilir enerji, rüzgar enerjisi, açýk deniz rüzgar enerjisinin de özel sektör yatýrýmlarý anlamýnda finansmaný mümkün olabilecek."

- "RÜZGAR ENERJÝSÝ ÝKLÝM DEÐÝÞÝKLÝÐÝNÝN ETKÝLERÝNÝ HAFÝFLETMEK ÝÇÝN GÜÇLÜ BÝR ARAÇ"

AB Türkiye Delegasyonu Yeþil Kalkýnma ve Kapsayýcý Büyüme Bölüm Baþkaný Virve Vimpari de AB'nin, iklim deðiþikliði ve yenilenebilir enerji katkýlarýnýn artýrýlmasý konusunda güçlü ortaklýklara ihtiyaç duyulduðunu söyledi.

Vimpari, AB olarak bu doðrultuda, tüm paydaþlar, kuruluþlar ve Türkiye hükümetiyle iþbirliðini devam ettireceklerini dile getirdi.

Rüzgar enerjisi ve özellikle de deniz üstü rüzgar enerjisinin, iklim deðiþikliðinin etkilerini hafifletmek için güçlü bir araç olduðunu kaydeden Vimpari, "Rüzgar sektöründe Türk ve AB þirketleri arasýnda halihazýrda güçlü sinerji mevcut. Ancak temel bileþenlerin üretimi ve tedarikinden deðer zincirlerinin daha yakýn entegrasyonuna kadar potansiyel daha da yüksek. Bugünkü etkinlik, 5 gigavatlýk deniz üstü rüzgar enerjisi geliþtirme konusunda iddialý planlarý olan Türkiye ile daha yakýn bir iþbirliðinin çerçevesini çizmek için bize ilave unsurlar saðlýyor." deðerlendirmesinde bulundu.

Dünya Bankasý Türkiye Direktörü Humberto Lopez ise Türkiye'nin 2035'e kadar yenilenebilir enerji kurulu gücünü 90 gigavat daha artýrma hedefine dikkati çekti.

Lopez, Türkiye'de 2020'den 2035'e kadar elektrik talebinin yüzde 67 oranýnda artacaðýnýn tahmin edildiðini belirterek, "Bu da 100 gigavat kurulu güç gerektirecektir. Dolayýsýyla planlanan 90 gigavat, artý nükleerden gelen bir miktar bizi ülkenin ihtiyaç duymasýný beklediðimiz miktara çok yaklaþtýracak." ifadelerini kullandý.

Türkiye'nin yüksek gelirli, endüstriyel bir güç olma ve imalat üretimini artýrma konusundaki hedeflerine de vurgu yapan Lopez, "Bunun için de sadece enerjiye deðil, ayný zamanda uygun fiyatlý enerjiye de ihtiyacýnýz var. Eðer bir gigavat güneþ ya da rüzgar enerjisi kuracaksanýz, kurulum maliyeti kömürden daha düþük, doðal gaza göre de aþaðý yukarý ayný. Bu santralleri çalýþtýrmanýn maliyeti de fosil yakýta göre daha düþük olacak. Bu da elektrik üreticilerinin daha düþük fiyatlarý sanayiye yansýtmasýný mümkün kýlacak ve ülke sanayisini daha rekabetçi hale getirecektir." diye konuþtu.

Lopez, yenilenebilir enerjiye geçiþin enerji güvenliðinin yaný sýra mikro ekonomik güvenliðe de katkýda bulunduðunu kaydederek, deniz üstü rüzgar enerjisi yatýrýmlarýnýn sanayi sektörünün geliþimine de yardýmcý olacaðýný anlattý.